"Bu dansı benim üzerimde de denemeni isterim tatlım." dedi pişkince sırıtarak. İğrenerek yüzüne baktığımda sırıtan ifadesinin daha da yayılmış olduğu yüzüne bir tokat geçirdim anlık boşluğundan faydalanarak.
Attığım tokat üzerine gözlerini koskocaman açan esmere baktım. Resmen alev fışkırıyordu gözlerinden. Kızlar kollarından tutup çekmeye çalışırken onları kollarından silkeliyor, yere düşmelerine sebep oluyordu. Kızlar da direnemiyor kalçalarının üzerine yere kapaklanıyorlardı. Melanie düştüğü gibi ciyaklamaya başlayınca çocukların bizi çoktan fark etmiş olduğunu gördüm. Harry bana -hâlâ- yaklaşmakta olan adama delici bakışlar atıyordu. Zayn ise telefonda biriyle konuşuyor sanki talimat veriyordu.
Harry yanıma iyice yaklaşınca çocuğun ona dönük olmamasını fırsat bilerek sırtına bir tekme geçirdi. Çocuk tam üzerime düşecekken bana yardım edip kenara çeken kişiye baktım. Liam'dı... Liam'a minnetle baktığımda bana 'önemli değil' dercesine baktı. Gülümseyip çocuğa dönünce Harry'nin çocuğun üzerine çıkmış ağzına yüzüne indirmekte olduğunu gördüm. Çocuğun yüzünün her yerinden kan geliyordu. Şu an ona acımıyordum -ona acımamı beklemeyin yaptığı güpegündüz taciz - ama Harry biraz daha vurursa öldürecekti onu. Harry'e yaklaşıp "Tamam yeter Harry... Bırak yoksa kan kaybından ölecek!" dedim çekilmesini umarak. Ağzının içinde bir şeyler homurdandı ama duyamadım. Harry ayağa kalktı ve kolumdan tutarak çekiştirmeye başladı. Ne yaptığını anlamıyordum ama beni kıskandığı barizdi. Ancak beni nereye götürüyordu.?.?. Orası meşru.
En sonunda sarhoş kafasıyla sordum. "Nereye Harry -hıçkırık- çantamı -hıçkırık- bile almadım -hıçkırık- içeride kaldı." dedim ağzımı yaya yaya. Zaten hıçkırmaktan konuşamıyordum. "Arabada çantan merak etme." dedi çekiştirmeye devam ederken. Ne ara koymuştu? Hiçbir fikrim yoktu ama sorgulamaya gücüm de yoktu. Bileğim acıyordu, başım dönüyordu ve midem fena bulanıyordu. "Harry... Başım dönüyor ve midem çok kötü oldu." deyince bana döndü. Başımı elleri arasına alıp alnını alnıma yasladı. Sonra biraz geri çekildi. "Derin nefes al!" dedi hem öneri hem de emir bulunan sesiyle. Burnumu sızlatacak kadar derin nefesler aldım sözleri üzerine . "İyi misin?" diye sordu sevimlice. "Az öncekinden daha iyiyim." dedim sırıtarak. Yüzüme yaklaşıp burnuma öpücük bırakması şok etkisi yarattı bedenimde. İyice yaklaştı ve beni kucağına alıp arabaya ilerlemeye başladı. Range Rover'ı açıp beni koltuğa koydu. Direksiyona geçip arabayı çalıştırdı. Ben de kendimi uykunun kollarına bıraktım.Evet minnoşlar!!! Geç olsun güç olmasın!! Yeni bölüm biraz geç oldu ama geldi!! Yorum ve Vote'larınızı bekliyorum!!! Gelecek bölüm birkaç bölüm geriden olacak yani aynı olayları Harry'nin anlatımından yapacağım böylece her şey yavaş yavaş oturacak. Mesela Harry çocuğu döverken ne dedi? Bunu vb. şeyleri öğrenmiş olacaksınız! Ama biraz gecikebilir çünkü birkaç günlüğüne Samsun'a gideceğim de.
Ayrıca lütfen #EmaBiggestFans1D hashtag'i ile lütfen tweet atın! Ayrıca instagram'da da aynı hashtag ile fotoğraf paylaşın ki kazanalım bu yarışmayı da!!! Hepinizi seviyorum... All The Love Xx...
ŞİMDİ OKUDUĞUN
THE ENCOUNTER
Fanfiction"Aww... Harry! Bak! Yıldız kaydı." "Hayır bebeğim. Yıldızlar kaymaz. Az önce bir gök taşı ozon tabakasına çarpıp parçalara ayrıldı. Bu da ondan kopan bir parça." dedi gözlerime bakarak. "Tıpkı benim gibi." dedi sonra sessizce. "Nasıl?" dedim anlama...