Kulaklarıma işkence eden bir öğürme sesiyle açtım gözlerimi.Saçlarım köklerine kadar kana bulanmıştı.Saçlarımın sıcaklığıyla yarışa giden zeminin soğukluğu ürpermem için bana kat ve kat sebep sunuyordu.
Kirpiklerimi her kırptığımda birer,ikişer kan damlası düşüyor ve bu bende ölme isteği yaratıyordu.Burnum sıcak kan,ölülerin leşleri ve kokmuş yemek artıklarının birleşiminden dolayı feci bulanıyordu. Gerçi bir kaç tane leş vardı veya bir kaç yüz tane !
Bilmiyorum.
Öğürme sesi tekrar kulaklarıma geldiğinde sızlayan bacalarıma aldırmadan önce yavasça dikeldim ve sonra ayağa kalktım.Demir parmaklıklara tutunup destek alırken öğüren adamı gördüm.Sağ çarprazımdaydı ve kan kusuyordu . Bu görüntü midemin bulantısını kat ve kat arttırmaya baya bir yeterli olmuştu.Bu adama da aynı yemekten vermişlerdi diye düşündüm,dün de bir adam öğürerek burada gözümün önünde can vermişti. Amaçları neydi bu heriflerin hala anlayamamıştım. Önüne baktığımda aynı çorbadan olduğunu gördüm içinde küçük cam parçacıkları olan. Neden kustuğunu da böylece anlamış oldunuz zaten...
Beni görünce yalvarmaya başlamıştı keşke ona bir yardımım olabilseydi de bunları ,bu acıyı yaşamasaydı fakat yapabileceğim birşey yoktu
Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.
(Tam olarak bu sekil mahsenlerin yanyana ve onlarca oldugunu dusunun. Sag ve sol koselerinde de kan püskürten fıskiye var.)
. 8 Aydır buradaydım ve farklı insanların türlü işkencelerle öldürülüşüne veya ölüme terk edilişlerine binlerce kez şahit olmuştum. Bunlar beni ırgalamıyordu artık. Fakat sizinde dikkatinizi çektiği gibi beni hala öldürmemişlerdi ve ben hala ayaktaydım. Kafamdan gelen sıcak kanın nereden geldiğini hatırlamaya çalıştım.
Doğruya buranın bir fıskiyesi var her gün gece yarısı 3 te o gün ölen insanın kanı herkesin üstüne püskürtülürdü bu çok iğrenç bir şeydi ve neden yaptıklarını hala anlamamıştım.
Adamın öldüğünü bildiren yalvarışlar ve öğürme sesi kesildiğinde birkaç siyah takım elbiseli adam gelip adamı götürdüler her zamanki gibi.
Derken korumaların ikisi benim mahsenime yaklaştılar ve kilidi açıp beni de sürüklemeye başladılar.
Hayır ,hayır!Buradan gitmek istemiyordum. Buradan giden hiçbir kadın bir daha dönmemişti.
Beni bir odaya fırlatıp çıktılar. efrafıma baktığımda her yerin siyah la bezenmiş olduğunu gördüm yatak,çarşaf, duvar ve televizyon .! hepsi. İyide neden buradaydım beni burda niye öldürsünler ki? Tanrım ben ne çeşit bir oyunun içine düştüm 1 yıldır neredeyse.
Odadaki telefon çaldığında kafamı o yöne çevirdim ve yaklaşıp telefonu açtım.
-Alo . Güzelim.
Bu sesi tanıyordum. Bu bize her gece yatma varktimizi söyleyen ve ara sıra kontrollere geldiğinde sesini duyduğum adamdı.
+ Efendim?
-Bundan sonra benimsin Mavi! Uslu dur.
Diyip telefonu kapattı. başka bir numara çevrilemiyordu engeliydi. !
her ihtimale karşı yine de şaka olması için yalvararak tavana baktım. Tuna veya Orhun o saçma şakalardan yapıyor olsun. Şaka gerçekten daha iyidir değil mi ? Kafamı sallayıp gözlerimin dolmasini engelledim. Ve sessizce fısıldadım. ''Sekiz ayı bana bir ömür gibi yaşattığın için Allah senin de belani versin!''
Buda yeni senaryom arkadaşlar kendimi geliştirmeye devam ediyorum hala umarım beğenirsiniz :) İlhamım olan kişiye bu bölümü ithaf ediyorum .İyiki varsın :)
