Çok düşünmüştüm.Aradan birkaç gün geçmesine rağmen şu Deadly'den haber yok.Dena ile anlaştıktan,artık o parasını alamadığı için-tabiki şaka olarak-bize yardım edecek.Yardım etmek derken bizim işte uetişkin işlerini o halledecek.
DEADLY'NİN AĞZINDAN(KÖTÜLER):
O çocukları ele geçirememişse olabilirim, ama belki birimleriyle iş birliği yapabilirsen daha kolay olur.Aslında onlardan başlama sebebim onlar daha çocuk,yanı bana göre...
Başka "süper güçlüler" bulmalıyım,ama nereden?
Eshlin et hazırlamış.Tabiki 15 kilo aldı ama sadece bize 2 kilosu düşüyor.Bay "Patron" ise hepsini midesine indiriyor.
Artık bütün pulları döküldü ve arada sırada uçmaya gidiyor.
Bir kere yasak bölgeye giren birkaç çocuğa yakalanmıştı.Bazen sınır krizleri geçiriyor.Geçen gün şu meşhur haritadan bahsedince kader beni bekliyor,kadeerr!diye tutturdu.Ve hemen şu birkaç kişiyi bulmam için tehtid etti.Neymiş evdeki herşeyi yermiş...
Sadece uyuyor,yiyor,uyuyor,yiyor.Anlayacağınız kendi içinden şizofren gibi konuşmama gerek yok.
Sonraki gün:
Bugün birkaç tane daha süpermen bulmam lazım dedim ve çarşıya çıktım.İlan yada ona benzer bir şeyde Gölge Oyunları
diye bir şey gördüm.Hemen Eshlin'in çağırırdım ama ne kadar zaman okadar çok adam...
İçeri girdim ve bir salondan içeri girdim.Kapıda Bedava Çocuk Tiyatrosu yazınca hem ve bedavasına içten içe sevinip çocuk yazmasına biraz bozuldu,ama benim gibi muhtemelen veli olan birkaç kişi görünce rahatladım.Koltuğa oturdum ve salonun kararması çocukların çığlık atmasını dinledim.Sonra çok imkânsız gibi görünen timsah,muhtemelen hipopotam sonrada zebra bölgelerini izledim.İşin ilginç tarafı gölgeler birbirinden farklı zamanlarda değil de üst üste sanki film şeridi gibi arka arkaya dönüştü.Biraz tuhaf bulduğum ise gösteri başladığı zaman bir adamın gölgesinden araba gölgesine dönmesi,sonra kedi zebra falan olması bunun "normal" olmadığını gösteriyordu.Burda doğaüstü bir şeyler dönüyor...
ELİF'İN AĞZINDAN:
Bugün sabah gerçekten felaketti.
Bütün gece sivrisinek vızıltılarından kaçmaya çalıştım.Uykusuz bir geceden sonra evde kalmak pek cazip gelmedi.Hemen Mark'lara plan yaptık.Çarşıya çıkalım.
Sonra herkesi aradık ama sadece Violet,Mark,Emily,Adam,İrem ve ben gidiyoruz.İşin iyi tarafı Emily ve İrem 10 yaşında olduğu için otobüse ücretsiz biniyor.En azından onlardan yırttık.
İlan gibi bir panonun üstünde Gölge Oyunları yazısını görünce herkesi oraya sürükledim.Tam içeri girerken bittiğini öğrendik.
Kapıdan çıkarken bir adama çarptım.
"Özür dilerim,iyi mısınız?"
"Sadece önüne daha dikkatli bak,yeter,ama iyiyim"
"Tamam,tekrar özür dilerim."
Sanki adam bana tanıdık gelmişti.Herkes çıkmaya başlayınca Bizde kalabalığa karışıp çıktık.Emily açıktır diye mızmızlanmaya başlayınca hemen karşıdaki lokantaya gidip oturduk.Yan masadan sandalye çektik.Tatlı bir abla;
"Merhaba,hoşgeldiniz,ne istersiniz"
Emily dışında herkes yemek yiyip çıktığı için içecek aldık.
