BÖLÜM:11
Mumlarla aydınlatılmış loş mekanın dekorasyonu üç renk üzerine yoğunlaştırılmıştı Deniz mavisi beyaz ve gümüş. Salon yüzlerce mum barındırmasına rağmen ortamda tek bir koku hakimdi: Nar çiçeği...
Bastıkları yer'in altında kocaman bir akvaryum vardı. İlk adımınızı attığınızda suyun üstünde yürüyormuş gibi hissettirse de üç dört terettüt dolu adım sonrasında alışıyor kendinize mükemmel gelen o gücü hissediyorsunuz. Sanki okyanus ayaklarınız altında ve size hizmet ediyor.
Mekanın duvarları gümüş renginde mobilyalar ve masalar modern şekilde dizayn edilmiş Deniz mavisi ve beyazdan oluşuyordu. Bardaklar kristalden hizmet eden garsonlar siyah smokinlerle ortada koşuşturuyor size sadece ayaklarınız altında ki devasa akvaryumun manzarasını izlemek düşüyordu.
'İşte VİP parti diye buna derim' dedi Ediz kolunda Sevda hanımla boş masaya doğru yönelirken.
Sevda hanım burnunu havaya dikip küçümsemek istese de büyülenmiş bir şekilde etrafı incelemesine hakim olamıyordu.
'Acaba kimin fikri? Müthiş bence'
Sevda hanım az ileride tebrik ve teşekkürleri alan Bengüyü görünce gülümsemesi birden büyüdü. 'Gülşah olmadığı kesin'
Ediz Sevda hanımın baktığı yöne doğru bakarak hatunları çaktırmadan kesti. 'Nereden vardınız bu kanıya?'
Sevda hanım yüzünde zafer gülümsemesiyle Ediz'in yanından ayrılıp Bengü'ye yaklaştı. 'Bengü hayatım?'
Bu beklenmedik sevgi gösterisi Bengüyü şaşırtsa da ağzını kapamayı başarıp gülümsedi. 'Sevda hanım, sizi görmekte öyle'
Sevda hanım hayli samimi bir şekilde Bengü'nün koluna dokunarak 'Tebrik etmek isterim çok uğraşmış olmalısın parti için' Tek istediği partiyi kendi hazırladığına dair bir kelimeydi. Eğer bunu söylerse kızıyla yeterince dalga geçecek konusu olmuş olacaktı. Bir laf sokması yeterliydi Gülşah'ın gecesini mahvetmeye.
Bu partiyi de neden organize ettiğini merak ediyordu açıkçası acaba neyi amaçlamıştı.
Bengü gözlerinde ki başarmanın verdiği parıltılarla sevda hanıma gülümsedi. Tebriğini almak yerine uyanık kadına aynı samimiyetle yaklaşıp 'Her şey Gülşah'ın fikriydi ben sadece dediklerini yaptım'
Beklemediği cevabı almaktan ve yenilgiyi hazmedememiş olmaktan dolayı hışımla arkasını dönüp Ediz'in yanına gitti aptal kız durmuş durmuş tam işe yarıyacağı an akıllanmıştı.
O sıra gözleri iki güzel mankeni koluna takmış halde salona giren Sarp'ı seçti.
İşte bir fırsat ayağına daha gelmişti. Sarp bey intikamım acı olacak diye düşündü gözlerini kısarak.
'Beni yarı yolda bırakmak neymiş göreceksin'
'Efendim' diyen Ediz'in sesiyle irkilerek kendine geldi. 'Hiç güzel bir partiymiş. Şu Sarp değil mi? Bir selam verelim'
***
Gülşah beyaz taşlarla süslenmiş elbisesini onuncu kez kontrol ettikten sonra gümüş topuklularını ayağına geçirdi. Saçlarını düz fön çekip açık bırakmış sadece önünü toplayıp kabartmıştı.
'Abartılı mı? güzel mi? Muhteşem mi?' diye sordu. Belki yüzüncü kez. Yanında ki adam sıkıntıyla kravatını düzelterek monoton bir sesle cevap verdi.
'Yırtmaç konusunda ki fikrimi az önce söylemiştim'
Gülşah derin bir of çekip boy aynasının başından ayrılıp pencereye doğru gitti.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
ŞeyTan Diyor Ki...
RomanceGülşah! Tek bir ismin nelere kadir olacağını göreceksiniz bu romanda. Klasik bir Aşk üçlemesiyle çıkıyorum karşınıza; ama bu sefer büyük bir farkla. Bu hikayenin kahramanı KÖTÜ KADIN... İyileri çok saf bulan insanlarla oynamayı seven...