Boğazımdan aşağıya, akciğerlerime doğru giden nefes yolunu kaybediyor. Genzime kaçıyor aniden. Her nefes alışımda tutuyor bir öksürük dalgası. Sanki bana bir şeyler hatırlatıyor gibi. Bunu yapma diyor sanki fakat ben onun aksine bunu yapmaya devam ediyorum. Gerçek ortada. Ben gerçeği kabul edeli çok olmuyor fakat gerçek hep oradaydı. Kendimi cezalandırıyorum. Nefes almak benim cezam. Kimse beni cezalandırmıyor, ben de kendimi cezalandırıyorum.
Kırmızılığından açamadığım gözlerim, kapanmak için can atıyor. Göz kapaklarım isyan ediyor. Ruhum çırpınıyordu. Artık o da sessizce ne olacağını izliyor. Bedenimin kontrolü hala bende. Eğer öyle olmasa kapanırdı gözlerim, nefes almayı keserdi vücudum. Kontrolü ne zaman kaybedeceğimi bilmiyorum. Fakat onlara acıyorum. Gözyaşları yanaklarında kurumuş, vücudumun en ücra köşesine çöken ve sessizce iç çeken ruhuma daha çok. Her zaman çaresiz olduğumu biliyordum. Fakat artık sona geldim. Beni duyuyorsundur umarım. Du-
Özür dilerim. Öksürüklerimi duymanı istemezdim. Diyeceğim şey de yarım kaldı. Ben-
Seni duyuyorum.
Çok özür dilerim, sevgilim. Öksürüklerimi durduramıyorum. Kendimi Kafka'ya benzetiyorum bazen. O veremden ölmüştü, onun öksürükleri daha ölümcül ve korkutucuydu fakat benimkiler de ölüm kokuyor. Ölümün habercisi.
"Bazen beynimin ve akciğerlerimin benden habersiz anlaştıklarını düşünüyorum. "Artık böyle devam etmez." dedi beyin ve beş yıl sonra akciğer de yardıma hazır olduğunu bildirdi."
Benimki beş yıl sürmeyecek. Süremez.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Üzgün Ses Kayıt Cihazı
No Ficcióngidişin kelimelerimin kelepçelerini kıran şeydi ölümün canımı yakmadı aksine bırakmadı içimde can denen şeyi şimdi sen gittin ya ben hala seni duyuyorum peki sen beni duyabiliyor musun bak sessiz değilim artık en çok istediğin şey bu değil miydi bu...