"Mag?" Kolumdan tutup salladığında uyanmak istemiyordum. "Saat kaç oldu, yılın ilk günü bu kadar uyumamalısın."
"Lütfen... Biraz daha uyuyayım."
"Sesin kısılmış." Deyip kıkırdadı. Gözlerimi açmamıştım, çarşafı üzerime çekip daha fazla yatağa gömüldüm. Uykuya tekrar teslim olurken bacaklarımda hissettiğim eller ile rahatsız olmuştum. Yani, uykum rahatsız olmuştu.
Bacaklarım aralanıp dudaklarını hissettiğimde gözlerimi daha sıkı kapattım.
"Siktir." Ağzımdan çıkan küfrü duymuş olacak ki bacağımı sıktı. Dilini kullandığında çarşafı sıktım.
"Uyanmamakta ısrarcı mısın, aşkım?"
"Sen... Uykumu kaçırdın!"
"Kaçırdım çünkü; seninle kahvaltı yapmak istiyorum." Yüzüme eğildi ve dudaklarını yaladı. "Eğer seni yememi istemiyorsan, kalk ve masaya yürü." Üzerimde bir şey yoktu.
"Eğer bana bir tişört verirsen... sevinirim." Ellerini yataktan çekip dolaba ilerledi. Uzun tişörtü getirip kafamdan geçirdi. Gülümseyip saçlarımı tişörtten çıkardım. "Teşekkür ederim." Komodinden iç çamaşırı çıkardığımda elimden aldı.
"Evde kimse yok, böyle kal." Yanaklarımdaki kan ısınmıştı, kafamı boynuna uzatıp öptüm.
"Sen öyle istiyorsan." Kulağına fısıldayıp geri çekildim. Ayağa kalkıp banyoya ilerledim, ellerim ve yüzümü iyice temizleyip saçlarımı topuz yaptım. Dişlerimi fırçalayıp aynaya gülümsedim.
"Aşkım," diye seslendi. " çay yada kahve?" Merdivenleri indim.
"ÇAY!"
"Bende öyle tahmin etmiştim." Fincanı masaya koydu. "Poğaça aldım, yani aradım ve getirdiler."
"Teşekkür ederim." deyip masaya oturdum. İç çamaşırım olmadan gezmek tuhaf hissettiriyordu. Demi mutfaktan çıkıp bana baktı ve çatalı önüme koymak için arkama geçti, çatalı bırakıp ellerini göğsümün üzerine koydu, sutyen olmadığı için rahatlıkla ucunu uyardı. Elimle çatalı sıkıp bacaklarımı birbirine bastırdım.
Karşıma oturup bir şey yokmuş gibi bıçağı eline aldı ve salamı kesti. Çatalını batırıp ağzına götürdü. Ellerimin titremesi durduğunda poğaça aldım, ısırıp tabağıma bıraktım. Sesini duymamak beni sinirlendirmeye başlamıştı.
"Imm, hayatım?"
"Evet, güzelim."
"Bugün dışarı çıkalım diyorum."
"Umm, olabilir fakat dışarısı gezmek için soğuk."
"Nasıl yani?"
"Kar yağıyor." Dediğinde gülüp masadan kalktım, pencereden dışarıya baktığımda yerin bembeyaz olduğunu gördüm.
"BU HARİKA DEĞİL Mİ?" Deyip tekrar masaya geçtim. "Kayak yapalım, lütfen, lütfen, lütfen."
"Kahvaltımız bitsin, gideriz." Heyecanla çatalı elime aldım.
*
Eldivenlerimin arasında kalan karı iterken kafama yediğim kar topu ile küfür ettim.
Yerden kar alıp top haline getirip arkamı döndüm. Hızlıca fırlattığımda göğsünün üzerine geldiğini gördüm. Kalbini tuttu.
"Demek beni kalbimden vurdun ha?" deyip yalandan bir üzgün ifade takındı. Kahkaha atıp zar zor ona yaklaştım. Üzerine atladığımda yere düştük. Daha şiddetli kahkaha atmaya başlamıştım.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Photograph. || d.l. || gxg
Fiksi Penggemar"Bir şeyleri gizlemek normal gelir fakat gizlenen şeyin üzerine yalan bir şey koymak dayanılmazdır." x