O gece Berat araba kazası yaptığı an elinde ki telefonla ambulansı aramak yerine Gülşah’ı aradı.
‘Gülşah sen benim prensesimdin belki ama Bengü o, o benim meleğimdi Özür dilediğimi söyle ona Meleğim kanatlarını kırdığım için affetmesini söyle...’ dedi.
Zorlukla nefes alıyordu. Son kez onu sevdiğini söylemek istedi prensesine ‘Seni seviyorum Prensesim’ dedi.
Ama aldığı cevap ölmek istemesine neden oldu Azat’ın buz gibi sesi çıktı telefonun diğer ucundan ‘Duştan çıktığında söylediklerini iletirim aptal ŞÖVALYE’ ardından telefon suratına kapatıldı.
Berat hırsından sağlam kalan yumruğunu direksiyona geçirdi. O istemişti. Hayatını kendi elleriyle onu hak etmeyen biri için yok etmişti.
Bebeğinin ölümü bu kıymet bilmez kız yüzündendi. Ölmek istedi. Sıkıştığı arabayı çalıştırmaya çalıştı. Uçuruma doğru götürmek istiyordu abrayı maalesef badanaj yaptı.
‘Kaybettim’ dedi çökmüş omuzlarıyla gözlerinin ışığı sönerken yaşamak için bir sebebim kalmadı.
***
Biraz olsun kendine gelmek için hem de Azat’ın sorgusundan kaçmak amacıyla duşa giren Gülşah daha fazla duşta oyalanamayacağını anlayınca çıkmak zorunda kaldı.
Kendi telefonunu Azat’ın elinde görünce şüpheyle baktı.
‘Evimi bastığın yetmiyor birde telefonumu mu kurcalıyorsun?’
Azat haylazca sırıtarak elindeki telefonu salladı ardından kökten kapatarak masaya koydu. ‘Sadece çalmasını istemiyorum işimin bölünmesi hoşuma gitmiyor’
Gülşah hipnoz olmuş Azat’ın elinde ki telefonu izlerken neden bunu Berat’la iken düşünemediğinden hayıflanıyordu.
Neden sonra dank ettiAzat'ın söyledikleri.
‘Ne işi?’
Azat gür bir kahkaha atarken Gülşah’a doğru yaklaştı. Elini Gülşah’ın bornozunun kordonuna uzatırken ‘Senin üzerinde bir iş’ dedi.
Gülşah’ın tek kaşı kalktı. Azat’ın yaptıklarını izliyordu sadece durdurmadan, bir şey demeden.
Azat kordonun bağını çözüp Gülşah’ın bornozunun önünü açtı ufak bir göz ziyafeti ardından aradaki mesafeyi kapadı.
‘Neden beni aramadın’ dedi boynuna küçük öpücükler kondururken fısıldayarak.
‘Aramam mı gerekiyordu?’
Azat’ın homurtusundan dolayı çıkan sıcak nefesi Gülşah’ın tenini yalayıp geçerken titremesine neden oldu.
‘Normalde bu durumda normal insanlar arar küçük şeytan’ azarlayıcı cümlesinin ardından öpücüklerini Gülşah’ın çenesine kadar çıkardı.
Gülşah konuşmak için yutkunurken Azat sözlerine devam etti.
‘Tabi sen duygu yoksunu bir kadınsın’
Gülşah bu cümleye itiraz edeceği an Azat Gülşah’ın dudaklarına kapandı.
Başta usul usul başlayan hafif öpücük bir anda büyük bir açlığa dönüşerek daha fazlasını talep etti. O daha fazlasını istedikçe Gülşah daha çok veriyordu.
Açlık aldıkça büyüyor doymak bilmiyordu. Azat’ın eli bornozun açık kalan önünden kalçalarına doğru kaydı, beline çıkıp sıkıca kavradı sert bir hareketle kendine çekip uyanmış erkekliğine bastırdı kadının kasıklarının tam oraya geleceği şekilde.
Gülşah'ın dudaklarından kazan istemsiz inleme Azat'ın Sırıtmasına neden oldu.
***
5 saat sonra
Berat yoğun bakıma alınmış fakat durumu hayla kritikti. Hasan bey bir kere olsun gelmek şöyle dursun hastaneyi aramamıştı bile.
Herkes Hasan bey'in ilgisizliğine kızarken Sevda hanımın ordan oraya koşuşturmasına yardım etmeye çalışmasına büyük hayranlık ve memnuniyetle bakıyordu.
Rengin hastaneye uğramış Sarp'ı o kurbağa gözlü Suna'yla görünce oay çıkarmış yaka paça atılmıştı hastaneden Sarp tarafından hemde.
Suna'nın üzerine yürüyen Rengin'i Sarp durdurup aptal Suna'yı koruması dikkatlerden kaçmamıştı.
Bengü ağlama nöbetlerinden sonra Gülşah'ın adını haykırıyor çığlık atıyor ardından Berat öldü bebeğim öldü diye ağlayıp bayılıyordu. Kaç defa sakinleştirici vermişlerdi doktorlar.
Lanet olası her şeyin sorumlusu olan kadın ortalarda yoktu.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
ŞeyTan Diyor Ki...
RomanceGülşah! Tek bir ismin nelere kadir olacağını göreceksiniz bu romanda. Klasik bir Aşk üçlemesiyle çıkıyorum karşınıza; ama bu sefer büyük bir farkla. Bu hikayenin kahramanı KÖTÜ KADIN... İyileri çok saf bulan insanlarla oynamayı seven...