Artık aldığım nefesler bile sanki beni öldürüyor gibi. Nefes almayı yaşamak için yapmıyorum. Nefes almayı sırf sana bu kelimeleri göndermek için yapıyorum. Çünkü senin için tüm nefesimi ve kelimelerimi tüketmeye hazırım. Nefesimin yetmediği zamanlarda yettiririm. İnan bana yettiririm. Gülüşünün bağımlısı olduğum yağmurum.
Ellerini özlüyorum. Benden hiç gitmeyen, her yerimi keşfetmiş o narin ellerini özlüyorum. Seninle ilgili her şeyi özlüyorum. Keşke o ellere sıkıca tutunsaydım. Ama yapamazdım. Bunu sen de biliyorsun. Yine de kendimi suçlu hissetmekten alıkoyamıyorum. Saçının teline zarar gelmesi bile kalbimde kapanmayan koca delikler açmaya yetiyordu ve şimdi kalbim koskocaman bir delik. İçinde şiirlerinin ve senin olduğu kısım hariç. Aslında sen her yerdesin. Kalbimde, ruhumda, beynimde. Ben farketmeden sen olmuşum haberim yok. İşlemişsin derime usulca. Derimden beynime, beynimden kalbime ve kalbimden ruhuma.
Anılarımız sahip olduğum en güzel şeyken şu an pek düşünmek istemiyorum çünkü yenilerini ekleyemedikten sonra eskilerini düşünmek katlanılmaz bir acı sızdırıyor ruhuma. Korkuyorum. Tüm ressamların çizmek isteyeceği ama çizerken ağlayacakları ve başaramayacakları o güzel çehreni unutmaktan korkuyorum. Hem de hiçbir şeyden korkmadığım kadar. Kokun gitti zaten. Burnum hiçbir şey koklayamaz oldu. Koklamak istemiyor. Halbuki o kadar çabalamıştım. Kokun gitmesin diye burnumu bile tıkamıştım ama sonra kokunun ruhumun derinliklerine işlediğini fark ettim. Her gün daha derine. Her gün daha derine. Ama asla kaybolmuyor, kaybolmayacak.
Ve son olarak seni duyuyorum. Bu kulakların duyduğu tek ve en güzel sessizliksin.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Üzgün Ses Kayıt Cihazı
Sachbüchergidişin kelimelerimin kelepçelerini kıran şeydi ölümün canımı yakmadı aksine bırakmadı içimde can denen şeyi şimdi sen gittin ya ben hala seni duyuyorum peki sen beni duyabiliyor musun bak sessiz değilim artık en çok istediğin şey bu değil miydi bu...