Yeni evli çift ormanda yürüyüşe çıktılar. Bir süre sonra kadın endişelenmeye başladı. Çünkü kaybolmuşlardı. Adam kadını korudu. Ve endişelenmemesini ona güvenmesini söyledi. Kadın biraz da olsa o anlık rahatladı.
Hava kararmaya başladı. Kadın ve bu sefer adam da korktular. Bir yer bulup kalmaları şarttı. Yoksa vahşi hayvanlara yem olabilirlerdi. İlerledikçe, ilerlediler saatlerce yürüdüler. Etrafta bir ipucu dahi yoktu.
Biraz daha ilerlediler ve eski bir kulübe buldular. Baya eski. Camları kırık, kapısı açık, kiremitleri de eksik. Ay tam evin üstünden parlıyordu, korkunçtu.
Ele ele tutuşarak içeri girdiler. İçerisi de aynıydı. Eski. Ağır bir üç kokusu bastırdı. Fakat korkutucu birşey vardı duvarları kırmızı boyayla duvarlarda "ÖLÜM, ÖLÜM, ÖLÜM... "yazıyordu. Ama orda kalmaktan başka çareleri yoktu. Üst kata çıktılar. Eski bir yatak vardı. Daha durmadan yattılar. Ve hemen uykuya daldılar.
Gece bir ses uykularını bölmelerine neden oldu. Kadın adama uyanmasını söyledi. Bir ses duyduğunu söyledi. Adam cama çıktı. Ve bağırdı. "KİM VAR ORADAA?? "adam öfkeliydi. Fakat hiç ses çıkmadı. Yalnızca yürüme sesleri vardı. Kadın"Belki konuşamıyordur?"dedi. Adam hak verdi.
-"Eğer ordaysan iki kere alkışla Evet demek olsun"
+Alkış alkış.
-konuşamıyor musun?
+Alkış alkış.
-İnsan mısın?
+Alkış alkış.
-Peki son birşey soracağım kaç kişiyseniz o kadar el çırp.
+Alkış alkış alkış alkış alkış alkış alkış alkış alkış alkış alkış alkış alkış alkış alkış alkış alkış alıp alkış alkış alış alkış alkış alkış akıl alkış alkış alkış...