Bu bölümü Gayenin Kardeşine :D O ablasından daha merakla bölümlerimi takip ediyor.Tatlı kız :D iyi okumalar...
Harold'ın sözlerinden sonra kendimi Harbor'ın önüne attım.
"Nereden biliyorsun istemediğimi?"
"Emily, sanırım kendinde değilsin."
"Hiç olmadığım kadar kendimdeyim.Eskileri hatırlayalım dedim sadece,bunda ne var?" dedim dudaklarımı büzerek.Evet bu onu sinir etmişti ama onun bana yaptığı şey daha korkunçtu.Bana"İlişkimizi şimdi açıklayamayız." dedi ama şuan başka birisiyle beraber,benle değil.
"Ne mi var?Emily kendine gel." derken kollarımdan tutmuş beni sarsıyordu.
"Kızı rahat bırak açıkça seni istemiyorum diyor." Ah Harbor bilsenki seni kullanıyorum.Aslında onunda konuşmaması gerekliydi.Benim hayatımı mahvetmiş ama hala konuşabiliyor.
"Emily?" dedi Harold gözlerimin içine bakarken yine masum bir kedi gibi görünmüştü.Bu bakışına dayanamadığımı sanırım kendiside farkında.O an onun gözlerinin yeşilinde kaybolabilirdim.Şu durumda bu hiç fena olmazdı.
"Emily?" bu sefer adımı Harbor söylemişti hani beni aldatan ve Harold'la her şey güzel giderken hayatımı mahveden Harbor.Ama onunda gözlerine baktığımda eski mutlu olduğumuz günleri gördüm.Onun yeşili bile kıskandıracak tonda olan kanverengi gözleri-Ah ben ne diyorum?-
Kafamı iki yana sallayıp kendime geldim bu iş fazla uzamıştı.Artık iki erkek arasında kalmak istemiyordum.Aslında iki erkek arasındada kalmamıştım.Harold'a aşıktım deliler gibi ama bu yaptığını Kızlık gururuma yediremiyordum.
"İkinizde defolun! Artık tükendim anlıyor musunuz? İkinizde bana aynı şeyi yaptınız." derken Harold'a imalı gözlerle bakıyordum.İkiside beni aldatmıştı sonuç itibariyle.
"İkinizide görmek istemiyorum çıkın hayatımdan." sesimin kısık çıkmasına küfrederek içeri girdim ve kapıyı kapattım.Bu küçük zamanda bu kadar şey yaşamak bana fazlaydı.
Kapıya sırtımı dayadım ve yere oturdum.Bacaklarımı karnıma çektim.Kollarımıda bacaklarıma doladım.Biraz rahatlamaya ihtiyacım vardı.Birazcık...
O ikisi hala kapının önündeydi.Bağırarak bir şeyler anlatıyorlardı.
"Ne yaptın ona?İkinizde aynı şeyi yaptınız dedi."bunu Harbor Harold'a demişti.
"Onu aldatmadım.Onu bu kadar çok severken aldatabilir miyim? Onu kaybetmeyi göze alabilir miyim?"
"O artık benim yanımda mutlu değil.Onun mutlu olmasını seçiyorum.Ona gerçeği anlat."
Evet,evet bunu Harbor demişti.Benim tanıdığım-yada tanıdığımı düşündüğüm- Harbor demişti.
"Dinlemek istemesede anlatacağımdan emin ol." dedikten sonra ayak sesleri duydum, gitmişlerdi.
Gerçekten aldatmadım ne demek oluyordu? Fotoğraflarını görmesem aldatmadı der sonuna kadar güvenirdim.Ama güvendiğim iki erkekte bunu yapınca artık bünyem kaldıramadı.Kendimi şuan çok aciz hissediyorum.Yalnız kalmıştım yine...Önce annem bırakmıştı sonra onlar.-en azından ablan ve arkadaşların var Emily dedi iç sesim-
"İyi misin?" Ablamın odasından çıkıp yanımda oturduğunun bile farkında değildim.O kadar dalmışımki düşüncelerime.