Adam-gazoz,
Violet-portakal suyu
Mark-soda
Emily-süt ve kaşarlı tost
İrem-kakaolu süt(her zamanki gibi garip olacak ya...)
Bende Violet'e uyup karışık meyve suyu sipariş ettik.
Garson abla kafa sallayıp gitti.
Karşı masaya bakınca çarpıştığı adamı gördüm.Kapişonlu olduğu ičin yüzü pek seçilemiyordu ama yinede çok tanıdıktı...
Mark bir süre sonra siparişin üstüne Emily ičin 2 gofret sipariş etmek için gitti.O arada da Violet meyvelerin içindeki vitaminleri sayıyordu.
Mark'ın Ağzından:
Emily gofret diye tutturunca hemen siparişe eklemek için kalktım.Küçük bir yer olduğu için muhtemelen abla hem garson hemde içerideki görevli.
Demir ağır bir kapıyı araladım.Mutfak gibi bir yerde 1 adam ve az önceki siparişleri alan abla vardı.Benim geldiğini görmediler Galiba...
O adam tezgahın önüne geçmiş,marka gazoz,soda,2 de turuncu meyve suyuna elini üstlerinde gezdiriyordu.Nedense gözlerini kısmıştı.Sonra hepsini bir tepsiye koydu.Garson ablayı izledim,o daha ilginçti...
Elini beyaz 2 fincan ve bir çay bardağına uzattı ve aynı adam gibi gözlerini falan kıstı.Ama bir anda çaydan ve fincanlardan
buhar gelmeye başladı.Ne yanı,kendi kendine mi kaynadı?
Sonra bunları hiç görmemiş gibi koşa koşa masaya gittim.
Emily'e kafa salladım ama oflamaya falan başladı.Sonra abla tepsiyle geldi.Tepsiden bütün bardakları koydu.Siparişleri herkesin önüne ettirirken farkettim,fincanlar resmen yanıyordu,gazozlepar resmen donuyordu.
Deadly'nin Ağzından:
Az önce çarpıştığım kızda birşeyler tuhaf geliyor.
Biraz üşüdüğüm için kafeye gittim.Karşı masada çarpıştığım kızla birkaç arkadaşı vardı.Hemen biraz ısınmak için çay sipariş ettim.
Sonra çocuklardan biri(yaşına göre yapılı ve uzun)İçeri doğru gitti.Birkaç dakika sonra hayalet görmüş gibi geri geldi.Birkaç sonra çayın gelmişti.Çayını yudumlarken küçük,sarışın kıza baktım.Kızı sanki daha önce görmüştüm,herneyse,dejavu...
Sonra garson kız gelmeyince bardağı içeri götürmek için kalktım.Cebimden para çıkarmaya çalışırken içeriden tartışma sesi geldi.Demir kapıyı gittim ve tek kaşımı kaldırdım.
Bir adam buz kalıplarını eline almış,ama sonra nasılsa su bir anda buza dönüştü.Resmen gözün pörtledi.Kızda su kaynatma dalgasını avuçlarının içine almıştı ama sonra alet titremeye başladı,kız ahh diye elinden bıraktı.Bilime aykırı olan herşey benim başına gelmek zorunda mı?
Sanki bunu hiç görmemiş gibi kasaya gittim ve bakar mısınız?
dedim.Adam geldi ve 75 kuruş dedi.Hemen masaya koydum ve başını "sağlasın" anlamında salladım.Rüzgardan kapüşonum açıldı ve traşlı kafam ortaya çıktı.Şu aptal ejderheya neden uydum ki ben?
Masadaki çocuklara baktım,sanki hayalet görmüş gibi hemen kalkıp koşa koşa gittiler.Bu kız her saniye daha tanıdık geliyor.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Kinezi Takımı
ParanormalTeyzesinin işi sayesinde arkadaş edilen küçük Elif bir arkadaş takımı oluşturarak güçlerini geliştirir ve onların varlığından haberi olan bir efsanevi canavardan kaçmaya çalışırlar.Güçlerini kullanmayı becerdiklerinde onları bekleyen bu tehlikeye gö...