CASPER

125 15 7
                                    

Alkışların bitmesi ve Umay'ın yavaşça ayrılmasından sonra  yine yüzüme baktı ve " Aksam 18.50 de her şey bitmiş olsun !" deyip o kahvemsi kokusu ve Okyanus ' un dürtüleyici bakışlarıyla yalnız bıraktı beni. Oda fırsattan istifade yanıma gelip masadan bir zeytin attı ağzına. Geveleyip yedikten sonra çekirdeğini avucuna oradan da masaya attı. Yüzüne dikkatli bir şekilde bakarken ne söyleyeceğini kestirmeye çalışıyordum sadece. Göğsünü daha ne kadar gerebiliyorsa o kadar gerdi ve  '' Bir daha ki kahvaltıya beni de çağırırsın diye umuyorum Mavi.!'' dedi. Bu bir istekten çok uyarıydı. ''Pekala Okyanus Bey'' dedim kestirip atmak istermişçesine. Birde ona kafa sallayıp boğazlanamazdım. Canım kıymetliydi benim . Sokakta bulmamıştım ben bu bedeni. Masayı kaldırmaya başladığımda Okyanus gitmiş Umay yeniden gelmişti. Kolumdan tutup kendine çevirdi. '' Bugün bahçeye çıkabilirsin. Sadece haftada 2 gün çıkıp hava alacaksın. Tam iki saat sonra evin içine geri gireceksin ve ortalıkta dolanmadan odana çıkacaksın. '' Tüm konuşması boyunca o koruduğu duygusuz ve otoriter sesine dikkat kesilmişken söyledikleri kulaklarımda yankılanıyordu... Bahçeye çıkabilirsin ... Hava alabilirsin ... Fakat süren bittiğinde ortalıkta dolanmayacaksın!  Her şey de olduğu gibi bunda da bir şart vardı.  '' Tamam efendim.'' dediğimde sevincimi belli etmemeye çalışıyordum . Burası o kadar da sakin bir yere benzemiyordu . Çevrede mutlaka komşular vardı. Olmalıydı böyle bir muhitte başka evlerin olmaması mümkün değildi. Birilerine gidip  yardım isteyebilirdim . Gözlerimin önünden bir sürü şerit geçti sonrasında. Geçmişin değilde geleceğin şeritleriydi bunlar. Yalın'dan almayı beklediğim intikam planım , sözde ailemin karşısına çıkıp onları gerçek anne ve babalıktan reddedişim ... Ve en önemlisi yeni bir hayata başlamam. Bunların hepsini teker teker yapacaktım . İntikam aldıkça güçlenecek güçlendikçe, büyüyecektim . Yeterli olgunluğa geldiğimde ise ellerinden alınacak bir şey kalmayana kadar soyup suvana çevirecektim hepsini. Bunları hak eden insanlardı onlar! Yüzüme bakıp yamuk ağızla gülümsediğinde  anlamamış gözlerle ona bakıyordum. '' İntikam hırsı iyidir!'' dediğinde şaşırmıştım . Bu kadar mı belli ediyordum yahu! '' Ayakta ve dinç tutar! '' kafamı olumlu anlamda istemsizce salladığımda bu kez kızmayıp daha çok kendine çekti beni kollarımdan . ''Ama bu öfken bana lazım. Sana değil , Mavi.''  MAVİ den başka hiçbir kelimeye takılmamıştı aklım . Okyanus dediğinde aklıma takılmayan sadece 1 dakika düşünüp kestirip attığım bir kelime olurken onun ağzından çıktığında beynimin her yerinden bana milyonlarca ses ''MAVİ!''  diye çığırıyordu. Nooluyordu yahu ! Neden herkes bana 'Mavi' diyordu. Tamam gözlerim Mavi bunu biliyordum fakat bu kadar göze batacak bir şey de yoktu ortada. Dudaklarımın kuruduğunu hissettiğimde , dilimi yavaşça gezdirip ıslattım. Gözleri iki saniyeliğine dudaklarıma kaydığında , eş zamanlı olarak benim gözlerimde onun dudaklarına kaymıştı. Kollarımı bırakıp kafasını eğerek bana yaklaştı. Gözlerim hala dudaklarındayken ne yaptığımı kavrayamıyordum. ''Bir öpüşmeye doyamadınız!'' sesiyle yerimden sıçradığımda Umay de sinirle arkasını döndü. Açıklama yapmadan kapıdan çıkacakken arkasını döndü ve oda dudaklarını ıslatıp konuşmaya başladı. '' Unutma ev köşe bucak temizlenecek. Akşam yemeğinde masa hazır olacak . '' kafamı onaylar şekilde sallayıp '' Peki efendim.'' dedim . Tam arkasını dönüp giderken bu kez bir anda konuşan bendim .'' Şey efendim .'' dedim bana bakmasını sağlarken.''Bu evin hizmetlileri yok mu?''  hesap sormak değildi amacım fakat o öyle anlamış gibi duruyordu . Lütfen sadece öyle dursun . Yanlış anlamasın ! '' Var'' dedi içime su serperken . '' Ama 1 haftalığına tatile yolladım. Nede olsa onlara da zaman tanımak lazım. '' alay geçen sesinden sonra küçümseyici gözlerle baktı bana ve kapıyı çarparak çıktılar evden. Tanrım!! Bu bir şaka mıydı??? Bu koskoca evi tek başıma nasıl düzenleyecektim ben! Hemde 1 hafta boyunca.  