Hayatımda hiç eksik olmayan korkular yine kendini göstermeye başlamıştı.Okul,benim özgürlüğümdü ve o özgürlüğün yavaş yavaş sonuna gelmeye başlamıştım.Bütün çocuklar karne gününü sabırsızlıkla beklerken ben hiç gelmesini istemiyordum.Bir gece annem ve babamı konuşurken duymuş,sabaha kadar uyuyamamıştım.
"Salih bey bak bu okul işi artık benim canımı sıkıyor,bilesin!''
"Az kaldı işte.İlkokulu bitirsin oturur evde."
"Ben bilmem,bütün işlere ben yetişemiyorum.Otursun evde kardeşine baksın,evin işlerini görsün bende dinleneyim azıcık."
"Tamam be kadın,amma uzattın ha!''
Bu konuşmalar özgürlüğüme son verecek,esareti başlatacaktı.
Karne günü gelip çattı,bütün çocuklar ellerinde ki karneleri sevinçle sallayarak anne babalarına koşarken ben halen elimde karnem okulun bahçesinde oturuyordum.
Buradan çıkarsam geri gelemeyecektim biliyordum.Buradan çıktığımda elimde ki karneye sevinecek kimse yoktu.
Ama daha fazlada kalamazdım.Çıkmak için ayağa kalkıp okul bahçesinin kapısına geldiğimde babamı görmeyi hiç beklemiyordum.Kapıda,görünce dünyalar benim olmuştu.Gelmişti, babam beni yalnız bırakmamıştı.Büyük bir sevinçle koştum kollarına ama bana kucak açıp sarılmak yerine tam önünde elini başıma koyup durdurdu.
"Hadi yürü eve,bitti okul işi."
"Ama ben..."
"Kes sesini yürü eve o elindekini de sakla anı olur sana."
Eve geldiğimizde annem hemen yanıma gelip elimdekini aldı.Çocuk kalbimle önemsiyor sanmıştım,yine yanılmış olduğumu görmek çok uzun sürmedi.
"Çıkar üzerindekileri de bana yardım et.Bunları da kaldır bir yere görmesin gözüm."
Bu evden bir gün gitmek için o gün yemin etmiştim.Küçüktüm mecburdum ama bende büyüyecektim ve o gün geldiğinde arkama bile bakmadan gidecektim.Dışarısı bu kadar canımı yakamazdı.
Okulların açılacağına yakın yine Hüseyin amca babamla konuşmuş ama bu sefer ikna edememişti.Babam Zeynep'le konuşmamı da yasaklamıştı.Artık bir arkadaşımda yoktu.Her sabah okula giden arkadaşlarımı seyrederek geçti zamanlar.Onların özgürlüklerine,onların sahip olduklarına imrenerek geçti.
Yine bir gün bahçede elimde ki çubukla toprağa bir şeyler çiziyordum.Benim defterim,kalemim onlardı.Elimden aldıklarının yerine koymuştum.Yine çomaktan kalemim,topraktan kağıdıma bir şeyler çizerken yan bahçeden gelen sese çevirdim başımı.Sesin geldiği tarafa baktığım da Zeynep'i gördüm.Babam yasaklamıştı ama arkadaşım benden vazgeçmemişti.
Usulca camın altından geçip yan çitlerin olduğu tarafa geçtim ve fısıldayarak konuşmaya başladık."Ben seni çok özledim Melek."
"Bende ama babam kızıyor seninle konuşmama."
"Biliyorum..."ama bak sana ne getirdim."
"Bunlar ne?"
"Öğretmen bunları sana yolladı.Senin okula gelmeyeceğini duyunca çok üzüldü,bu kitapları yolladı.Benimle sana hep yollayacak bende buradan sana gizli gizli veririm.Tamam mı?"
"Tamam."
"Hadi,sen şimdi git görmesinler."
"Tamam."
O gün dünyaları verseler bu kadar sevinmezdim.Arkadaşım ve öğretmenim beni düşünmüş bana kokusuna hasret kaldığım kitapları yollamıştı.Ama bunları saklamam gerekiyordu.Eğer annem ve babam görürlerse hem elimden alırlardı hemde...
ŞİMDİ OKUDUĞUN
ADI MELEK (Kitap oldu)
ChickLitHayat bana borcun var... Mutluluk... Huzur... Sadakat... Sevgi... Bir Aşk borcun var... Hayat,bana bir "HAYAT"borcun var...