Kaçırılmış birinden çok fazla farklıydım. Ellerim sandalyeye kalın bir iple bağlı değildi ve ben gitmek için beni kaçıran adama yalvarıp ağlamıyordum.
Beyaz koltuğa kollarımı göğsümde birleştirmiş bir şekilde sinmiş, sinirli bir şekilde Jill'e bakıyordum.
"Biliyor musun, Jill?" Bana neyi der gibi baktı. Sırtımı dikleştirdim. "Sen gördüğüm en bencil insansın."
Göz devirip beni dinlemek için yapığı biçimli oturuşunu, kıç büyütme oturuşuna geri çevirdi. Eğer yerimde başka bir kız olsaydı, bu beyaz gömleğin altından bile buradayım, çok fazla sertim ve bana dokunman gerekiyor diye bağıran kaslarına dayanamaz, Jill'in altına serilirdi.
"Sen ne yapmamı bekliyordun benim, konuşsana!"
"Beni affetmen gerekirdi, sana yalvardım."
"Yine bencil davranıyorsun, bende sana yalvarmıştım. Hep benimle olman için sana yalvarmıştım. Sen ne yaptın?" Dirseklerim dizlerimin üzerindeydi. Ellerimle oynuyordum.
"İkimizde hata yaptık, Magda."
"Ben hata yapmadım, Jill. Ben sana inanmıştım, gerçekten inanmıştım. Lise aşkından farklıydı, buna emindim."
"Hala öyle olabilir."
"Bir sevgilim var, Jill. Seni sevmiyorum, o iş çoktan kapandı."
"Benim dışında kimseyle olmana izin vermem."
"Jill, bir sevgilim var."
"O halde ondan ayrılırsın."
"Beynin çalışmıyor sanırım. Onu seviyorum."
Yerinden kalktı ve çenemi sıktı. Bu hareketlerine karşı aşırı sıcak bakıyordu. Psikopat.
"Ben dışında kimseyi sevemezsin." Çenemdeki ellerinden kurtulup sinirle soludum.
"Severim siktiğim, severim!"
*
Demi bizimleydi ve Alex ile konuşuyordu. Shelaa ise Demi'nin kucağında tablet ile oynuyordu.
"Hayatım, ben kahve yapıyorum. Siz içiyor musunuz?"
"Az şekerli olsun, Nick."
"Alex, sen?"
"Şekersiz, aşkım." Kahveleri hazırlarken Shelaa benimle konuşuyordu.
"Magda ne zaman gelecek?"
"Bilmiyorum, prenses. Belki biraz kafa dinliyordur. Uzun sürmez."
"Nick?"
"Efendim, güzelim?" Gözleri ışıldarken eliyle saçlarını düzeltti.
"Ben, Magda'ya 'anne' diyorum."
"Bu, çok güzel ve özel bir şey, Shelaa." Diz çöküp kollarımı minik bedenine sardım. "Sana annen kadar değer veriyor."
"Onu özledim, arayalım mı?"
"Ben denedim, telefonu kapalı."
"Belki ağabeyiyle vakit geçiriyordur?" Demi araya girmişti. Onun ne hissettiğini ilk defa anlayamıyordum. Magda'yı gerçekten seviyordu fakat onu sevdiğini gösteren pek bir şey yapmıyordu. Sadece, gözlerine baktığınızda 'Evet, kesinlikle bu kıza aşık!' derdiniz.
Kahveleri alıp içeri geçtiğimde kızlar beni takip etti. Alex sehpaya koyduğum tepsiden kendi bardağını aldı.
"Teşekkür ederim, Nickie." Bu hoşuma gidiyordu, bana böyle seslenmesi. Demi bir kahkaha atıp bize baktı.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Photograph. || d.l. || gxg
Fiksi Penggemar"Bir şeyleri gizlemek normal gelir fakat gizlenen şeyin üzerine yalan bir şey koymak dayanılmazdır." x