Bölüm-3 //Her Zamankinden

3K 171 11
                                    

"Buyrun çayınız. Başka bir şey arzu eder misiniz?"

Bayan nazikçe kafasını iki yana sallayıp, teşekkür ettiğinde yanından ayrılıp mutfağa girdim. Domates doğrayan Gül teyzenin yanına ulaşıp dirseğimi tezgaha yasladım.

"Zeynep bugün dükkanı erken kapatacağız ya." dedi Gül teyze domatesleri tabağa yerleştirirken. "Ben biraz daha erken çıkacağım. Niyazi amcan hasta da."

Endişeyle alt dudağımı dişleyip tabağı elime aldım. "Ay geçmiş olsun. İyi değil mi ama?"

"İyi iyi."

"Oh. Geçmiş olsun. Sen istediğin zaman çık."

Bana gülümsediğinde ona gülümseyerek karşılık verip mutfaktan çıktım. Müşteri zili yine kulaklarımı doldururken kapıya doğru çevirdim gözlerimi. Karşılaştığım yeşillerden sonra biraz duraksayıp gülümsedim.

Kerem her zaman ki masasına oturduktan sonra -bunu diyebiliyorum çünkü havuzdan sonraki iki gün ilk geldiği yere oturuyordu- elimdeki tabağı müşteriye ilettim.

Kerem'in yanına vardığımda elime not defterimi aldım.

"Her zamankinden." dediğinde gülümsemem yüzüme yayıldı.

Başımı sallayıp mutfağa doğru ilerledim. Önce portakalları bir güzel yıkayıp hepsini teker teker ortadan ikiye kestim. Sonrasında sıkacakla sıkıp mor uzun bardağı portakal suyuyla doldurdum. Bardağı tepsiye yerleştirip yanına kırmızı üzerine beyaz puantiyeli peçeteyi de koydum.

Mutfaktan çıkıp Kerem'in yanına gidecekken gözlerim karşısında oturan kahverengi saçlı kızda takılı kalmıştı. Gülümseyerek yanlarına ulaştığımda masaya bıraktığım mor bardakla Kerem'in bana bakmasını sağlayabilmiştim. "Afiyet olsun. Siz bir şey ister misiniz?" diyerek kıza döndüm.

Kız beni baştan aşağıya süzdü. Bu hareketi beni havuza iten kızı hatırlatmıştı. O da Kerem'in sevgililerinden birisiydi. Aynı şekilde bende kendimi süzmüştüm.

Üzerimde koyu renk yırtık bir kot ve onun üzerine giydiğim lacivert iri örgülü kazağım vardı üzerimde. Ve altımda spor ayakkabılarım. Ondaysa hafif soğuk havaya rağmen yarım kollu mini kırmızı bir elbise ve altına giydiği leoparlı topuklu ayakkabıları vardı.

Yani o şıkır şıkırken ben kendimi kasmamıştım.

"Frambuazlı pasta var mı şekerim?"

"Hayır. Biz sadece kahvaltı ve içeçek şeyler satıyoruz. İsterseniz menü getireyim?" diye sordum kaşlarımı havaya kaldırıp.

Saçlarını havalı sandığı bir şekilde eliyle arkaya ittirdi. "Yok. Ben sütlü bir kahve istiyorum. Şekersiz olsun. Malum formumu koruyorum."

Bana neyse formunu korumasından?

"Peki." deyip yanlarından ayrıldım. Mutfak kapısını hızlı bir şekilde açıp içeriye girdim.

"Pis ukala!" dedim ellerimi sinirle tezgaha vurup.

"Zeynep kızım ne oldu?"

Gül teyzenin endişeli ses tonuna derin bir nefes alıp ona döndüm. "Neden insanlar hep beni ezikmişim gibi süzüyorlar? Yada bana öyle muamele yapıyorlar?"

Eksik Parça [ZeyKer]Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin