Sana ses kaydı kaydetmeyeli kaç gün geçti hiç bilmiyorum fakat uzun zaman oldu. Bu uzun zamanda sadece yatağımda uzandım. Düşündüm. Uzun uzun düşündüm. Zaten bu aralar düşünmekten başka hiçbir şey yapamıyorum. Düşüncelerimin zihnimde bıraktığı çiziklerden fışkıran kanları temizlemeyi hala öğrenemedim. Zaten temizlesem ne değişecek, iyileşemedikten sonra? Her yer kan gölü olarak kalsa ne değişecek, söyle.
Burada benimle birlikte uzandığını hayal ediyorum. Şu an gözlerim kapalı, seninkiler gibi. Sen de hayal et olur mu? Kollarımın arasındasın. Saçların burnumda. Ellerin ellerime kenetlenmiş. Gözlerimiz kapalı. Yüzümde bir gülümseme var. Aynısı seninkinde de olan. Gerçek hissettiriyor. Gözlerimi açmak istemiyorum. Açmayacağım. Çünkü biliyorum ki, açarsam tüm o gerçeklikten kopacağım. Tek başıma uzandığımı idrak etmek bir yana, göreceğim. Gözlerim kapalı kalsın. Seninkiler gibi. Zaten senin gözlerin olmadıktan sonra ne anlamı var benimkilerin açık kalmasının?
Kafamda bir şarkı çalıyor. Bekle, kahkahanmış. Seni özledim. Seni çok özledim. Bunu dile getirdiğimde yakıcı bir his ağzıma yayılıyor fakat olsun. Bu bir savaş. Kaybedeceğim günü beklediğim ve kaybedeceğimi bildiğim bir savaş. Geleceğim. Çok az kaldı.
Asıl konuya gelmek istiyorum fakat ağzımı her açtığımda burnumda bir sızı hissediyorum. Bunu yapabilir miyim emin değilim. O günü tekrar yaşamayı kaldırabilir miyim? Eminim bugünü sen de hatırlıyorsundur. Hiç unutmadığını biliyorum. Bugün birbirimizi gördüğümüz gün. O lanet olası yerde, o aptal çocuklar benimle dalga geçerken bana yardım ettiğin gün. Her şeyin başladığı gün. Gelişin çok ani olmuştu. Gidişin gibi. Asla tahmin etmezdim. Bir gün birinin gelip beni dünyanın en güzel, huzurlu adamı gibi hissettirebileceğini tahmin etmezdim. Hayallerime konuk olmayı bırak aklımın ucundan dahi geçemeyecek kadar güzeldin. Var olduğuna inanamayacağım kadar aykırıydın bana sen. Önceleri sorardım tanırıya bana seni neden verdi diye. Almak içinmiş. Tanrı bana çok ağır bir darbe vurarak konuşmamı engellemişti. Sonra ise darbelerin en büyüğünü vurarak konuşmamı sağladı. Sonunda ellerimden kayıp gideceğini tahmin etmeliydim. Tabii, sana o kadar kapılmışken fark edemezdim ve edemedim de. Planlanan şey buydu zaten. Hiç bilmediğim bir zamanda, her şey güzelken gitmen. Öğrendiğim tek bir şey var, tanrı şeytandan daha kötü.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Üzgün Ses Kayıt Cihazı
Non-Fictiongidişin kelimelerimin kelepçelerini kıran şeydi ölümün canımı yakmadı aksine bırakmadı içimde can denen şeyi şimdi sen gittin ya ben hala seni duyuyorum peki sen beni duyabiliyor musun bak sessiz değilim artık en çok istediğin şey bu değil miydi bu...