Who are you?

"Harry?"

Bu bölümü çokk güzel yorumlar yapıp -hiç tanımamama rağmen- yüzümü güldüren @delikkaya_esra ya armağan ediyorum  

Kapıyı kapatıp kapıya arkamı döndüğümde gülmeye başladım—delirmeye başladım biliyorum—evet Harold ve ben baş başa yemek, düşünürken bile heyecanlanıyorum. Harold ne yaptın  sen bana?

                Duygularım o kadar karışık ki kalbim ve zihnim ne  yapacağını şaşırdı. Kafamda dönen sorular cevaplarını bir türlü bulamıyor.—yeni bir aşka gerçekten hazır mıyım?—

Tamam tam anlamıyla sadece bir yemek —desem de her genç kızın düşüneceği gibi kafamda çok farklı şeyler dönüyor, anladınız onu :D—Ama bu işte bir terslik var, garip olan bir şeyler. Her şey çok hızlı gelişti. Ne zamandan beri tanımadığım kişilerle yemeğe çıkar oldum? — Dostum! Ben ottan boktan korkarım—Olanları sadece yaşıyordum anlayamıyordum— Her zaman benimle olan mantığım, neredesin ahbap?—

Hadi ama onu tanımıyor değilim, birlikte kahvaltı bile yaptık. Asla bu kadar erken tanıştığım—hatta zorunluluktan 2 kere olmuştu bu, birisi cafede diğeri de o dayak yediğinde— bir kişiyle başbaşa aynı evde olmak hayallerimde yoktu.—Kimin var ki Emily?Sendekide soru.—

En son kalbim böyle atmayalı aylar olmuştu en son Harbor’layken böyle olmuştu, sanırım ben…—Hadi ama Emily sanki anlamadın, âşık oluyorsun— Dostum aşık oluyorum ama yok hayır bu olamaz Harborla ayrılırken bir daha aşık olmayacağım diye kendime söz vermiştim çok acı çekmiştim ya Harold’la da böyle olursa.Harbor’ı bu kadar zor unutmuşken acaba yaptığım doğru mu? —ahbap, aşkı ben yönlendiremem zaten öyle değil mi?—

**

                Kaç saat kapını önünde bu düşüncelerle duruyorum!!! —salağım ben biliyorum bunu—  Saate bakmaya bile çekiniyorum. Tamam saate bakacağım…”Aman Tanrım saat 7 olmuş bile!!!”hemen odama çıktım. Odamı hemen anlatayım: Yatağımın yerini henüz bir insan bulamadı, kıyafetlerim dolap dışında her yerde. Annemin değimiyle ”Her yer her yerde” “Ne giyeceğim şimdi ben?” derken gözüme yerde, makyaj masamın tam kenarında duran elbise takıldı ”Bunu ne zaman almıştım?”        —şimdi bunların ne önemi var ki— Hemen aldım üzerime tuttum. —hiç olmadı lan— önceden nasıl bulup da giyiyordum ben. Bir kaç denemeden sonra aklıma bir fikir geldi” Lisa’nın odasııııııı :D”

                Hemen odasına daldım. Lisa’nın odası her zaman düzenlidir—düzen kraliçemiz Lisa— Dolabını açtım. Hemen kendime uygun bir tanesini buldum deniz mavisi mini bir elbiseydi, sırt dekoltesi elbiseye ayrı bir hava katıyordu, Elbiseyi hemen denedim ,yumuşacıktı içinde kendimi prenses gibi hissettim —tamam o yaşlarımı çoktan geçtim ama prenses olmak kim istemez?— Elbise çok sadeydi. Tam benlik…

                Ben her zamanki gibi dalmışken, Lisa aradı

“Emily, Horbor’la konuştun mu? Evde çalışırken senden bahsetti ve seni unutamadığını söyledi bende yalnız konuşun diye gelmedim.”

“Konuştuk, Neredesin şimdi?” —beni unutamamışmış git lan işine—

“Caddenin başındayım. Peki şuan nasılsın sesin iyi geliyor”

“Çoook iyiyim. Hey Lisa elbiselerinden bir tanesini bu günlük giyebilir miyim?”

“Tabi ki giye….”