5 YIL ÖNCE
Sabah uynadığımda boğazımda ki ağrıdan dolayı annem bu gün okula gitmemi istemedi. Elif bu gün okula tek başına gitmek zorunda kaldı. Bende Elif okuldan gelene kadar yataktan çıkmamış, iyice dinlenmiştim. Kendimi daha iyi hissediyordum. Annemin o enfes kış çayını içince kırgınlığım da hemen yok oldu. Elif'in okuldan gelmesine henüz bir iki saat daha vardı. Annem iyi olduğumu görünce yaptığı aşureden babamın iş yerine götürmek için bir saat önce kadar evden çıkmıştı.
Kapı çalınma sesini duyunca annemin geldiğini düşünüp alt kata indim. Kapıyı açtığımda karşımda Elif'i görünce biraz şaşırdım. İyi görünmüyordu. Gözleri bomboş bakıyordu. İnsanı ürkütecek kadar boş. Neler olduğunu anlamaya çalışıyordum yorgun gibi görünüyordu. Bıkmış ve bitmiş. Bu hali beni ürküttü. Konuşmaya cesaret edemedim. Kelimelerin anlatamadığını belki bedenim anlatabilir diye uzanıp dokunmak istedim. Ürküp geri kaçtı.
" İyi misin " dedim.
Başını sallamakla yetindi. Hala kapıda öylece duruyor, bakışlarını boş tutuyordu.
" İçeriye gelmeyecek misin? " diye sordum.
" Benimle gelir misin Ela? " dedi.
" Nereye gideceğiz? "
Garip davranıyordu. Bedeni burada ruhu başka yerde gibi. Dış görüntüsüyle Elif, iç dünyası ile yabancı.
" Sadece gelsen olmaz mı? " dedi.
" Tamam " dedim.
Montumu ve anahtarımı alıp evden çıktım. Cep telefonum yoktu. Gideceğimiz yer uzak olmayacaktı diye düşünüp anneme haber vermeden evden çıktım. Beraber sessize yürüyorduk. Arada belli etmemeye çalışarak ona bakıyordum. O kadar yabancı duruyordu ki üşüyordum. Hayır beni üşüten şubat ayının soğuğu değildi. Beni üşüten Elif'in bu soğuk duruşuydu. Yirmi dakikayı geçiyordu ve biz hala yürüyorduk. Soru sormaya cesaretim yoktu. Anneme haber vermeden evden çıktığım için pişman olmuştum. Elif bir anda durdu. Önce ne yaptığına dönüp baktım. Bir apartmanın merdivenlerinden çıkıyordu. Sonra etrafı incelemeye başladım. Tanımadığım daha önce hiç gelmediğim bir mahalleydi burası. Apartman yapımı yarıda kesilmiş bir takım duvarları yeni örülüyordu. Bulunduğumuz sokak, bir çıkmaz sokaktı. Bina sokağın sonunda olduğu için sokak bomboştu. Issız olduğu için biraz korkmuştum ama yine de Elif'i takip ettim. Apartmanın en üst katına çıktık beraber. Kenarları yükseltilmemiş boş bir zemin. Beşinci kat olduğu için yükseklik korkutucuydu. Elif betonun en köşesine kadar ilerledi. Artık korkum hat safhadaydı.
" Elif ne yapıyorsun? " dedim.
Bana dönüp baktı. İki adım geri gitse düşebilirdi. Elif gülmeye başladı.
" Hiç kuşlar gibi uçmak nasıl bir histir diye düşündüm mü Ela "
Dehşet içinde ona bakıyordum. Buradan atlamayı düşünüyor gibi konuşuyordu. Dilim tutulmuş gibiydi. Konuşamıyordum.
" Ben düşündüm ama korkuyorum. Tek başıma yapmaktan korkuyorum. Bunun için seninde yanımda olmanı istedim. Sen yanımda olursan hiç korkmam " dedi.
" Delirdin mi Elif ? Yalvarırım korkutma beni "
Yüksek sesle bir kahkaha attı.
