Bugün ölümle burun buruna geldim. İlk defa evden çıktım ve araba çarpıyordu. Sokakları unutmuşum. İnsanları. Ama hiçbirini özlememişim. Hepsi fazlalık gibi geldi bugün bana. İnsan sesleri beynimi yordu. Arabalar... Seslere katlanamıyorum. Katlanabildiğim tek ses vardı, o da seninkiydi. Senin sesini duyamadıktan sonra diğer sesleri duysam ne olur? Her zaman söylüyorum duymak istediğim ses, görmek istediğim çehre, kokusunu solumak istediğim kişi sensin. Oksijeni bile istemiyorum. Kokun olsun yeter.
Az önce annem geldi. Kapıyı açmadım. Kapıda ağladı ve gitti. Canım acımadı. İçim senin acınla o kadar dolu ki, başka hiçbir şey acıtmaz oldu. Başkaları için bütün hislerim tükenmiş gibi. Kendim için bile bir şey hissetmiyorum. Sadece sen.
Bana bir gün en sevdiğim şiirin ne olduğunu sormuştun. Ve ben de hepsini sevdiğimi söylemiştim. Sonra sen bana şiirler yazmaya başladın ve en sevdiğim onlar oldu. Hatta sevdiklerim onlar oldu, başka sevmez oldum. Ve bir tanesini okuyacağım:
öptüm dudaklarından,
çekip çıkarmak istedim kelimeleri.
tuttum ellerini,
anladım derdini.
sonra hissettim.
biliyordum çıkmayacağını kelimelerin.
ama hissettim,
hep hissetmek istedim.
o yüzden öpücüklerim hep bundandır bilesin.Lütfen... Ah tanrım. Artık dayanamıyorum. İhtiyacım var sana. Lütfen, lütfen, lütf
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Üzgün Ses Kayıt Cihazı
Non-Fictiongidişin kelimelerimin kelepçelerini kıran şeydi ölümün canımı yakmadı aksine bırakmadı içimde can denen şeyi şimdi sen gittin ya ben hala seni duyuyorum peki sen beni duyabiliyor musun bak sessiz değilim artık en çok istediğin şey bu değil miydi bu...