Gözlerimi açtığımda arkadaşlarımın hepsi başımdaydı. Nerede olduğumu anlamaktan ziyade göremiyordum. Hastane gibi kokmuyordu. Ev gibiydi. Alex hemen yanımda duruyordu. Eli başımdaydı, uyanmam için yaptığı baskı ve sarsıntıyı beynimde ki ağrı yüzünden iki katı hissediyordum. Diğer yanımda yatakta Gaby ve Jessica vardı. Hemen Alex'in yanında ve hemen omzunda Meghan ve Eric vardı. Onun yanında arkası dönük birisi vardı. Saçlarından Becca olduğunu tahmin etmiştim. Gözlerim hepsinin üzerinde dolandıktan sonra sesimi zar zor bulup,
'Nerdeyim ben?' dedim. Sesim fısıltı halinde çıkmıştı. Alex ve Gaby dışında hiçbiri duymamıştı.
'Uyandı' dedi Gaby ciyaklayarak. Sesi beynimde bomba etkisi yaratınca yüzümü buruşturdum. Bu kadar yüksek sesle konuşmak zorunda mıydı? Yüzümü buruşturduğumu fark eden Alex, eliyle sakin olması için Gaby'e işaret yaptı. Yerinde zıplayan ve bütün yatağı sallandıran Jessica da bu sayede durmuş oldu.
Yerimde doğrulmak için bir hamle yapsam da, başımın üzerine elini koyan Alex bunu engelledi.
'Yatman gerek' dedi.
'Neredeyim ben?' dedim tekrar. Bilmediğim bir yatak odasındaydım. Çoğu siyah mobilyalardan olduğu ışıktan bana yansıyordu.
'Benim evim. Doktor yolda geliyor, meraklanma' dedi Eric sakince.
Normalde etrafa neşe saçan bu çocuğun bu denli sakin ve korkulu durmasının sebebinin bayılmam olduğunu anlayabiliyordum.
Durup dururken neden bayıldığımı bilmiyordum. Ama bayılırken devamlı ejderha gördüğümü bu sefer hatırlıyordum. Eve gitmem gerekiyordu. Büyükbabam beni merak ederdi. Gelmiş olabilirdi. Bunların yanında buradan eve nasıl kendi başıma gideceğimi de bilmiyordum. Mary Jane'e bağırmıştım. Ariana yoktu. Her şeyi mahvetmiştim. Tam anlamıyla acaba bir şey daha da kötü olabilir mi, sorusuna verilen cevap gibiydim.
Elim kolum bağlı ne olduğu belli olmayan bir şehirde, başıma ne geldiğiyle ilgili kimsenin bir açıklama veremeyeceği insanların yanında, bütün olağanüstü halimle bu yatakta yatıyordum. Yapmam gereken en son şeyi yapmıştım. Okula asla gitmemem gerekiyordu. Evde kalıp cevaplar bulmalıydım. Ya da Ariana ile ben de gitmeli ve cevapları bulması için ona yardım etmeliydim. Büyükbabam onun yanından ayrılmamamı söylemişti. Nasıl bu kadar aptal olabilmiştim.
'Doktora ihtiyacım yok' dedim, bu sefer Alex'in durdurmasına izin vermeden yerimden fırladım. Bu sefer hızlı kalkmamdan başıma giren ağrı yüzünden, kaşlarımı çattım. Diğer şaşkınlığım üzerimde bir şey olmadığını görmemle oldu. Tişörtüm üzerimde değildi. Buna ne gerek vardı acaba? Dövmelerimi görmelerini istemiyordum.
'Tişörtüm nerede?' dedim kaşlarım çatarak.
'Enteresan dövme seçimleri. Ariana mı seçti?' dedi Becca ayak ucuma oturarak. Bütün iğneleyici sesini kullanmıştı. Bu kızın Ariana ile alıp veremediği neydi? Ariana ona kötü bile bakmıyordu. Sadece gereksi karakterde ki insanlara yokmuş gibi davranan, genç bir kızdan fazlası değildi o. Elbette diğer güçlerini bilmeyen insanlar için bundan başka bir şey ifade etmemesi gerekiyordu. Onu bu şekilde eleştirmeye devam ederse, içimde tutamadığım öfkenin tekrar yeşereceğini biliyordum. Bu sefer daha farklı ve geri dönüşü olmayan tepkiler verebilirdim. Bu sefer yanımda Alex ve diğerleri de olmazdı. Olsun, dedim kendi kendime. Ariana üzülmesin yeterdi benim için. Yalnız da kalırdım.
'Hayır kendim seçtim' dedim. Sakinliğimi tam anlamıyla koruyabilmeme şaşırmıştım. Sesimde hiçbir duygu yoktu.
'Omzunda ki gözler çok gerçekçi' dedi Alex. Omzumun üzerinden ona döndüğümde gözlerini dikmiş, o adamın gözlerinin olduğu gözlere baktığını gördüm. O dövmenin bende bıraktığı etkileri hatırladığımda, görmemesi gerektiğine karar verdim. Bakışlarını öyle bir dikmişti ki sanki, o gözlerin sahibine bakıyor gibiydi. Bu bakışlar beni ürkütmüştü. Telaşla, 'Tişörtüm' dedim. Sesim sert çıktığı için Gaby hemen tişörtü bana uzattı. Aceleyle üzerime giyip, tekrar hızla yataktan kalktım.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Ejder Lordu
Fantasy19 yaşında ki William, dedesinin apar topar kendisini evden uzaklaştırması, yeni bir okula ve insanlara adapte olmaya çalışırken, vücudunda ve beyninde gerçekleşen değişikliklere, kendi kendine çıkan dövmelere anlam vermeye çalışırken aynı zamanda g...