6.Bölüm

18.2K 1K 55
                                    

Huzur...
Benim bilmediğim o duygu şimdi tanımadığım bir evde tanımadığım o kadın sayesinde içime doluyordu.Ben her zaman,zaman aksın isterdim herşeyi geride bırakmayı.Ama o akşam zaman dursun istedim.Özlemini çektiğim o huzuru doya doya yaşamak istedim.

****************

Arzu ablanın yaptığı yemekleri afiyetle yedikten sonra masa da başlayan sohbet akşamın ilerleyen saatine kadar devam etmişti.Saat gece yarısına yaklaştığında artık yorgun bedenimi ayakta tutmakta güçlük çekiyordum.
Arzu abla bunu farketmiş olmalıki ayağa kalkıp odalardan birine girdi ve çok geçmeden elinde iki yastık ve battaniyeyle geri geldi.

"Sohbete daha sonra devam edersiniz, nasıl olsa burdasınız artık.Yol yorgunusunuz,hem yarında çok iş var.Çocuklarında uykusu gelmiştir."
Bu kadın hep böyle gülen gözlerle mi bakıyordu bir an bunu düşünüp,merak ettim.Benim annemde olmayan gülümseme ve sıcaklık vardı yüzünde.Aklımda ki bu soruyla birlikte o kadar dalmıştım ki bu kadının yüzüne annemin sesiyle daldığım huzurdan hızla geri çekildim.

"Size de zahmet verdik.Melek kalk yardım et Arzu ablana!"

Hemen ayağa kalkıp elinde ki battaniye ve yastıkları almak için yanına gittiğimde Arzu abla elini yanağıma koyup sevgiyle gözlerimin içine bakarak konuştu.

"Zahmet olur mu hiç.Sen otur güzelim ben hallederim.Dur bakim,senin ateşin mi var?Bu çocuk yanıyor!!

Sonunda biri farketmişti.Dayanacak gücüm yoktu ama anne baba korkusundan bir adım geriye gidip hemen durumu geçiştirmek istedim.Annemin dediği gibi zaten yeteri kadar başlarına dert olmuştum.

"Şey...birşeyim yok benim."

Ben ne kadar inkar edip konuyu kapatmak istesemde Arzu abla hemen elindekileri bırakıp yanıma yaklaştı ve dudaklarını alnıma koyup anneme döndü.

"Dur bakiyim sen...bu çocuğun çok ateşi var!"
Babam ise çok geçmeden unuttuğum varlığını hissettirmişti.

"Merak etme yenge ona birşey olmaz.Koca evi yaktı birşey olmadı."
Arzu ablanın yüzünde ki öfkeyi çok net görebiliyordum.Babama hiç cevap vermeden kocasına dönüp konuştu.

"Sadık sen misafirlerimize odalarını göster bende burayı hazırlayayım."

Sadık amca oldukça korkutan ve sert bir mizaca sahipti ve ben bu koca devin karısının bir tek lafıyla hareket edeceğini asla ummazdım.Hayret dolu bakışlarla ayağa kalkan adamı izlerken asla göz göze gelmeyide istemiyordum.

Sadık amcanın arkasından annem ve babam da kalktılar ve onlar için hazırlanmış odaya hiç umursamadan girip yattılar.
Arzu abla ise kardeşim ve beni salonda bırakıp mutfağa gittiğinde o koca devin tekrar salona gelmemesini diliyordum.
İlk defa dileğim gerçekleşmiş ve yattığı odanın kapısından "yatıyorum ben"diye seslenip kapıyı kapatmıştı.Sesi bile korkmama yetmişti.

Ben duygularını saklaya bilen biri değildim.Yüzüm yüreğimin aynasıydı.Ne hissediyorsam akardı gözlerimden.Arzu ablada anlamış olmalı ki mutfak kapısının önünde bana bakarak gülümsüyordu.Sonra yanıma gelip oturdu ve kulağıma fısıldadı.

"Korkma iyi biridir o."
Yine yüzüme eğilip gülümsediğinde zaten içimde korkudan eser kalmamıştı.

Hemen kalkıp kardeşimin yatağını hazırladı ve tam karşısında ki kanepeyide benim için açtı.Kardeşim yatar yatmaz uyumuştu.O da tıpkı annem ve babam gibiydi.Bana karşı soğuk ve acımasız oysa o doğduğu gün ne çok sevinmiştim bir kardeşim oldu diye.Ama bu geçen zamanda o bir kere bile abla dememişti.
Bu durum artık eskisi kadar acıtmıyordu ama bazen bıçak gibi keskin sözler yine içimi delip geçiyordu.

