Bölüm 48

1.1K 98 7
                                    


Ejder ve yanında getirdiği kadın küle dönerken bende Jane'e doğru ilerledim.

'İyi misin?' dedim kollarından tutarak. Burnundan akan kanı fark ettiğimde elimi hemen oraya götürdüm.

'Kendimi çok zorladım. Şimdi geçer' dedi. Ama yüzünde ki o ifadenin tek sebebinin yorgunluk olmadığını biliyordum. Gözleri bir şeyi saklıyordu. Eğer bir insanla kardeş olmadan, kardeş gibi büyürseniz o zaman onun gözünü kaçırmasından bile bütün duygularını hissedebilirsiniz. Bende de böyleydi. Her ne kadar Jane benden daha çok beni anlasa da onun bu halini biliyordum. Bana bakmıyordu, gözleri sürekli etrafı kolaçan ediyordu. Benden bir şeyler gizliyordu.

Matthew'in adımı seslendiğini duyunca ona döndüm. O sırada Jane koluma dokunarak, 'Yangını hallediyorum' dedi. Başımla onaylarken, Matt'e ilerledim.

Matt iki kolumdan beni tutarak, 'İyi misin?' dedi.

'Evet, sen? Nasıl başladı?' dedim hemen.

'William anlayamadık, gün bitmek üzere gitmek için son hazırlıkları konuşuyorduk. Salonda bizimle birlikte bir düzine daha asker vardı. Ejder bu sefer bir anda belirdi. Salonun ortasında, bize saldırdı. Askerleri dışarı savurdu. İçeri girmek isteyenler olunca da orada bir yangın başlattı'

'Ne istiyordu?' dedim.

'Ondan uzak durmamı söyledi durdu. Saldırmadı, beni öldürmek istese hemen yapardı sadece beni oyaladı'

'Bu ne demek?'

'Bence sen gelene kadar beni öldürmeden sadece savaşırmış gibi yaptı. Will o son ejder ve benim bir kılıç darbeme karşılık veremeyecek değil' dedi.

'Senden kaçtı mı?'

'Kaçmadı. Ama bana çok küçük darbeler vererek oyaladı. Oradan oraya savurdu, sen gelince de işte' dedi.

'O kadın?'

'O kadını fark etmemiştim. Sonra gördüm ve bilmiyorum' dedi.

'Jane biliyor olmalı' dedim. Başıyla beni onayladı. İnsanlar içeri girerken, Jane bize doğru geliyordu. Kalabalığın içinden büyükbabam koşarak bana gelirken, ona yürüyüp sarıldım.

'Sen iyi misin?' dedim hemen onu kendimden uzaklaştırıp bakarken.

'Ben iyiyim evlat. Nasıl içeri girebildi?' dedi hemen.

'Büyükbaba bende bilmiyorum. Sonradan haberim oldu ama zaten onu gönderdik. Korkacak bir şey yok' dedim.

'Ariana nerede?' dedi büyükbabam.

Ariana'nın aklıma gelmesi ile biraz gerilirken, kapıyı açtığımda nasıl bir tepki ile karşılaşacağımı kestiremiyordum. Her şeyi onun güvenliği için yapmıştım. Ama engellenmek onun en çok sinirlendiği duyguydu. Ve bir yere kapatılmak.

Ama ben bunu yaparken sadece onu daha büyük bir beladan kurtarmak için yapmıştım. Bunu anlayacağını bir yanım inansa da bir yanım gerçekten onu buna ikna etmem gerektiğini söylüyordu. Ejder, Ariana'yı isterken nasıl onun eline onu götürebilirdim ki?

'Onu kapattım. Gelmemesi için' dedim.

'William aklını mı kaçırdın?' dedi büyükbabam.

'Büyükbaba gelmek istedi. Başka çarem yoktu' dedim.

'Onu oradan çıkar' dedi büyükbabam sertçe.

'Büyükbaba halka bir açıklama yapmak zorundayım' dedim insanların kendi aralarında ki konuşmaları büyürken, Matthew de yanımızda bizi dinliyordu.

Ejder LorduHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin