BLUE

BLUE| 11

Selam R5er bölüm geçgeldi çok özür dilerim.
yinede sen keyifle oku;

" Hey darla" dedi Riker ve yanıma geldi.

" Napıyorsun?"

" Hiç Riker koyun otlatıyorum" dedim göz devirerek o ise güldü.

" kolay gelsin o zaman" dedi ve yanımdaki koşu bandına geçip hızlı bir tompo seçti. Gemiye geldiğimden beri ilk kez spor salonuna geliyordum gerçekten hoş bir yerdi. Riker'ın sorusuyla ona döndüm.

" Yüzün fazla solgun, iyimisin sen?"

" Kabus" dedim" Kötü bir kabus gösdüm ondan" anladım dercesine baş salladı.

" Neyse ben hamladım sanırım bu tempo bile hızlı geldi, gitsem iyi olacak. Ross'u gördün mü?" dedi birden aklım gödüğüm rüyaya gitti ve panikledim.

" Ross mu? O da kim? Bilmem, acaba tanımıyorum, biz sadece arkadaşız. O kimki yaniii"

Elini omzuma attı

" Sakin ol Darla, sakin sadce görmedim desende anlardım sonra görüşürüz" dedi ve gitti derin bir nefes aldım saçmalamıştım biraz. Koşu bandından indim ve büyük bir hevesle karşıma kum torbasını aldım ve gözümü kısarak mırıldandım.

" Şimdi ben sana vuracağım ve sende öleceksin" dedim daha sert bir bakış attım. O da bana pek iyi bakmıyordu hanii.

" Seninle dövüşeceğim ama sen öleceksin" dedim ve bir yumruk attım.

" Aooow" diyip hemen yumruk attığım elimi tutum.

" En sevdiğim elim" dedim hüzünle acımıştı hatta kırılmış bile olabilirdi.

" Hadi ama abartma kırlsa duramazdın" Panikle Ross'a döndüm. Hemen durumu toparla Darla Clone.

" Peh kim korkmuş asıl o korksun. Ben niye korkuyorumki, o kimki beni korkutuyor peh. Bir çaktım uçtu gitti zaten." dedim havalı havalı ve kolumu kum torbasına rastladım. Kolumu yaslamamla kum torbasının çekilmesi ve benim yere yuvarlanmam bir oldu. Lanet olasıca sikik kum torbaları. Homurdanarak ayağa kalaktım ve saçımı arkaya attım. Yumruk atınca yerinden kıpırdamaz,kolumu yaslayınca pıf.

" Sende gülme ya" dedim Ross'a sinirlice o ise sadece gülüyordu.

" Ross" dedim ve koluna yumruk attım. Yerinden kıpırdamadı.

" Da-Dar. Hahahahaha" konuşmayı bile beceremiyorduki sarı kafa. Sadce kahkaha atıyordu eh hani böyle pek bi yakışıklıydı ama konumuz bu değil.

" Ross" diye cırladım. Bu sarı kafa sinirlerimi bozuyordu.

" Tamam "dedi ve derin bir nefes çekti.

" Yeter be, gidiyorum ben" dedim ve ilerlemeye başladım. henüz üç adım atmıştımki elimden tuttu ve beni kendisine çevirdi.

" Sinirlenince cidden çok komik oluyorsun" dedi ve kahkaha attı yine. Elimi avuç içinden kurtardım ve gözümü kısıp Ross'a sert bir bakış attım.

" Ross" dedim tehtitkar bir sesle. Sustu. Yüzünü bana yaklaştırdı istemsizce nefesimi tuttum yüzü yakından daha masumdu.

" Adımı senin dudaklarındayken daha çok sevdim" diye fısıldadı, ve sonuna "Darla" diye ekledi.

Benimde adım senin dudaklarında daha güzel diye mırıldandım diyeceğim ama diyemedim. Ee, hani yüzü bu kadar yakınken bir şey söylemeye hali mi kalırdı insanın. Tuttuğum nefesimi geri verdim. Ben onu ne zamandan beri tutuyorum be. Buğazımı temizleyip geri çekildim.