"İyiyim." dedim ama sesim kırık çıkmıştı.Ablam kollarıyla beni sardı.
"Ağlama artık,gerçek sevgi her şeyi yener unutma ve o çocuğun ki gerçek sevgiydi." Yüzüne anlamamış gibi baktım bizi mi dinliyordu? Omuz silkti.
"Bana öyle bakma, biraz Harold'ı araştırdım.Ve o kadınla fotoğraflarını gördüm hiç birinde mutlu görünmüyordu.Bunu sadece ben değil hayranlarıda farketmişler.Yorumları okusaydın ona böyle davranmazdın.Ona git ve gerçeği alatmasını iste ama yarın.Saat geç oldu." Beni rahatlatıyordu.Yine annelik yapmıştı.Çok fazla onunla duygusal konuşmazdık ve bu duygusal anlardan birisiydi.Ona gülümsedim.Oda o sıcacık gülümsemesiyle karşılık verdi.Haklıydı Harold'ı dinlemeliydim.Harold beni seviyor musun?
"Hadi odana çık."
"Hı?"
"Yine düşüncelere daldın dimi küçük cadı." derken saçlarımı birbirine karıştırdı.Hep en nefret ettiğim şeyleri bana karşı yapması....
"Ah!Tamam bırak gidiyorum." yavaş yavaş odama çıktım.Kapıyı yavaşça açtım tam lambayı açacakken birisinin elleri ağzımı kapattı.Olduğum yerde tepinmeye başladım.Bu da kimdi şimdi?Ama bi saniye bu elma kokusu? Harold?
"Sessiz ol sapık değilim.Konuşmamız lazım" dedikten sonra beni kendine doğru çevirdi.
"Şimdi elimi ağzından çekeceğim ses çıkarmak yok." Kafamı aşağı yukarı salladım.Ellerini çekti.Sessizce "Ne işin var burda."
"Beni dinlemek zorundasın."
"Dinliyorum." dememle biraz afallamıştı.Bu kadar çabuk kabul edeceğimi beklemiyordu sanırım.
"Bu kadar çabuk tamam diyeceğin aklımın ucundan geçmezdi."
"Uzatma Styles anlat." yatağımın üzerine oturmuştu banada yanını gösterdi bense gitip çalışma masımın sandalyesini alıp karşısına oturdum.Kafasını yere eğip gülümsedi.Sonra tam gözlerimin içine bakarak konuşmaya başladı.
"Emily,onu sevmiyorum benim için sen varsın.Senin inatçılığını, saçlarını, kokunu bana aşkla bakan mavi gözlerini seviyorum.Sana ait olan her şeyi seviyorum."
"O zaman neden?"
"Yeni albümü çıkıyormuş,reklam." dedi kafasını aaşağı eğerek.Ne yani reklam için bir insanı başka bir insanla birlikte göstermek adil mi? Belki oda Harold'ı sevmiyor.Ah şu ünlüler dünyası çok karışık.
"Emily?" gözlerime baktı benden bir tepki bekliyordu.
Dudaklarına uzandım o yumuşacık dudaklarına.Önce şaşırdı bu kadar hızlı bir tepki beklemiyordu.Sonra karşılık verdi gerçekten tutkulu öpüyordu.Onu öperken özlediğimi farkettim.Ellerimi saçlarına götürdüm.O yumuşacık saçlarına.Sonunda ayrıldığımızda nefes nefeseydik.
"Seni seviyorum"
"Seni seviyorum"
çoköptüm umarım beğenmişsinizdir.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Who are you?
Fanfiction“Seni görmeye geldim lütf…” “Seni görmek istemiyorum ne yüzle evime kadar geliyorsun?” “Hadi ama Emily seni hala seviyorum” “Beni hala severken başka biriyle yatman ne olacak peki” Ben böyle bağırmaya devam ederken omzumda bir el hissettim. O kadar...