27-SARHOŞ

44 1 0
                                    

İyi okumalarr :)

Günler sonra mutluyduk. Kardeşim de artık bizimle yaşıyordu. Bir ailem vardı. Kendimi ait hissettiğim bir ev vardı ve tabikide deliler gibi aşık olduğum Leonardo...

Bu gün okul günüydü. Hepimiz aynı okuldaydık ve Skandar ' ı da bizimle aynı okula kaydetmiştik. 1. sınıf olmasına rağmen çok çalışkandı. Şu 1 hafta içerisinde bir çok soru kitabı bitirmişti. Gelecekte Tıp 'ı kazanmak istediğini söyledi.

Diğerlerinde ise durum aynıydı. David Mia ya fazlasıyla yürüyordu. Mia da buna fazlasıyla karşılık veriyordu. Leonardo henüz aralarındaki ilişkiyi bilmese de bir şeyler olduğunun farındaydı. Öyle ki David Mia ya karşı her bir şey söylediğinde Leonardo ' nun sert bakışlarına maruz kalıyordu.

Lucas ise yaşadığımız kötü olayın etkisinde olan Victoria'nın çok üstüne düşüyordu. Kötü şeyler aklına gelmesin diye elinden geleni yapıyordu. Birbirlerini sevdikleri apaçık ortadaydı.

Leonardo ve ben ise günden güne daha mutlu oluyorduk. Onu ilk tanıdığımda soğuk bir insan olduğunu düşünmüştüm. Hatta ondan baya çekinmiştim ama şu an iyiki de öyle tanışmışız diyorum.

Son günlerde Mark denen o pisliğin kaçtığını öğrendik. Zaten burada kalsaydı Leonardo onu gebertecekti. Rosselin'le nasıl oyun çevirip bizi bu hale getirdiklerine inanamamıştım ama bunu da atlatmıştık.

Üvey babam, Üvey annem ve Rosselin'i hiç görmemiştik. Abim Mucel 'den öğrendiğim kadarıyla Üvey babam yine bir şeylerin peşindeydi o yüzden seyehate çıkmıştı. Rosselin de hala bizi çekemiyordu hatta bana ve Leonardo'ya bir sürü tehtit mesajları yolluyordu. Üvey annemden ise haber alamamıştım. O iyi bir insandı ve onu çok özlemiştim.

"Haydiii bakalım Millet! Herkes kahvaltıyaa!" Victoria'nın bağırışıyla kendime geldim. Herkes uyanmıştı. Leo hariç...

"Lidyana şu öküz gibi yatan sevgilini uyandırır mısın artık." dedi Lucas.

Odasına çıkıp kapıyı çaldım. İçeriden ses gelmeyince kapıyı açtım. Yatak boştu. Nereye gitmiş olabilir diye düşünürken banyodan altında sadece bir havluyla çıkan Leonardo ' ya gitti gözlerim.

Aman tanrım o kaslarrr nedirrr!

Sapık iç sesime dur deyip gözlerimi kapattım.

"B-ben ç-çok özür dilerim... Bi-bilmiyordum banyodan çıktığını. Hemen gidiyorum..." tam arkamı dönüp gidecekken kolumdan tuttu. Tanrım ne ara gelmişti o benim yanıma.

"Kızardın mı senn?" dedi gülerek.

"Ha-hayır can-canım... ne alakası varr."

"Bak bakiyim bana." dedi yine o muzip sesiyle. Kafamı çevirmeyince çenemden tutup beni kendisine bakmaya zorladı. Ben bu durumda onu görmek zorundamıydım! Üstelikk çıplaktı yani yarı çıplak ve ben ateş gibi yanıyordum.

"Biz sevgiliyiz Lidyanna. Neden utanıyorsun ki?" diye sordu. Cevap vermeyince bana daha çok yaklaştı aramızda hiç mesafe yoktu. Aman tanrım... birşeylerr hissediyorum karın bölgemde!

" Leo... B-bak ben gitsem iyi olur... Hem şey... Victoria k-kahvaltı hazırlamıştı..." dedim zorla.

Çenemi yukarı kaldırdı. Tamamen koyulaşan gözlerini görebiliyordum. Gözleri dudaklarıma kaydı. Nefesini hissediyordum. Bu da neydi böyle! Kalbim yerinden çıkacaktı sanki... Bir anda dudaklarımı öpmeye başladı.

İç sesim karşılık vermem için haykırıyordu ama bir türlü nasıl yapacağımı bilmiyordum. Karşılığını alamayınca belimden tutup beni kendisine daha çok bastırdı. O an bende karşılık vermeye başladım. Düşündüğüm şey ise altında sadece havlu olduğuydu.

JE T'AİME Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin