ŞDK:18

1.4K 92 1
                                    

Gülşah kapısına gecenin bir vakti dayanmış olan Berat’la şoka uğramış öylece bakıyordu iki aşık birbirine.

‘Ne oldu?’ diyebilmişti sonunda Gülşah Berat’ın göz hapsinden kurtulunca.

‘Sana geldim’ dedi Berat dışarıda yağmurda ıslanmış saçlarından yüzüne su damlaları düşerken.

Gülşah ne olduğunu anlamayan boş bakışlarla baktı Berat’a Kaşlarını çatıp düşündüğünü fark eden Berat hayal kırıklığıyla baktı prensesine acaba bu sefer o istemezse. Her şeyi bırakıp gelmişken ona.

Gülşah durumun saçmalığına odaklanmaya çalışsa da sarılmak istiyordu ona kokusunu derince içine çekmek vücudunun sertliğini kendi vücudunda elini belinde hissetmek…

Berat’ın korku dolu bakışlarını görünce düşünmeyi bir yana bırakıp kucağına atladı sarıldı sımsıkı. Islak elbiseleri yüzünden kendi elbiseleri de ıslanıyordu ama umurunda değildi.

Memnun etmişti bu hareket genç adamı Gülşah’ı kucağına alarak eve girdi. Tıpkı evlenecekleri günün akşamında ki gibi. Gülşah ilk aşkının boynuna kollarını sararak kokusunu daha derin çekti içine.

‘Özledim seni şövalyem’ dedi. Bunun bir rüya olmasından korkarcasına gözlerini sımsıkı yumup. Berat küçük prensesinin bu haline gülerek koltuğa oturdu. Kucağından indirmeden sarıldı ona.

‘Toplantıya katılmamışsın’ dedi. Meraklı bir ses tonuyla.

‘Biraz kırıklık var üzerimde’ diye yalan söyledi Gülşah ona. Şuan da bu sohbetin saçmalığına aldırmayarak.

Aslında Annesinin Düşüşünü görmek istememişti Gülşah ne de olsa annesiydi o.

Her ne kadar ikisi de şeytan dan farksız olmasalar da…

Berat Gülşah’ın kızıl saçlarıyla oynarken bir yandan da küçük öpücükler konduruyordu başına.

‘Saçlarını boyatmandan nefret ediyorum.’

Gülşah kaşlarını çatarak cevapladı onu ‘Kırmızı yakışıyor bana’

Berat’ın homurtusu yüzünden çıkan sıcak nefesi kulaklarını gıdıkladı.

‘Kendi saç rengin daha masum ve daha özel’

Bunlar belki birer iltifattı fakat genç kızken kaybettiği o masumluğunu saflığını hatırlatıyordu ona dudaklarından çıkan her kelime Gülşah’ı yakıyormuşçasına kıvrandırdı o yüzden.

Sevdiği adamın gözlerinin içine baktı bütün günahlarını ona göstermekten utanırcasına kızardı yanakları.

‘Ben masum değilim’ Aslında bu söz bütün hayatını anlatıyordu Gülşah’ın.

O diğer kötülerden farklı olarak kötü olduğunu biliyordu.

Sevdiği kadının ufak itirafı Berat’ı güldürmüştü.

‘Sen kendini çamura düştün diye asla temizlenemeyeceğini düşünen o küçük kız çocukları gibi görmekten ne zaman vazgeçeceksin’

Gülşah bu benzetmeye gülmüş ‘Şövalyem bana hep gerçeği söylemeye devam ettiğinde’

Berat’ta Gülşah’ın cevabına hoşnut güldü.

‘Ölene kadar’ dedi içinden.

Diğer yandan Toplantı salonuna giren Sevda hanım Gülşah’ı görememenin verdiği tedirginlikle oturdu yerine. Nasıl yani kızı bu yükselişine karışıp düşürmeye çalışmayacak mıydı onu? Ona kurduğu hain planlarından dolayı anlık bir sızı hissetse de kalbinde bunu geçiştirmeye çalıştı.

ŞeyTan Diyor Ki...Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin