onuncu kayıt

219 37 15
                                    

Bir gün artık bana bir yılmış gibi geliyor. Gerçi gün kavramını yitirdim orası ayrı. Gecem gündüzüm belli değil. Uyku denen şey gram kalmadı. Sadece rüyalarıma girersin umuduyla uyumaya çalışıyorum o kadar. Eskiden yirmi dört saatin az olduğunu düşünürdüm seninle. Sonra beraber uyumaya başladık ve o bölüm günün en sevdiğim kısmıydı. Şimdiyse yirmi dört saat bana yirmi dört yılmış gibi geliyor. Boğuluyorum. Ciğerlerime hapsettiğim hava oradan çıkmak istemiyor. Ya da ciğerlerim havayı kabul etmiyor.

Seni böylesine özlemek benim ölümüm olacak değil mi? Bile bile özlemeyi durduramıyorum. Durdurma şansım olsa yine durdurmam orası ayrı. Çünkü ölüm benim başıma gelebilecek en güzel şey şuan. Varmış gibiyim ama aslında yokum. Bundan kötü bir şey varsa o da senin yokluğun. Başka tanımam.

Dün rüyamda bir yıldız yakalıyordun. Sen yakalamadan önce hiç parlamıyordu. Diğer yıldızlardan faklı olduğunu biliyordum. Ya da ben öyle görüyordum, bilmiyorum. Her şey olabilir. Her şeyin altında yatan en temel şey bakış açısı çünkü. Eline temas ettiği anda parladı. Öyle bir parladı ki, güneş bile hayran kaldı. Sonra fark ettim. O yıldız bendim. Yakala beni sessizliğiyle bile kulaklarıma hücum eden en güzel melodi. Yakala ki, karanlığın yuttuğu delikten çıkayım.

Üzgün Ses Kayıt CihazıHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin