Barbara'nın Anlatımından
Gözlerimi yavaş yavaş aralamaya çalışırken görüş alanıma giren kıvırcıklarla şok oldum. Gözlerimi aşağıya doğru indirip ellerimin bulunduğu yere baktım. Ellerimi Harry'nin beline sarmıştım. Diklenmeye çalışırken belimde Harry'nin ellerini fark ettim. Bu kıpırdanmalarımdan olsa ki Harry yavaşça gözlerini açtı.
Zümrüt yeşili gözleriyle bana bakarken resmen bakışlarıyla eriyor ve yanaklarımın kızarmaya başladığını hissediyordum. Bunu anlamış gibi bilmiş bilmiş bana bakıp sırıtarak "Günaydın güzelim." dedi o boğuk sesiyle.
Zaten boğuk olan sesi uyanmanın vermiş olduğu etkiyle daha da boğuklaşmış ve aşırı sevimli bir hâl almıştı.
Bunları düşünmeyi bırakıp "Günaydın!" dedim çatlayan sesimle. Gülümsediğinde bulunduğumuz durumu bir kez daha hatırlayarak yanaklarımın kavrulmasını hissettim bir kez daha. Harry'e dönerek "Şey..... Harry" dedim. Hâlâ gülümsediğinden söyleyeceğimi anladığı belli oluyordu.
"Merak etme. Bir şey olmadı. Sen çok içmiştin. Kızların arabalarıyla gelmiştiniz ve o kadar içkiliyken araba kullanamazlardı. Seni eve bırakmayı teklif ettim. Ama arabada uyuyakalınca kendi evime getirdim anlayacağın." diye olanları özetlediğinde anladığımı belli etmek amacıyla kafamı aşağı - yukarı salladım.
Bana bakıp "Aç mısın?" diye sordu. "Gerçekleri söylemek gerekirsee....." dedim. "E-eevet açım. "
LANET OLSUN! Neden kekelemiştim ki ben?
"Tamam o zaman kahvaltı hazırlayalım." dedi ben iç sesimle dövüşürken. "Tamam." diyerek onayladığımda ayağa kalkıp dolaba ilerledi. Bu sırada sadece iç çamaşırlarıyla uyuduğunu fark edip bir kez daha kızardım.
Ayağa kalkıp odadaki banyoya ilerlerken bana bakan Harry'e dönüp "Şey... Sen mutfağa in, ben elimi yüzümü yıkayıp gelirim. Olur mu?" dedim nedensizce sevimli çıktığını düşündüğüm bir sesle. "Tamamdır. Ben iniyorum sen de gelirsin." dedi ve yanağıma bir öpücük kondurduktan sonra kapıyı açıp çıktı. Banyoya girip işlerimi hallettikten sonra saçımı toplayıp aşağıya inmeye başladım.
Üstümdeki tişörte bakıp sırıtırken mutfaktan gelen kokularla kendimden geçerek minik minik adımladım mutfağa. Harry'nin hazırlamış olduğu masaya bakıp koşarak ilerledim.
"Harry çok güzel görünüyor." dedim neşeyle. O da bana yıllarca hiçbir şey yapmadan izleyebileceğim gamzelerini bahşettikten sonra elindeki tavanın içindeki omleti de tabağa koyup masadaki yiyeceklerin arasına sıkıştırdı.
Tabiri caiz ise masada bir kuş sütü eksikti. Krepler, omletler, çeşit çeşit peynirler, zeytinler, salam, sosis, jambon, ekmek, reçeller, pankekler ve sayamayacağım pek çok şey vardı. Unutmamam gereken bir ayrıntı da masada Cup kek de olmasıydı.
"Çay mı kahve mi?" Harry'nin sorusuyla Cup keklerle bakışmamı kesip "Çay!" dedim ve sadece bakışarak ağzımın sularını akıtmayı başaran minik keklerime yürüdüm ve pespembe kreması olan turkuaz renkli bir kalıpta duran keki elime aldım ve dudaklarıma - ve tabii ki mideme - bu zevki bahşettim.
Bu sırada çayları dolduran Harry'e bakarak sandalyelerden birine oturdum. Harry'nin de karşıma oturmasıyla kahvaltıya başladık. Her şeyden tabağıma alıp yemeye başlayınca Harry "Yavaş ol. Boğulacaksın!!" dedi yine çukur gibi gamzelerini göstererek.
Gülümseyerek cevap verdim karşımdaki sevimlilikten boğulacak olan adama "Merak etme. Bir şey olmayacak."
Selam!!! Nasılsınız görüşmeyeli?? Umarım iyisinizdir. Evet, bir aydır bölüm gelmiyordu. Normalde pazarları bölüm yazmayı düşünüyorum ama 'Hayat siz planlar yaparken başınıza gelenlerdir.' sözünün gerçekliğini bir kere daha anlamamı sağladı bu durum.
Neyse söylemek istediklerim var.
1- On The Road Again Tour bitti ve çocuklar bir yıllık ara verecekler. Sahnede grup kucaklaşması yaptılar, gerçekten ağladım. Aranın 2 yıl olacağını söyleyenler ve kesinleşti diyenler de var yani bu benim için daha fazla ağlama sebebi oluyor!
2- Perfect'i izlemeyi unutmayın. Aşık olduğum bir klip daha!!
Son olarak hepinizi seviyorum. İyi ki varsınız!! İyi ki buradasınız...
Het zaman dediğim ve aşkımın da dediği gibi.... All The Love... Xx..!!!
Not: Multimedia çocukların grup kucaklaşmalarını koyuyorum!! Resmi kendim hazırladım... İnanılmaz olmasa da ANLAMLI!!!
ŞİMDİ OKUDUĞUN
THE ENCOUNTER
Fanfiction"Aww... Harry! Bak! Yıldız kaydı." "Hayır bebeğim. Yıldızlar kaymaz. Az önce bir gök taşı ozon tabakasına çarpıp parçalara ayrıldı. Bu da ondan kopan bir parça." dedi gözlerime bakarak. "Tıpkı benim gibi." dedi sonra sessizce. "Nasıl?" dedim anlama...