Arzu ablanın sesiyle kendime geldiğim de elinde bir tas ve bez başımda bekliyordu.

"Hadi bakalım yatta bunu alnına koyalım,ben sana şimdi ıhlamurda getireceğim sabaha birşeyin kalmaz."

Sadece başımı olumlu anlamda sallayabilmiştim ve arkasını dönüp giden kadının arkasından gözümden akan bir damla yaşı akıtırken öylece baka kalmıştım.

Ben alışık değildim böyle şefkate ve ilgiye.Bana fazlaydı bu huzur.İçim öyle alışmış ki hırpalanmaya,şimdi bu ilgi bu şefkat..Yaşadıklarımı,annemi,babamı ,kardeşimi düşününce daha çok acıtıyordu daha çok kanatıyordu içimi.

Uyumak istemiyordum,bu anların tadını çıkarmak ve bir daha göremeyeceğim bu ilgiyi doya doya yaşamak istiyordum.Çünkü bu gece ilk ve sondu.Daha beş dakika önce huzur sana haram demişti aslında babam.Huzur bana haramdı,yasaktı...

"Hadi bakalım...bunu güzelce iç emi.Birşeye ihtiyacın olursa da seslen bana ben hemen gelirim.Canım benim iyi geceler."

ARZU

Arzu meleği salonda bıraktıktan sonra bir süre banyoya girip tuttuğu gözyaşlarını serbest bırakıp kapattığı kapının arkasında dizlerinin üzerinde kalmıştı.Melek,onun hiç sahip olamadığı o güzel kız çocuğuydu ve onun içeride ki savunmasız hali Arzuyu derinden üzmüştü.
Sonra o adamın dedikleri annesinin meleğe bakışları,ikisinide bir kaşık suda boğmak istemişti o an.Öfkesini zor dizginlemişti.

Kocası sadık ile on beş yıllık evliliklerinde birbirlerini hiç kırmamış hiç incitmemişlerdi.Çocuklarının olmayacağını öğrendiklerinde Arzu kocasına kendisini bırakmasını hatta başka bir kadınla evlenmesini bile söylemişti.Sadık ise bunu asla kabul etmemişti.Evet,oda bir çocuk istiyordu ama karısınıda çok seviyordu.

Birgün bile bu konuyu dillendirmek şöyle dursun ima bile etmemişti Sadık.Sırf karısı üzülmesin diye kimsenin çocuğunu kucağına alıp sevmemişti bile.

Arzu bu düşüncelerine dalmış öylece tuvalette diz çökmüş beklerken kapının sesiyle hemen kendine gelip ayağa kalktı.Kapıda ki kocasıydı ve hemen gözyaşalarını silip musluğu açtı."Çıkıyorum" diyerek bir sorun olmadığına inandırmak istedi.

Tuvaletten çıkar çıkmaz bütün ışıkları söndürüp odasına girdi Arzu.Kocası ağladığını anlamasın diye odanın ışığınıda açmadan hemen yatağına usulca yattı.Sırtı dönük olan Sadık karısına dönüp beline sarıldı ve kulağına fısıldadı.

"Bir daha ağlama olur mu?Ben senin bir damla gözyaşına dünyayı yakarım."

*********************

Sabah gözlerimi açtığımda kendimi çok daha iyi hissediyordum.En azından ateşim düşmüştü.
Gece bir ara Arzu ablayı baş ucumda sırtıma havlu koyarken hatırlıyorum sonrası yine yoktu.
Fakat ilk defa rahat ve sıcak bir yatakta uyumuştum.Bir de o hiç bilmediğim şefkat eklenince sabaha güzel uyanmıştım.

Henüz kimse uyanmamıştı,biraz daha yatmayı istesemde hemen kalktım ve yatağımı topladım.İlk önce tereddüt etsemde mutfağa gidip ocağın üzerinde ki çaydanlığa çay suyunu koydum.Ne de olsa alışkınım ben sabahları erkenden uyanmaya.
Buzdolabını açtığımda ise bu kadının düzenine hayran kalmıştım.Herşey o kadar yerli yerinde ve düzenliydi ki işim hiç zor olmamıştı ve beş dakikada kahvaltı masasını hazırlamıştım.Geriye sadece çayın demlenmesi kalmıştı.

Sessiz adımlarla salona geldiğimde halen kimse uyanmamıştı ve bende mutfağa geri dönüp her sabah yaptığım gibi mutfak camını açıp biraz hava almak istedim.Perdeyi kaldırıp,dışarı baktığım da gördüğüm manzara karşısında ise adeta nutkum tutulmuş,camın önünde öylece kala kalmıştım....

ADI MELEK (Kitap oldu)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin