2. Bölüm

5.5K 135 13
                                    

Eve geldiğimde vakit epey geç olmuş farkında değilim. Evdekilerin telaşlı halini görünce anlıyorum saatin epey ilerlediğini. Babaannem soruyor "Neredeydin oğlum? Nasıl telaşlandık bir bilsen." Dedem devam ediyor "Gökay dikkatli ol yavrum! şu sıralar köy eskisi gibi değil gelen geçen belirsiz." Ve babamın da bir kaç öğüdüne kafa sallayıp yukarı odama çıkıyorum. Elime Harry Potter ve Melez Prens'i alıyorum. Kitaba bomboş bakıyorum. Aslında aklımda hala o var. O kadar güzeldi ki o his... Kitabı elimden atıyor ve o güzel hayallerime giriş yapıyorum.

Sabah oldu artık gerçi çokta sabah değil güneş yeni yeni ışıldıyor. Uyumak istiyorum ama yok olmuyor. Aşağı iniyorum dedemler çoktan ahırdalar. Yanlarına gidiyorum. Erkenci olduğumu söylüyorlar. Gülümseyip kahvaltıya dek dolalacağımı söylüyorum. Ordan ayrılır ayrılmaz dünkü pınarın yolunu tutuyorum. Bu sefer o kadar çok insan yok köyün içinde. Pınara vardığımda sarı örgülü saçı ikiye ayrılmış bir kız görüyorum. Bir kaç ineğin başında onların su içmesini bekliyor. Yanına yaklaşınca epey gergin olduğunu görüyorum. Kendi kendine söyleniyor. Keşke o da burda olsa biraz olsun seyredebilseydim. Çok geçmeden oluyor dileğim yarı koşar ve sırıtarak kıza geliyor. "özür dilerim Meleğim biliyorum geciktim ama..." ardından kız resmen cırlarcasına bağırıyor "HEP AYNI ŞEYLER ACAR YETER ARTIK O SALAK ANANDAN DA SENDEN DE BIKTIM İSTEMİYORUM ARTIK SENİ!" Demek ismi Acar. "Ama ama Melek..." Kız çoktan ağlayarak uzaklaşmıştı bile. Daha yakınına gidiyorum. Aslında Acar o kadar da üzgün gözükmüyor hatta gülüyor. "Aa merhaba dünkü çocuk." Yine sanki elektrik çarpıyor. Bakamıyorum gözlerine. Benden çıktığına inanamadığım boğuk bir sesle "mm-merhaba." diyorum. Elimi sıkıyor artık bayılıp düşecektim galiba. Nasıl bir his Allahım bu. Esengül'ün şarkısı aklıma geliyor. "Çıra gibi yanıyorum deli gibi seviyorum senin için ölüyorum..." Sesiyle çıkartıyor beni o mecnun halimden. "Ben Acar ya sen kimlerdensin nereden geldin?" Resmen sesim titriyor "bbbb-ben Gökay şey sizi az önce kavga ederken gördüm bb-ir sorun mu var?" Ne kadar aptalım soruya bak. Acar da anladı ki gülüyor. "Aslında ondan nefret ediyordum sırf annem istedi diye... Aylardır benden soğuması için çabalıyorum. Sonunda bugün oldu çok şükür. Ayağın uğurlu geldi sanırım." Bütün dişlerini göstererek sırıtıyor. "Ah öyle mi sevindim." Diyorum çok zoraki bir gülümsemeyle. O ise sadece sırıtmakla yetiniyor. Gözlerine daha yakın bakmaya çalışıyorum ama çok zor gözleri sanki etrafa elektrik saçıyor ve ben ona her bakışımda çarpılıyorum. "Seninle tanıştığıma sevindim çocuk. Görüşmek üzere!" Ardından saf saf el sallıyorum. Sonra dank ediyor hemen toparlamaya çalışıyorum kendiami. Sonra bir şey daha bana çocuk diyor dalga geçer gibi. Aman boş hayaller o kadınlardan hoşlanıyor. Ayrıca ne kadar aptalım onu benimle beraber düşündüğüm için. Ama o gözler, o saçlar, o sırıtış, dudaklar, kaslı kollar... Aklımdan hiç çıkmıyor ki. O pınarın başında aylakça bir bekleyişten sonra ben de evin yolunu tutuyorum.

Bana TutunHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin