3.BÖLÜM " KONUŞALIM "

94 17 1
                                    

Gözlerimi açtığımda kocaman bir gülümseme vardı yüzümde. Gelmişti. Eksik yarım artık tamdı. Arkamı dönüp Elif'e kocaman sarılacaktım. Ama döndüğümde orada yoktu. Nasıl yani rüyamıydı? Hayal mi görmüştüm? Deliriyor olamazdım değil mi? Gerçekti. Onun ile konuşmuş, onu yıkamış, ona sarılıp uyumuştum. Gözlerimin yanmaya başladığını hissettim. Ağlamaya başlıyordum. Gözyaşlarım istemsizce akıyordu yanaklarımdan. Telaşla ayağa kalkıp alt kata koştum. Deli gibi her yerde onu arıyordum. Ve sonunda onu mutfakta buldum. Hemen boynuna sarıldım. Hala ağlıyordum.
" Neden ağlıyorsun Ela, ne oldu ?" dedi.
" Ben gittin sandım. Çok korktum" dedim.
" Ağlama artık gitmeyeceğim senden. Hep yanında olacağım " dedi. Sonra sustu. " Tabii beni istersen "
" Deli misin? Ben yıllardır seni bekliyordum. Eksiktim sen geldin tam oldum. Artık gitmeni istemiyorum. Gitmene izin vermeyeceğim.
" Artık gitmeyeceğim" dedi.
Mümkünmüş gibi daha sıkı sarıldım kardeşime. Ona güzel bir kahvaltı hazırlayacaktım. Bu zamana kadar nerede, nasıl yaşadı bilmiyorum ama eminim ki ev kahvaltısını özlemiştir. Ona küçükken en çok sevdiği şey olan dereotlu krep yaptım. Annem gibi güzel yapamıyordum ama yine de seveceğini umuyordum kahvaltıyı kurup masaya oturduk. Ben oldukça iştahlı yemeye başladım. O ise başlarda biraz çekingen davransada sonradab bana bakıp hızlandı. Birbirimize bakıp gülümsüyor, tabaklarımızı bitirme yarışı yapıyorduk. Sonunda kahvaltınızı bitirdik. Midelerimiz kocaman olmuştu.
" Annem "dedi " O neden evde değil? "
" Şey'den sonra biraz kafa dağıtmak adına babam ile beraber işe gidip gelmeye başladı. Sonra da bırakmadı. Kendisine iyi geldiğini söylüyor. "
Şey kelimesinden onun gidişini kastettiğimi biliyordu.
" Anlıyorum "dedi sadece.
Annemi ve babamı deli gibi özlüyordu. Bu her halinden belliydi. Ama ona verecekleri tepkiden çok korkuyordu. Dün gece biz yattıktan bir müddet sonra annem gelmişti odaya. Her gece beni kontrol etmek için gelirdi zaten. Elif'i görmüştü ama yine de sadece benim saçından öpüp çıktı odadan. Tepkiliydi Elif'e. Babamın da haberi olmalıydı onun geldiğinden ama o da gelip Görmek istemedi kızını. Onlara her ne kadar kızgın olsamda bu onlar ile onlardan bir parça olan kızları arasındaydı. Beklemeliydim. Zaman her şeyin ilacıydı ve bizim de yaralarımızı saracaktı.
" Bugün ne yapmak istersin? Özlemişsindir buraları. Şöyle güzel bir dolaşalım. Ne dersin? "
" Çıkmak istemiyorum "dedi.
" Neden ya? Lütfen seninle bir şeyler yapmayı o kadar çok özledim ki. Hatırlıyor musun? Bir tane ceviz bulsak kırıp beraber yerdik. Sonra bir gün ben sana eğer cevizinin yarısı çürük çıksa elinde kalan yarın parçayı ne yaparsın demiştim. Sende "
Sözümü kesti. Hikayenin devamını o anlattı.
" Ben de ben yerim demiştim "
Kahkaha ile gülmeye başladım. Bu harika hissettiriyordu. Yeniden onun ile olmak, onunla konuşmak onun ile bir şeyler yapmak. Hala inanamasamda o buradaydı. Tam karşımda.
" E ne diyorsun, çıkalım mı? "
" Olmaz Ela istemiyorum "dedi.
" Tamam o zaman biz de evde bir şeyler yaparız. konuşuruz, dertleşiriz biraz " dedim.
" Konuşmak da istemiyorum "
" Tamam sen nasıl istersen "
Açıkçası birazcık hayal kırıklığına uğramıştım. Yaşadığı şeylerin ne olduğunu bilmiyordum ama bu Elif'e alışmak zor olacaktı. Birkaç saat evde oyalandım. Ders çalıştım, resim yaptım, müzik dinledim. Vakit geçirmek adına bir sürü uğraş. Görünmez olmaya çalışıyordum. Elif'in kendini böyle daha rahat hissedeceğine inanıyordum. Ben kafamda planlarım kurarken oda odamda sessizce oturuyor, dışarı izliyordu. Ne zaman konuşacaktık? Hemen konuşmak, bu zamana kadar yaşadıkları dinlemek istiyorum. 5 yıl kapatılamayacak bir boşluk değildi. Bir yerden başlayıp ayrı kaldığımız günlerin acısını çıkarmalıydık. Ben planlarıma devam ediyordum ki arkamdan ayak sesleri duydum. Gelen Elif'ti. Hareketsizce bekledim. Dedim ya kendini rahat hissetmeliydi. Sürekli ilgi onu rahatsız edebilir, bunaltabilirdi. Ayak sesleri daha da yakınından gelip, arkamda durdu. Kollarını boynuma doladı. Bende ellerimi ellerinin üzerine koydum. Kulağıma eğilip
" Sıkıldım, konuşalım "diye fısıldadı.
Anlamadığım bir sebepten ötürü tüylerim diken diken oldu. Sanırım konuşacaklarımız beni korkutuyordu.
" Konuşalım " dedi tekrar aynı fısıltı ile.
Ayağa kalkıp Elif'e döndüm. Elinden tutup bahçeye çıkardım onu. En sevdiğim mevsimdi sonbahar. Yapraklar önce sararı sonra vefa ederlerdi doğup büyüdükleri dalları.Elif ise ilkbaharı severdi. Taze hayatlar, taze tohumlar yeşerir umut salardı etrafa. Ne kadar da büyük bir ironi. Elif sarıarıp dalından kopan sonbahar yaprağı, ben ise içinde taze umut ve tohum taşıyan ilkbahar filiziydim. Beraber verandada ki masaya geçip oturduk. Her ne anlatacaksa Elif korkmamalı, utanmamalıydı. Bunun için uzanıp ellerini ellerimin içine aldım.
" Hadi konuşalım "dedim." Anlat bana. Seni özleyerek geçirdiğim bütün o geceler nerede ve nasıl, kiminle geçirdiğini anlat.
" Önce sen anlatacaksın. Seni tanımadan sana açamam kendimi " dedi.
" Beni tanıyorsun. Ben senin kardeşinim " dedim.
Olumsuz anlamda salladı başını.
" yıllar beni değiştirdi gibi seni de değiştirdi inkar etme. Şu beş yılda neler yaşadın bensiz uzun uzun anlat bana. Neler kaçırdığımı bilmek istiyorum. Öyle bir anlat ki seninle beraber ben de yaşayayım o günleri.
" Pekala anlatırım " dedim." Sen iste hiç susmam.Ana sende anlatacaksın Anlaştık mı? "
Yine olumsuz anlamda salladı başını. " Hazır olmamı bekleyeceksin. Kendimi hazır hissetmeden anlatmam. Beni anlıyorsun değil mi? "
" Anlamıyorum ama anlamak için çabalıyorum.Tamam "dedim." O halde söz ver bana sende çabalayacaksın. "
" söz veriyorum ben de elimden geleni yapacağım. Hadi başla "dedi.
" Tamam nereden başlamalıyım? Sen gittikten sonra...
Ellerini havaya kaldırıp salladı.
" Yok hayır o bölümü atla. Henüz orayı dinlemeye hazır değilim.
" Pekala "dedim. " Liseyi bitirdim. Sonra üniversiteye başladım.Zeki oladığımı biliyorsun.Pek bir kabiliyetim de olmadığı için olan tek yeteneğim üzerine resim okumaya başladım. İşte şimdi de ikinci sınıftayım "
" Hangi bölüm "dedi
"Marmara Üniversitesi Güzel Sanatlar " dedim.
Biran gözlerinden büyük bir hüzün geçti.
" Hep o üniversiteyi istemiştim " dedi.
" çok üzgünüm seni üzmek istememiştim " dedim.
" Boşver devam et " dedi.
" Okula gidip gelmeye devam işte "
Sustum. Ben Susunca sanki aptalmışım gibi suratıma baktı. Gerçi pekte akıllı sayılmazdım ama yine de rahatsız oldum.
" Eee bu kadar mı? " dedi.
" Evet başka ne anlatabilirim ki hepsi bu.
Yüzünde muzip bir ifade belirdi. Sanırım anlattıklarımdan eğlenecek bir şeyler çıkarmıştı.
" Ne bileyim arkadaş, ortam belki hoşlandın bir çocuk.
" Yok hiç kimse yok. Sen gittiğinde ben her şeyim ile yarım kaldım Elif. Hayatıma hiçbir arkadaş alamadım, seninle paylaşamadıkları mı onun ile paylaşırım diye. Hiç kimseyle gezmedim, yıllarca senin halinden bihaberdim diye. Herhangi bir erkekten hoşlanmadım birinin sevgisi senin sevgini bastırır diye. Ben seninle hayallerim de yaşadım bunları hepsini. Onun için kimseye ihtiyaç duymadım "
Gözlerim dolarak söylediğim bu cümleye karşılık Elif'in de gözleri doldu. Bunu görür görmez pişman oldum. Tam neşesi yerine gelmişti ki ben, onsuz yıllarımdam bahsettim. Kimbilir unutmaya çalıştı günleri hatırlattım ona yeniden. Kendime lanet okudum tekrar yüzünü güldürebilmek umudu ile konuşmaya başladım.
" Edebiyat okumalıyımışım değil mi? " dedim.
Ufak bir tebessüm belirdi dudaklarında. Sanırım biraz daha şansımı zorlayabilirdim.
" Hadi akşam için güzel bir yemek hazırlayalım. Annemle babama sürpriz yapalım " dedim.
Kalkıp onuda çekiştirmeye başladım. Elif elini hızla geri çekti.
" Dün gece uyumuyordum "
Ha sesimi çıktı ağzımdan.
" Annem geldiğinde uyumuyordum " dedi.
Artık söyleyecek söz yoktu. Kabulleniş ayinimi tamamladım içimden. Hiçbirşey kolay olmayacaktı. Önce onu iyileştirecek, sonra yeniden başlayacaktım savaşa. Yarınlar umuttu bizim hikayemizde. Yarınlar bizim...

YANSIMA (İçimde ki ben)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin