Yağız güne erken açmıştı gözlerini hoş zaten uyuyamamıştı da heycandan ,sırıtmasına engel olamıyordu. Genç kadının güzel yüzü bir an olsun çıkmamıştı aklından .yatağından doğrulup kollarını gerdi pencereden yeşil eve bakma isteğini zoraki durdurup salona ilerlemişti .Babası her zamanki yerine kurulmuş büyük bir dikkat le maç özetlerini takip ediyordu .
" hayırlı sabahlar "
gözlerini Televizyodan ayırmadan
" hayırlı sabahlar oğlum, izinli günün değil miydi bugün erkencisin "
" uyku tutmadı baba "
Tekrar tvye pürdikkat dalan yaşlı adam yağızı gülümsetmişti, maç dendimiydi dünyayı unutuyordu elinde kumandası olsun yeterdi ona ,sağına soluna karışmazdı zavalı adamcağız az çekmiyordu karısının dilinden. Emekliliğinden sonra tek oyalantısı televizyon olmuştu arada sırada bide marangozculuk yapardı evin boş odasını kendine ayırmış minik çalışma odası yapmışdı .Üstelik oldukca başarılıydı ,dede mesleğiydi onlarda yağız biraz tvde oyalanmış sonra
Mutfaktan gelen güzel kokular genç adamı acıktırmıştı. Yerinden kalkıp Adımlarını hemen oraya yönelti .Ağzında tatlı tatlı türkü mırıldanan anasına yaklaşıp yanaklarından öptü." hay Allah iyiliğini versin ne yaklaşıyon öyle sinsi sinsi "
Genç adam annesinin sardığı incecik yaprak sarmasını ağzına tıkıştırırken.
" Döktürmüşsün yine hatun "
"Bu çocuk beni öldürücek bi öğretemedim kaç yaşına geldin sen büydün boy pos desen maşallah akıl hala çocuk aklı biz babanla nerde yanlış yaptık acaba hay allahım git elerini yıka sıpa önce sen hadii "
Genç adam annesinin onu çoçuk gibi azarlamasına kocaman sırıtıp tekrar yanaklarına sulu öpücük kondurdu annesi yağızın arkasından tebesümle baktı ne zaman bu hergele büymüştü de evlenicek yaşa gelmişti daha dün gibiydi üstü başı toz içinde eli yüzü taştan toprakdan kararmış eve gelişleri yaşlı kadın bir iç çekip tekrar işinin başına döndü.
**********
Genç kadın mutfakta minik kuzenine omlet yaparken yağmur mutfaktaki çiçekleri suluyordu ." leylacım bu güşel çiçeklerle hergün konuşunca sevdiğini onlara hissetirince daha çabuk uzayıp daha güzel çiçek açtıkları doğrumu ?"
Leyla minik kuzenine dönüp gülümsedi.
" evet doğru tatlım sen nerden biliyorsun peki bunları ?"
" anneannemin bahçeşinde çiçekleri var birsürü onları sularken anlatmıştı bana hem biliyomusun babamda bana söz verdi biysürü çiçek alıcak hepşine ben bakıcam onları çok sevicem böyle bulutlara kadar büyücekler gör bak "
Leyla kuzenini dinlerken bir taraftan gülmesine engel olamadı o kadar şirin konuşuyordu ki arada sırada harfleri yutuyordu ve bu leylanın çok hoşuna gidiyordu. Keşke hep çocuk kalsaydım diye düşündü genç kadın tek dert ettiği oyuncaklarının kırılmış olması olurdu oyun oynarken düşüp dizini yaraladığı an ağlardı insan büydükce dertler çoğalıyor du artık hayal dünyasından kopup gerçek hayatın farkına varıyordu en zoruda buydu gerçeklerle yüzleşmek büyüdüğnü anlamak oysa çocukken öylemiydi en ufak hayaller bile mutlu ediyordu şimdi hayal kursa bile gerçek olmayacağını biliyor kurduğu güzel hayaller tuzla buz oluyordu hayal kurmanın bir anlamı kalmıyordu. gözlerinden istem dışı bir damla firar ederken genc kadın elinin tersiyle silip kuzeninin ağladığını görmesini istememişti gidip kuzenine sıkıca sarılıp yanaklarına minik öpücükler bıraktı.
![](https://img.wattpad.com/cover/36520257-288-k558771.jpg)
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Mahalle Aşkı
RomanceMüziğin ritmine iki beden eşlik etmeye çalışıyordu tamamiyle herşeyden soyut lanmış sadece birbirlerinin gözlerinin içine hapsolmuş lardı. Bütün kadınlar leylayı kıskançlıkla süzüyordu. Yağız kollarının altındaki küçük ve zarif bedeni kavramışdı san...