-Neler oluyor?-

391 27 16
                                        

"Ben anti değilim!"diye bağırdım.Her ne kadar o hengamede sesim duyulmasada..

Hayranların gözü hiçbir şey görmüyordu.Şimdi anlat bakalım kızım ne işin var burada?Neden paşa paşa evde oturmadın.Müstehak sana!Harold'la yeni tanışmışken,hayatımın baharında bu genç yaşımda ölememm!

Bu sefer "Bırakın benii!" diye bağırmaya başladım.Uzaktan gören tecavüze uğruyorum sanır-bu durumda bile komikliğim üzerimden yok mu alkış?-

Aslında birnevi tacize uğruyorum.Saçımı çeken mi ararsın?Koluma dişlerini geçiren mi?Ana baba küfür eden mi?-yok yok mübarek-

Görende One Dİrection'a suikast düzenlediğimi düşünür.Evet canım, keskin nişancılarıda tam tepeye diktim.Tek kurşun,temiz iş.

Ben ne diyorum Tanrı aşkına?Kızlardan bir jimlastikçi çevikliğinde kurtulmaya çalışırke....Tam da bu anda hem hiç duymak istemediğim,hemde duyunca içinin rahatladığı o sesi duydum-

"Şuraya güvenlik görevlisi göndersenize."

"Kızlar!Sakin olun."Harold'ın sesi duyulduğu anda hayranlar o tarafa döndü.

Tamam Emily bu karışıklıkta yavaş yavaş....-O da ne?-Güvenlik görevlisi kolumdan tutmuş beni sürüklüyor.Hay ben güvenliğinde...-ne kadar küfürbaz oldum cık cık-

Hem Alexis denen o cadı nerede?Onu elime geçirirsem FBI'den gelseler elimden alamayacaklar.

Güvenlik hızlı bir şekilde beni çekiştirirken tek düşündüğüm şey "Şimdi sıçtım."

1.Harold'ın ağzını çekecektim.

2.Beni bu duruma düşüren Alexisti.

Dahada önemlisi;çekilmiş saçlara,patlamış bir dudağa ve dişlenmiş bir kola sahiptim.-Ağrıyan diğer yerlerimi saymıyorum-

"Beni nereye götürüyorsunuz?"kalbim kulaklarımda atarken bu sözcükler dudaklarımdan döküldü.

"Hanımefendi biraz misafirimiz olacaksınız"

Misafirimiz?Miz derken?Hayır olamaz değil mi?Şuan karşılaşmak istediğim en son kişi Harold.Hadi ama kim ağzı burnu kırılmış bir halde hayatına anlam veren adamın yanına giderdi?

"Miz derken?Kim kim?" Sonunda sormak aklıma gelsiğinde gözlerimi kapatmış cevabını bekliyordum...

"Üyeler sizden özür dilemek istiyor."

"Yok amca valla bak ben özür falan istemiyorum.Hem onların ne suçu var."

Yüzüme bakıp babacan bir tavırla tebessüm etti.Ne yani heyecandan mı öyle dediğimi düşünüyordu?

El mahkum diyerekten güvenliği takip ettim.Artık inşallah şans benden yana olurda çocuklar gittiğimiz yerde olmazlar.Aslında bu da olmayacak duaya amin demek gibi.Ama yinede Tanrım ne olur?Bir kerecik dualarımı boşa çıkarma.Vallahi bir daha hiç dedikodu yapmayacağım.-hiç bir zaman tutmadığım yeminlerden bir tanesini daha edip kafam eğik bir şekilde  ,güvenliğin benim için açtığı kapıdan girdim.Kalbim deli gibi atarken kafamı yavaşça kaldırdım ve onun o çok sevdiğim mavi ile yeşil arası gözlerini gördüm.Sanırım içinde bir şeylere anlam vermeye çalışıyordu.

"Emily.ne işin var burada?" diyen Liam'dı.Belli belirsiz tebessüm edip:

"Benim mi?" diyerek yalan uyduracak zaman aradım.Ama şu baskı altında helede Harold gözlerini dikmiş bana bakarken konsantre olamadım.

"Evet,sen."

"Şey,ben, doğruyu söylemek gerekirse kırmızı halı için gelmiştim ama tatsız olaylar çıktı."diyip dudağımı ısırmaya başladım.Tabii az önce dudağımı patlattığımı unutarak.Acıyla inlediğimde Harold çocuklara "Siz çıkın ben gelirim şimdi."Derdemez,çocuklar üzüntüyle bakıp ayrıldılar.Gerçekten üzüntüyle baktıklarına göre bir enkazı anımsatıyorumdur değil mi?Utançla başımı öne eğip kıpırdandım.

Harold bana doğru yaklaştı.Aramızda bir kaç mesafe yer kaldığında,nefesimi dışarı verdim.O ana kadar nefesimi tuttuğumun farkında bile değildim.Elleriyle nazikçe çenemi tutup ona bakmamı sağladı şuan onun gözlerinde kaybolmak istedim.Sonra sanki benim incinmemden korkar gibi yavaşça yanağımı okşadı.Gözleri dudaklarıma kaydığında beklentiyle öpücüğünü bekledim.Yavaş yavaş dudaklarımız arasındaki mesafeyi kapattığında yavaşça gülümsedi"Özür dilerim." diye mırıldandıktan sonra hafifçe dudaklarımı öpmeye başladı sanki eğer sert öperse kaçacağımı düşünür gibiydi bu öpücük.Ama yavaşça öpmesi beni daha çok tahrik etti.Dudaklarımdan kaçan inlemeye engel olamadım.Yavaşça ellerimi o yumuşacık elma gibi kokan kıvırcık saçlarının arasına geçirdim...

Dudaklarını yavaşça dudaklarımdan ayırdığında hala o gözlerinde kaybolma isteğime engel olamadım.Onu istiyordum hemde haddinden fazla...

Benden tamamen ayrıldığında dudaklarını bir şey söylemek işin açtı ama söylemek istediği şey sanki çok ağırmış gibi dudaklarını tekrar kapattı...

Üzüntüyle bana bakıp kapıya doğru gitti...Arkasından adını seslensemde beni orada tek başıma bırakmıştı.Hem ben onun hayranları tarafından dövülmüşken.

Harold arkasına bakmadan beni terk ediyordu.Evet bu yaptığının anlamı buydu.

Ben terk edilmiştim.Hayatımın adamı dediğim insan tarafından...

Yayımlanan bölümlerin sonuna geldiniz.

⏰ Son güncelleme: Mar 18, 2014 ⏰

Yeni bölümlerden haberdar olmak için bu hikayeyi Kütüphanenize ekleyin!

Who are you?Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin