Hepinize çok teşekkürler öncelikle. O uzun ve güzel yorumlarınız için. Resmen hepinize aşık oldum. Valla ya.. Güzel yorumlar duymak çok hoşuma gidiyor. Aynı zamanda eleştirileriniz varsa açığım. İthaf isteyen yorumaa :)) bu arada elimde yb var isterseniz hemen atarım isterseniz yarın bu saatlerde? Ne dersiniz?
Multimedya Kerem'in Zeynep ve Grey'le yürürken attığı gülüş.. Gözünden kalp çıkan emoji.. <3
68/2= 31.. 33 müydü? 36 di mi? Yok ya.
Başımı ellerimin arasına alıp büyükçe ofladıktan sonra yanımdan sabahtan beri ayırmadığım türk kahvemi elime alıp büyükçe bir yudum aldım. Hesap kitap işleri sonraya kalabilir diye söylenip ayağa kalktım. Mutfağa girdiğimde Kerem'in kaslarıyla çarpışıp elimdeki fincanın içindeki kaynar kahve önce elime sonra yere döküldüğünde acıyla inleyip gözlerimi kapattım.
"Z-Zeynep..! İyi misin güzelim? Ben görmedim. Gel."
Eliyle bileğimi kavrayıp beni peşinden lavaboya doğru götürdüğünde derin derin nefesler almaya başladım. Elimi soğuk suya tuttuğunda Kerem'in bordo kazağını boşta kalan elimle sıkıp gözlerimi yumdum. "Çok acıyoo."
"Tamam geçti."
Saçlarımda hissettiğim öpücüğüyle biraz sakinleşsem de elimin acısı katlanılmazdı. Su kapandığında Kerem beni ağır adımlarla mutfaktan çıkartıp kasadaki sandalyeye oturtup yanımdan ayrıldı. Geri döndüğünde elinde merhem ve sargı bezi vardı. Poposunu masaya dayayıp elimi avucunun içine alıp merhemi yavaşça sürmeye başladı. "Of.."
"Özür dilerim."
Kerem'in sesi gözlerimi açmaya neden olurken gülümsemeye çalıştım. "Sen bir şey yapmadın. Saçmalama."
"Olsun. Ben neden oldum." Daha fazla üstünde durmayıp bezi elime sarışını seyrettim bir süre. Daha sonra elimi elimle tutup acısının biraz olsun dinmesini ümit ederek Kerem'e baktım. "Daha iyi misin?"
"Hı hı."
Üzerime doğru eğilip önümdeki buklemi kulağımın arkasına yerleştirip alnıma uzun bir öpücük kondurdu. Gözlerimi kapatıp kendimden geçerken hiç bir şey umrumda değildi o an. O an sadece Kerem ve ben vardık. Başka hiçbir şey bize etki edemiyordu. Ettirmiyorduk..
***
Ellerimi cebime koyup ağzımdan çıkan dumana bakıp iç geçirdim. Sonrasında gözlerimle etrafı taradığımda kayalıkların üzerinde oturmuş, denizi seyreden bıdığı görmem bir olmuştu. Gülümseyerek elimdeki paketi iyice sıkıp yanına ulaştım.
"Şişt! Yavrum hepsi senin mi?"
Zeynep arkasına hızla dönüp kaşlarını çatarak bana baktı. "İçindeki teşkoyu dışarı saldın, iğrendik bitti. Rica ediyorum böyle şeyler yapma. Bir Buca'lı oturuşun kaldı valla."
Kıkırdayarak yanına oturdum. "Ee? Ne düşünüyordun?"
"Valla.." diyerek tekrar gözlerini güneşin batışına çevirdi. "Şu rengi görünce.." ardından gözlerini saçlarıma dikip elleriyle bir güzel karıştırdı. "Aklıma sen geldin."
Kaşlarımı havaya kaldırıp "Hııı?" diye mırıldanıp biraz daha yaklaştım. "Sen hediyeni istemiyorsun galiba."
"İstiyorum istiyorum! Sustum."
"O zaman al bakalım." elimdeki paketi ona uzatıp merakla açmasını bekledim.
"Ne kadar büyükmüş ya!" Küçük çocuklar gibi yanaklarını şişirerek yaptığı bu yoruma gülmekle yetindim. Paketi hızlıca yırtıp içinden çıkan hediyesine önce gözlerini büyüttü sonra gülmeye başladı.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Eksik Parça [ZeyKer]
FanfictionZeynep saf, temiz, yardımsever ve herkese çok çabuk inanan masum bir kızken, Kerem ona karşın kirli, insanları sevmeyen, insanlara güvenmeyen birisi. Eksik parçasını tamamlayan bir kızı gördüğünde bakalım hayatı nasıl olacak?