YAZIN KRALLARI

5. Olaf: "İlk kez anormal günlerdeki anormallik kotamı aşıyordum"

"Cinlere şeytanlara benziyirsen."

"Hassi-"

Tam lafımı tamamlıyacaktım ki hocanın 'götün yiyosa tamamla o cümleyi' bakışlarıyla karşılaşınca bütün lafı geri yuttum. TÖVBE ALLAHIM ÇOK TÖVBE. Hassiktir lafını yuttum mu dedim ben? Evet mal olduğumu kabul ediyorum merak etmeyin.

Bütün sınıf kahkahalarla gülerken ben sinirle arkamı döndüm. "ULAN EGE! BİTTİN SEN! İNTİKAMIMI ACI ALICAM." dedim sinirle. Ege cevap vermek yerine Anıl'la birlikte haykırmaya devam etti. Hoca sınıfı susturmaya çalışırken ben telefonumu arıyordum. Ama yok! Artık Ege nereye sakladıysa zil sesi her yerden geliyordu! Tam ona telefonum nerde diye sorucaktım ki Ege birden sıranın üstüne çıktı. Herkes ona böğn böğn bakarken o ağır apaçi dansını yaptı ve şarkıyı söyledi.

"KAĞRA SOLUCANLARA BENZİYİRSEN. KAĞRA SOLUCANLARA BENZİYİRSEN. ACAYİP HAYVANLARA BENZİYİRSEN. ACAYİP HAYVANLARA BENZİYİRSEN. SENİNDE KABÜLDÜR ORUCUN NAMAZIN. HIÇKIRIRSAN TUTULMUYOR BOĞAZIN. MİKROFONSUZ GÜR ÇIKAR AVAZIN. KLORAK SATANLARA BENZİYİRSEN. KLORAK SATANLARA BENZİYİRSEN."

Allahım noluyor yeeeaaaa?

Ben hala telefonumu ararken bütün sınıf Ege'nin yaptığı şeyi örnek alıp sıralara çıkmıştı. Ege resmen sınıfta devrim yapmıştı. Che Egevra because.

Allahım bu nasıl bir gerizekalı ya? Tahtanın üzerine koymuş mal.

Hemen SARIŞIN BOMBASTİK'i reddette bastım. Şarkı durunca bütün sınıftan bir "Yaaaaaa" sesi yükseldi. "Madem çok sevdiniz neden kendi telefonlarınızının zilini de böyle yapmıyorsunuz?" diye çıkıştım bizon sürüsüne.

Bütün ders boyunca sinirlerime hakim olmaya çalışıyordum. Hayır. Ege'den intikamımı çok fena alıcaktım.

Zil çalınca dördümüzde sakin sakin kantine gittik. Mirak etme, Egecim bu sakinliğim sini korkutmasın. Ege'nin şuanki hali gülünmeyecek gibi değilldi. İkide bir bana korkak bakışlar atıp her türlü saldırıya karşı hazırlıklı olmaya çalışıyordu. Ehehehe.

Aniden "EGE TUTMASAYDIM-." diye onun sırtını sarstım. Resmen havada üçlü parende atmıştı korkudan. Ben hönkürerek gülerken Ege bana şaşkın şaşkın bakıyordu. "Tutmasaydım düşüyodun Ege'cim." dedim kaşlarımı kaldırıp. "Hadi bu korku sana yeter bebeğim. Ben kaçar." deyip havalı havalı yanından geçtim. Havalı demiştim değil m? Evet tam üstüne basıyorum bu kelimenin. Çünkü tam yanından geçerken havaya uçup yerle ilişkiye girmiştim.

Allah'ım neden bu kadar şansızım?

Ben hala yerdeyken zeminin benimle seviştiğini hissettim. Hayır merak etmeyin, evlenicez. Hala yerdeyken zemini okşadım. "Ah yer, demin olanlar... biliyorum büyük hataydı."

Kulağımı yere yatırıp zemini dinledim. "NE HAMİLE MİSİN? AMA BİZ KORUNUYORDUK. VE NASIL OLUYORDA SEN HAMİLE KALIYORSUN?" diye mırıldandım. Ben daha yerle sohbet edicektim ki belimde bir kol hissedip kaldırıldım. Arkamı döndüğümde Ege bana sırıtıyordu.

"Hadi bu rezillik sana yeter bebeğim. Ben kaçar." dedi ve geri geri yürüyerek gördüğüm en havalı ve en baştan çıkarıcı öpücüğü bana attı. Of dudaklara bak be. Meltem şanslı kız doğrusu. Eridim. Hayır bu erimektende beterdi. Buharlaştım...

"Neden ona Brad Pitt'miş gibi bakıyosun?" dedi arkamdaki ses. Hemen arkamı döndüm. Meltem bozulduğunu belli eden bi edayla kitaplarını dolabına diziyordu. Kıskandıııııııııı. Şimdi tam Meltem'i sınıyacağım bir andı bu. Ehehehe.

"Bence kesinlikle doğru bir şekilde ona bakıyorum." dedim sırıtıp tek kaşımı kaldırıp. Bunu söylemem üzerine kaşları çatılmıştı. Devam et bebeğim bütün maskeni indir.