" Neden delireyim Ela. Annem ve babam hep seni sevdi diye mi? Benden daha zeki olup hep başarılı oldun diye mi? Yoksa güzelliğin daha çok dikkat çekip üst sınıflarda ki çocuklar sana çıkma teklif ettiği için mi? Delirmem için herhangi bir sebep yok ki. Babam aşık olduğu annemi sende görüp sana Ela dedi. Annen ona büyük annemden kalan o çok değerli yüzüğünü senin için sakladı. Ya doktorumuz bile hep seni ayrı tutup, iğne ile beni korkuttu "
Kahkahası sinir boyuta ulaşıp daha da arttı.
" Ya doktorumuz, doktorumuz o bile. Çok komik değil mi? Neden gülüyorsun Ela? Komik bulmadın mı? Tamam o zaman sana daha komik bir şey söyleyeceğim. Şimdi ben buradan atlayacağım. Ben uçarak ruhumu özgür bırakacağım ve sen beni öyle gördüğün için kendi bedeninde müebbet hapis yatacaksın. Ben özgür kalacağım, sen mahkum olacaksın "
Gözlerim dehşetle açılmış ona bakıyordum. Yanaklarımdan akan yaşlara bakılırsa çoktan ağlamaya başlamıştım. Ne zaman başladığımdan bile haberim yoktu.
" Elif yalvarırım aptalca bir şey yapma "
Elif sakinleşmiş bir şekilde bana baktı.
" Ölürsem üzülür müsün? "
" Ölürsen ölürüm " dedim.
Artık sarsıla sarsıla ağlıyordum. Gözyaşlarından dolayı net göremiyordum artık Elif'i. Üzgün bir şekilde bana baktı.
" O zaman beni kurtar. Bak uçurumun kenarındayım artık. Ne geri gelmeye cesaretim var ne atlamaya. Ya elimi tut senle kalayım ya destek ver atlayıp özgür kalayım "
" Elif biz daha 15 yaşında çocuğuz. Önümüzde kocaman bir ömür var. Beraber geçireceğiniz mutlu bir ömür "
Elif yine siniri bozulmuş bir şekilde kahkaha attı.
" Ben artık çocuk değilim. Ben büyüdüm. İnanmıyor musun? Bak şimdi tek başıma burada atlayacağım "
Bir adım geri gitti. Onunla beraber ben de ilerledim. Elif bu hareketmi görünce gülümsedi ve elini bana uzattı. Yalan söylüyordu işte. Büyümemişti ve hala bana ihtiyacı vardı. Birkaç adım daha ilerledim. Artık uzansam tutabilirdim. Elim eline değdi. Değdiği anda bir adım daha geri attı ve aşağıya doğru kaydı. Elini sıkıca kavradım. Bütün gücümüle onu yukarı çekmeye çalıştım. Elif hiç güç sarfetmeden öylece bekledi. Son bir çaba ile onu yukarı çektim. Beraber yere uzandık. Nefes nefese kalmıştım. Elif
" Beni seviyormuşsun Ela " dedi.
Sonra ayağa kalkıp elini uzattı. Elini tutup ben de ayağa kalktım. Ayakta, betonun kenarında öylece birbirimize baktık. Hala korkudan titriyordum. Tuttuğu elimi bırakıp
" Ama ben seni sevmiyorum " dedi.
Ve beni aşağıya ettirdi. Devamını çok net hatırlamıyorum. Soğuktan morarmaya başlamış ellerim ile bir müddet o betonun kenarında takılı kaldım. Elif'i göremiyordum. Dakikalarca çabaladım kendimi yukarı çekmek için. Yukarı çıkabildiğimde artık kollarım tutmuyordu. Bütün işlevlerini kaybetmiş olan bedenim teker teker hepsini geri kazandı. Elif yoktu, çoktan gitmişti. O an bilmiyordum. Beni sadece bu apartmandan ayrılarak değil bütün hayatımdan çıkarak terk etmişti.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
YANSIMA (İçimde ki ben)
Fiksi UmumKalbine saplanan bıçağın sahibi herkes olabilirdi. Hepsi kabulüydü Ela'nın. O yüzden korkmadan kaldırdı başını, baktı katiline. Karşısındaki yüz tam bir yansımaydı. Kendi yansıması.