Çıplak bedenime tişörtümü geçirip ayaklarımı ılık parkeye bastırdım. Kafamı bir kez daha arkaya çevirip sanki Tanrı tarafından çizilip yatağımın kenarına yapıştırılmış 3 boyutlu bir resim gibi duran sevgilime baktım. Gülümseyip ayağa kalktım. Gerçekten onun doğum günüydü.
Telefonumun komodinin üzerinde titrediğini fark edince elime aldım. Nick'in aradığını gördüğümde gülümseyip telefonu açtım.
"Efendim?"
"Şimdi Demi yanındaysa hemen odayı değiştir." Odadan çıkıp karşı taraftaki odaya geçtim.
"Evet, değiştim."
"Kevin, Joe, Dani ve birkaç arkadaşı çağırdım. Küçük bir parti düzenliyorum. Sen evi hazırla, Demi'yi 3 saat kadar kaçıracağım..."
"Ah, sevgilimi benden alma Nick..."
"Geliyorum, hazırlansın."
"O, uyuyor."
"Uyandır. Geliyorum!"
*
Pastaya mumu yerleştirdikten sonra bacağıma sarılan kollara baktım.
"Prenses!" dedim sevinçle ve Alena'yı kucakladım. "Demi'nin doğum günüymüş bugün. Beraber söyleyelim mi? İyi ki doğdun Demi, İyi ki doğdun Demi.."
"Magda, sen çok güzelsin." dedi gülüp.
"Uh, bıcırık. Senin kadar güzel olamam, sağ ol." dedim ağzım kulaklarıma vardığında.
"Alena?" dedi Dani telaşla. "Tanrım, bebeğim bir anda ortadan kaybolman doğru değil." Alena yüzünü omzuma gömüp ince bir çığlık attı. "Bu bir, yakalandım! çığlığı." dedi Dani. Kıkırdayıp Alena'yı yere bıraktım. İçeride 20'den fazla kişi vardı ve hepsi bana 'kim bu kız' bakışları atıyordu. Mutfaktan çıkmak istemiyordum.
"Uh, şey. Demi ne zaman geliyor?" dedi Ariana. Gülümseyip omzunu yukarı doğru kaldırdı. Gamzesini gördüğümde kıskanmıştım. Çekiciydi.
"Bilmiyorum, Nick haber verecek." dediğimde telefonum çalmaya başladı.
"3 dakikaya oradayız." dedi ve yüzüme kapattı.
"3 dakikaya buradalarmış." dedim ve içeriye haber verdim. Pastayı elime alıp kapıya ilerledim. "Dani, çakmak alıp yanıma gelir misin?" dediğimde kafasını salladı. Gece Demi ile aramızda kutlamıştık ama bunun içinde heyecan yapıyordum. Kapı çaldığında Dani mumları ve maytapları yakıp kapıyı açtı.
Demi'nin suratı şaşkınlık ve mutluluk arası bir hal almıştı. Pastaya yaklaştığında güldü ve gözlerime baktı.
"Dilek tut, bebeğim." dediğimde gözlerini kapattı. Dudaklarını uzatıp mumları üfledikten sonra meşhur doğum günü şarkısını söylemeye başladık. Pastayı masaya bırakıp Demi'ye sarıldım.
"Seni diledim." diye fısıldadığında gülümseyip ondan ayrıldım. Teker teker arkadaşlarına sarılıyordu ve fotoğraf çekiliyorlardı. Ben sadece seni diledim, dediği kısıma takılmıştım.
Fotoğraf makinemi boynuma takıp güzel anları ölümsüzleştirmeye başladım. Demi'nin gülüşü o kadar içtendi ki, gözlerim doluyordu.
"Mag, pastadan ye." deyip kendi çatalıyla ağzıma pasta sıkıştırdı. "Dudağının kenarında kaldı." dediğinde parmağımla sildim. Boynuma kollarını sardı, "Eğer herkes burada olmasaydı dilimle temizlerdim, güzelim. Bu şortun hesabını fena soracağım." diye fısıldadı.
SİKTİR.
*
Nick'i yolcu edip eve girdim.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Photograph. || d.l. || gxg
Fanfic"Bir şeyleri gizlemek normal gelir fakat gizlenen şeyin üzerine yalan bir şey koymak dayanılmazdır." x