Neyse ki bugün bahçeye çıkabilecektim . Bugün olmasa yarın , yarın da olmasa bir daha ki hafta bir şekilde kaçacak ve kurtulacaktım buradan . Bu düşünceyle masayı kaldırıp , sildim ve bulaşıkları makineye dizdikten sonra derin bir nefes aldım . Buradan kaçmaya mecburdum. Benden yeni birini yaratmak istiyordu, benimle ne yapacağını kısmen biliyordum ve nasıl yapacağını da tahmin edebiliyordum. Temizlik eşyalarını bulup hazırlamakla başladım işe. sonrada çatıdan aşağılara doğru sırayla temizlemeye başladım. Beni ve diğerlerini mahsende tutmalarının tek bir sebebi olabilirdi. bizi ''DENEK''  olarak kullanıyorlardı. Her kim başarısız olursa bir şekilde öldürülüyordu , ve aynı şekilde her kim başarılı olursa ( benim gibi ) alıp eğitime başlanıyordu . Ben 8 aydır başarılı olan tek bir kişi bile görmemiştim. Fakat yalnız benim olmadığımı da söylüyordu içimden bir ses . Bu konuda yalnız olmadığıma emindim . Nasıl başarılı olmuştum. Kendimi nasıl göze batırıp öldürtmedim bu zamana kadar emin olun bilmiyordum fakat bunu bir şekilde başarmış ve şuan buradaydım işte. Sırada ki 'Başarılı Denek' bendim . Orada ilk olarak ruhumuzu öldürmeye çalışıyorlardı. Bir çok insanın ölümüne şahit ederek bizi psikolojik olarak çökertiyorlardı. Sonrasında , emin olduklarında yani halimiz bu oluyordu. Bu eğitimin daha ilk adımıydı. İkinci adımı düşünemiyordum bile. Fakat eğer kaçamaz ve burada kalırsam . Yakın bir zamanda deneyin ikinci aşamasını da çok yakında öğrenecekmişim gibime geliyordu.İstiyor muydum peki! Tabi ki de hayır . Ama kendimi her şeye hazır etmek zorundaydım . Her ihtimali düşünmek ve ona göre atmalıydım adımlarımı . Doğaçlama yaparsam her şey önceden de olduğu gibi sarpa sarardı. Okyanus ' un olduğunu tahmin ettiğim odaya geldiğimde gayet rahattım. Ev de zaten tek toz bile yoktu. Ben sadece gölgeleme temizlik yapıyordum . Fakat odadan içeri daha adımımı attığımda buraya hiç adım atmamam gerektiğini düşündüm . Yerde Okyanus'un dünkü kıyafetleri , çalışma masasının üstünde darma dağan duran A4 ler , kapağını bile kapatmaya gerek duymadığı elbise dolabı... Daha başlangıçtı. Ne çarşaf olması gereken yerde yatağa sabitlenmişti nede yazlık yorgan yerindeydi. Yastıklar bile odanın diğer uç köşesine fırlatılmıştı. Daha bir günlük dağınıklıktı bu büyük ihtimal ve ben buna 1 hafta katlanacaktım öyle mi!? gözlerim dolmaya başlıyordu yavaştan . Sinirlendiğim zaman ağlardım ve buda o zamanlardan sadece biriydi. Ağlamamak için dudakalarımı birbirine bastırıp Allah'tan sabır dilendim! SADECE SABIR! Belkide burada olduğum zaman yalnızca sabır dı bana lazım olacak şey. Dağılan çarşafın yerine gardrop tan yeni bir çarşaf çıkardım. Buda siyahtı elbette. Başka renk seçeneğim varmış gibi... Serdikten ve sabitledikten sonra yastıkları da üstüne koydum. Beyaz çizgili yorganı üstüne attıktan ve düzelttikten sonra her şey tamamdı , Neredeyse! Çalışma masasının üstündeki A4 leri düzeltip köşesine koyduğumda gözlerimi odanın diğer uçlarında gezdirdim . Yerde duran elbiseler hariç hiçbir sıkıntı yoktu. Onları da alıp kirliye attığımda toz aldım ve yere paspas çekip çıktım odadan. Evin en zor kısmı burasıydı! Başka hiç bir odadan korkmuyordum .  

Siyahınla Tanış GüzelimHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin