ZIRH KÖŞKÜ

71 8 4
                                    


(Multi: Berran ZÜMRÜT)


Zorla yenen yemek sonrasında herkes evin bir tarafına dağılmış kendi halinde takılıyordu. Umay keyifli bir şekilde önümden geçerken onu ilk defa böyle gördüğümü fark ediyorum. Neden bu kadar mutluydu ve bunu saklama gereksinimi duymuyordu? gerçekten düşünmeye değer bir konu olmasına rağmen yemek üstümde bir ağırlığın oluşmasına neden olmuş ve uykumu getirmeye başlamıştı açılmam lazımdı. buraya geldim geleli uyumak dışında evde bi faaliyet gösteremiyordum kendi isteğimle. Koskocaman bir evdi burası. temizlik yaparken zaten keşfetmiştim evi fakat gözden kaçırdığım yerler mutlaka olmalıydı. Büyük düşünüp, büyük oynayacaksam bu evde gizli bölmeler, tüneller, mahsenler bulmalıydım. Yoksa bile bol vaktim vardı kendim yapmaya çalışırdım. Yerimden kalkıp üst kata yöneldiğimde Umay Bey'in ismimi seslenişiyle yerimde kalakaldım. O evdeyken nasıl keşfedeceksem burayı. En önemli paraziti unutmuştum! Olduğum yerde dönüp yanına giderken korkmuyor değildim . İşi düşmediği müddetçe beni çağırmazdı. Sohbet için çağırmadığı zaten ortadaydı. ''Gel de şu mahsende ki 8 ayını anlat. '' demeyecekti bana sonuçta değil mi?. Sesin geldiği yere gittikçe onun ayak sesleri de benimle aynı hızda ilerliyordu. Uzun bir hol sefasından sonra bodrum kata inen merdivenlere geldim. Ayak seslerini aşağıdan devam ettiriyordu ne yapacaktık burada ? Korkuya hızlanan kalbim onun ayak seslerini kaybetmeme yetebilecek türdendi. Sakinleşmeliydim yoksa onu kaybedecektim . Onu kaybettiğim gibi kendimde kaybolacaktım. Nasıl olurda bugün burayı hiç görmezdim . Temizlik malzemelerini bu kattan aldığıma emindim oysa ki. Labirentten farksız gelgitli duvarları, işimi daha da zorlaştırıyordu. Bu kadar keyifli olması bana yapacağı eziyetlerden miydi? ''Efen-'' cümlemi tamamlamama izin dahi vermeden '' Sakın konuşma Mavi! Sakın.'' dedi. Neden konuşmuyordum ki altı üstü burada ne halt yediğimizi soracaktım. Ayakkabı seslerinin gelmediğini hissettiğimde iç güdüsel olarak hareket edip sağa yöneldim ve geniş omzuyla artık karşı karşıyaydım. Siyah çelik kapının önünde durmuş ve omzunun üstünden gelip gelmediğimi kontrol ediyordu. Gölgemi gördüğünde yavaş hareketlerle bana dönüp kahveleriyle gözlerimin içine baktı. Buraya gel, der gibilerdi. İtaat ettim yavaşça. Tam önünde durduğumda '' Yeni mahsenine merhaba de Mavi!'' dedi. Yeni mahsen mi? Sanırım her şey kendiliğinde ayağıma geliyordu. ''Mahsen mi?'' dedim siyah kapıya gözlerimi dikerek. ''Sıkı eğitim alanı gibi düşün.'' dedi oda kapıya bakarak. Cebinden çıkardığı anahtarı kilit yerine sabitlerken de son bir defa yüzüme baktı ve ''Zırh Köşkü'ne hoşgeldin Mavi.'' dedi. Kapı sert rüzgarla birlikte açılırken bu katta rüzgar olması garipti. Göz gezdirdiğimde ise odanın sol alt köşesinde havalandırma olduğunu gördüm . Ondan önce gördüklerim de zihnimi oynatan cinsten şeylerdi. Duvarda bıçak setleri, muşta çeşitleri,iğne koleksiyonları ve onlarca işkence aletleri. Oda evin holü kadar geniş ve ferahtı. odanın sonunda da orta boyutta bir dart vardı. Kapıyı kapattığında arkama dönüp ona baktım. Kaşlarını kaldırmış ve keşfedişimi izlemeye hazırlıyordu kendini. Kapı yüzünden göremediğim bi kapı daha vardı odanın içinde. Oraya yöneldiğimde önüme geçip '' Şimdi değil Mavi. Bugün değil.'' dedi. Bugünlük sadece burasıydı. Yeniden odaya dönüp yavaşça ilerlemeye başladım. Tahtadan çıkan gıcırtılar gerilmeme sebep oluyordu. Ellerim terlemeden önce havada asılı olan Muştalardan birini alıp inceledim. Oldukça sivri vuruş noktaları vardı. Tek ama sert bi vuruşta adamın kafasını ortadan ikiye yarabilecek cinstendi. Sağ tarafındaki küçük tuşa benzeyen şeye bastığımda baş parmağımdan , yüzük parmağıma olan genişlikte bıçak cıktı.Evet bu kesinlikle bir adamın kafasını ortadan ikiye yarabilirdi! Yerinde koyup darta doğru yürüdüm. odanın en ücra köşesinde olmasının bir nedeni olmalıydı. Sol ve sağ duvarlarda büyük boşluklar vardı anlam verememiştim. Tam dartın önüne geldiğimde küçük bir tahta çıkığı yüzünden az kalsın yere kapaklanıyordum. Ellerimi darta yaslayıp dikeldiğimde dartın yavaşça duvarın içine geçtiğini hissettim . Bu normal değildi. Sol ve sağ duvardaki büyük boşlukların yerini Oklar ve yaylar almıştı. Büyük bir mekanizmaya yanlışlıkla da olsa el basmıştım. Daha ne kadar şanslı olabilirdim inanın bilmiyorum. Kulağımın arkasında fısıltısını hissettiğimde hareket etmeyi kestim ve dediklerine kulak verdim. '' Sakar da olsan ay da yıl da bir işine yarıyor değil mi Mavi?'' Şu durumda gülmek saçma olurdu fakat o kadar gerilememe rağmen bir tebessümün oluşmasına engel olamamıştım yüzümde. Pekala önce hangisiyle başlayacaktım acaba. Ya da buraya neden Zırh Köşkü demişti önce onu sormalıydım. Belki... ''Neden? '' dedim imalı bir sesle ''Öğrenmen gereken çok şey var. Sen başarılı olan bir deneksin. Her şeyin bir amacı var. Senin bile...'' Ok ve yayların olduğu tarafa giderken sırtını daha net izlemek içindir belkide vücudumu ona döndüm. '' Neden Zırh Köşkü dedin?'' Önce bir yay aldı eline. Ve ardından kesiciliği net olan bir ok.

Siyahınla Tanış GüzelimHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin