7. Bölüm

232 25 4
                                    

Barkın odadan çıktığında arkasından bir süre bakakaldım. Tanıştığımızdan beri bir tartışmanın içerisindeydik. Sanki kim daha çok karşıdakinin kalbini kıracak diye yarışa girmiş gibiydik.

Ve açık ara farkla Barkın öndeydi.

Sert görüntümün ve davranışlarımın olması bir kalbim olmadığı anlamına gelmez. Sanırım biraz önce Barkın 'ın yaptığına kırılmıştım. Yetimhanede de böyleydim. Herkese sert davranırdım ama yalnız kaldığımda kırık kalbim ortaya çıkardı. Ne kadar kabullenmesem de maskesiz ben bir hiçim . Herkesin ezdiği bir yetimhane çocuğuyum. Ama maskemi taktığımda kimsenin ezemeyeceği güçlü biriyim.

Aşağıdan gelen seslerle Barkınlar 'ın gittiğini anladım. Zaten pek ilgilenmiyordum da. Üzerimdekileri çıkartıp dolaptan rahat bir şeyler alıp , giyindim.

Yatağa kurulduğumda aklıma yine Barkın gelmişti. Yarın ona nasıl davranmam gerektiğini kestiremiyordum. Bu saatten sonra samimi olacağımı da sanmıyorum. Bu odada kalmamın ona ne zararı olduğunu anlamamıştım. Kafamdaki düşünceleri atıp uyumaya çalıştım. Zaten günlük yaptıklarım bir elin parmaklarını geçmezdi . Yavaş yavaş uyku beni esir alırken tekrar daldığım düşünceler uçup gitmişti.



Sabah ne zaman kurduğumu hatırlamadığım alarmın sesiyle gözlerimi açtım. Yataktan doğrulup odaya boş boş bakmaya başladım. Biraz kendime geldiğimde kalkıp banyoya girdim. Rutin işlerimi halledip giyinmek için odaya geri döndüm. Bordo kısa kalem etek ve üzerine siyah şifon bir bluz giyindim. Makyaj olarak ta sadece rimel kullandım. Bugün bir değişikliğe imza atıp babet yerine topuklu ayakkabı giyindim. Çünkü bir daha Barkın ile laf dalaşına girmek istemiyorum. Hazır olduğuma kanaat getirip aşağıya indim.



Kahvaltı masasında sadece Yasemin Anneyi görünce şaşırmıştım. Masaya yaklaştığımda Yasemin Anneye 'Günaydın ' demiştim. Yasemin Anne de durgun bir şekilde 'Günaydın' demişti.

"Yasemin Anne ? Bir sorun mu var?" dediğimde olumsuz anlamda kafasını sallamıştı. Ne kadar bir şey olmadığını söylese de Kemal Babanın masada olmaması her şeyi açıklıyordu. Sessiz bir kahvaltıdan sonra şirkete gitmek için taksi çağırmıştım.

Bir kaç dakikadan sonra taksinin korna sesini duydum. Kapıdan çıkarken salondaki Yasemin Anneye öpücük atmıştım ve karşılık olarak o da bana öpücük atmıştı. Portmantodan dünkü çantamı alıp evden çıktım.

Taksiye bindiğimde şirketin adını söyledim. Araba yolda kayıp giderken bende daha önce gezmediğim İstanbul'un yabancı sokaklarını inceliyordum. O kadar güzel bir şehirdi ki anlatılmaz yaşanır türündendi.



Aştığımız yabancı ama güzel sokaklardan sonra şirkete varmıştık. Taksiciye ücreti ödeyip indim. Şirkete hızlı adımlarla yürürken birinin arkadan gözümü kapatmasıyla olduğum yerde kaldım.

"Söyle bakalım ben kimim?" sesini ne kadar inceltmeye çalışsa da Bora olduğunu anlamıştım.

" Kimsin ki acaba? Dur bir dakika Pakize sen misin?" dediğimde Bora gözlerimden ellerini çekip sitem ederek konuşmaya başladı.Ne kadar gülmek istesem de kendimi tutup söyleyeceklerini dinlemeye başladım.

"Ne Pakize'si Hazel ? Bak bakayım şu tipte Pakize tipi mi var? Benden olsa olsa Alev olur , Cansu olur . Ne Pakize'si ?" dediklerine karşı kahkahamı tutamamıştım.Boraya baktığımda önce kaşlarını çattı sonra dayanamadı oda benimle beraber kahkaha atmaya başladı.

Arkamızda çalan korna sesiyle ikimizde susmuştuk. Kornayı çalan kişiye baktığımızda taktığı siyah gözlüklerinden bize bakan Barkın ile karşılaşmıştık. Bora yüzünü buruştururken ben gözlerimi kısarak Barkın'a bakmıştım. Bunu da diğerleri gibi sırf gıcıklık olsun diye yapmıştı.

Tesadüf  ( Düzenlenecek )Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin