Nefes alamıyorum, neredesin? Nefes almak zor geliyor artık. Unuttum kokunu, neredesin? Kokun olmadan yapamıyorum. Gücümü yettirmeye çalışıyorum ama güç denen şeyden kırıntı bile kalmadı içimde. Çok özledim. Özlemin bütün organlarıma yayılmış bir kanser gibi. Kanıma karışmış bir zehir. Derimi yakan bir ateş. Özlemin, bu dünyadaki pisliklerden daha fazla. Özlemin günahlar kadar. Hep var, olacak ve devam edecek. Bunun bir sonu yok. Günahların olmadığı gibi. Ne zaman insanlık sona erer, dünya tamamen silinirse ve biz hiçbir zaman hiçbir şey hatırlamazsak o zaman günahlar da sona erecek. Ben yok olursam, özlemim de sona erecek. Ya da bu kadar kolay değil gibi. Sonuçta bütün günahlara ev sahipliği yapan yer evren. Ve evren hatırlayacak. Bu dünya ve biz yok olsak bile evren hatırlayacak. Tamamen yok olması için evrenin de yok olması gerek. Tıpkı kalbim gibi. Kalbim evren kadar büyük ve sonsuz değil, pardon. Ama ruhum öyle. Çünkü içinde sen varsın.
Tükeniş böyle mi hissettirmeli? Ya da bu tükenmekten daha mı ileri? Bilemiyorum. Beynimdeki sesler çoktan gittiler benden. Kalbim hala atıyor ama duyulmaz artık. Ruhum hala canlı. Tek canlı yerim ora. Hep canlı kalacak çünkü benim ruhum sensin. Seni hep canlı tutacağım. Ölsem bile. Ölüm benden çok şey aldı. Bunu da veremem.
Kulaklarım sağır, sessizliğini duyuyor sadece. Gözlerim kör, seni göremiyor diye. Ben yokum, sen varsın bende. O yüzden seni hala duyuyorum. Bu kulakların duyduğu tek ve en güzel sessizliksin.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Üzgün Ses Kayıt Cihazı
غير روائيgidişin kelimelerimin kelepçelerini kıran şeydi ölümün canımı yakmadı aksine bırakmadı içimde can denen şeyi şimdi sen gittin ya ben hala seni duyuyorum peki sen beni duyabiliyor musun bak sessiz değilim artık en çok istediğin şey bu değil miydi bu...