Bölüm-8 //Yürek Yakan

2.3K 137 14
                                    

Selam. Ben uzun zaman sonra burada!

Uzatmadan bölüme geçelim. Bölümde bombelere az kalmış bir yer kaldı.. Yanisi diğer bölümler daha da eğlenceli olacaaak! Ve 2015'in son bölümü.. Benim bu yılım pek başarılı geçti :D Tabii aynı zamanda sıkıntılı.. Umarım gelecek sene hepimize bol başarı, bol mutluluk, bol sevgi getirir. Mutlu yıllar!

Keyifli Okumalar.

"Bugün mü? Ay.. Yağmur bugün olmaz."

Omuzumla kulağımın arasındaki telefonumu düzelttikten sonra post cihazından çıkan fişi kasasının diğer tarafında bekleyen şapkalı amcaya verip gülümsedim. "Ne demek olmaz? Niye?" diye seslendi Yağmur.

"Bu akşam Kerem'i yemeğe davet ettim."

Telefonun diğer ucundan Yağmur'un sıkıntılı nefes sesi geldi. Dudaklarımı sarkıttım. Sonrasında masa 6'ya bir kahve ekleyip ayağa kalktım. "Kaç haftadır buluşamadık. Yarın kimseye söz vermek yok ama. Özellikle Kerem'e!"

"Eh iyi peki." deyip mutfağa girdim. Siparişler birikmişti. Elif'in gelmesine daha kırk dakika vardı. O gelince çıkacaktım. "O zaman yarın öğle yemeğine çıkıp sinemaya gideriz. Ne dersin?"

"Süper olur. Seni seviyorum. Hoşçakal."

"Bende. Görüşürüz."

Telefonu kapatıp önlüğümün cebine koyarak elime koca tepsiyi yerleştirip mutfaktan dışarı çıktım. Bu sefer küçük tüplü televizyondan Sting'in sesi çıkıyordu. Hafifçe tebessüm ederek siparişleri dağıtmaya başladım.

***

"Kesin geliyorsun değil mi? Ben sana yolu tarif edeceğim."

Üzerime kahverengi montumu geçirdim. "Tabii ki geleceğim güzelim. Söz verdik. De.. Hala söylemedin ne yiyeceğimizi."

Kıkırdayıp mutfağa girip fincanımdaki soğumuş kahveyi yudumladım. "Söylemem. Gelince görürsün. Hadi bay bay."

Telefonu kapatıp son kez koridordaki boy aynasından kendime baktıktan sonra dairemden dışarı çıktım.

***

Kokoreççi Ahmet Usta tabelasını gördükten sonra zaferle gülümseyip deniz kenarında duran karavana yaklaşmaya başladım. Karavanın büyük penceresinden siyah bereli Ahmet amcayı görünce gülümsemem sırıtmaya dönüşmüştü. "Ahmet amca.."

Ahmet amca elindeki kokoreçi tabağa koyup bana baktı. "Zeynep kızım! Nerelerdeydin sen ya? Kaç ay oldu. Kocaman olmuşsun."

Kocaman mı?

Diye geçirdim içimden.

"Yaa öyle. Sen nasılsın?" diye sordum buklemi kulağımın arkasına sıkıştırırken. Gözlerim ocağın üzerinde dönen kokoreçte takılı kalmıştı.

"İyilik. Ne olsun. Ne vereyim? Yarım, çeyrek?"

Ahmet amcaya dönüp kafamı salladım. "Bir arkadaşımı bekliyordum da. O gelince söylerim artık."

Denize en yakın iki kişilik masaya oturup çenemi yumruk yaptığım elime dayadım.

***

Oturduğumdan bu yana saatime on beşinci kez baktıktan sonra derin bir nefes aldım. Sonrasında kafamı iki yana salladım. Bir saattir onu beklemiyorum.. Bir saattir onu beklemiyorum..

Eksik Parça [ZeyKer]Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin