+10 beğenide yeni bölüm gelir. :) Müzikle dinleyin...
Sıçrayarak gözlerimi açtım. Odamdaydım. Biraz önce gördüklerimi hatırladığım an hızla ayağa fırladım. Koşarak odamdan çıkıp, aşağı kata indim. Evde dağılan endişe halindeki enerjimi hissedir hissetmez babam ve Adrian da salona gelmişlerdi. Seslenmeme fırsat dahi bırakmamışlardı. Tanrım bunların bütün çakraları beni gözetliyordu.
"Ne oldu Alysa?" diye sordu Adrian. Zaten ne zaman lafı uzatmıştı ki. İnsan bir nefes alırdı. Ah pardon, onun nefes almaya ihtiyacı yoktu zaten. Ama benim vardı, derin bir nefes alıp olanları anlatmaya başladım.
"Lanet olsun. Daha çok erken." diye mırıldandı Adrian sinirle.
Babam ve Adrian'a olanları anlattıktan sonra Pit, Nina ve Clover'ı da çağırmıştık. Nick ise kanepeden bizi dinliyordu. Gözlerini açacak dahi enerjisi yoktu. Duydukları yüzünden çenesi kasılıyordu, dişlerini sıktığına adım gibi emindim. Kendine yediremiyordu. Bu kadar güçsüz duruma düşmek, sevdiğini kurtarmak için hiç bir şey yapamaması. Arada bir gözlerini araladığında göz göze geliyorduk. Gözlerimi hemen kaçırıyordum. Sanki bakmaya devam etsem içini görebilecekmişim gibi geliyordu ve bu beni fazlasıyla korkutuyordu. Sally'nin yaşadıklarını görmüş ve hissetmiştim ama Nick...
O, o daha fazla işkenceye maruz kalmıştı. Sally'nin içindeki gücü açığa çıkarmak için önce aşkıyla oynayıp duygu patlaması yaşamasını istemişti. Ama olmamıştı, eline saf öfkeden başka bir şey geçmemişti. Çünkü Sally kaçırıldığı zaman daha yeni yeni aura okumaya başlamıştı. Bunlar yetmiyormuş gibi yer altı dünyası ile buranın zaman kavramı da bambaşkaydı. Bize göre bir ay onlara göre iki ayı kapsıyordu. Yani yaklaşık iki aydır işkence görüyordu. Rüyalarımda birçok kez sinir krizine denk gelmiştim. Bunları kaldırıyor olabilmesini tek sebebi bendim, beni hissettikçe umudu tükenmiyordu. Ama artık zamanımız tükenmişti. Sadece saatlerimiz kalmıştı.
Adrian anlatmayı bitirdiğinde plan yapmak için kolları sıvamıştık. Cehenneme saldırı düzenlemek için çok erkendi. Adrian ordunun en erken iki hafta sonraya hazır olacağını söylemişti. O kadar zamanımız yoktu. İki hafta oraya göre çok uzun bir süreydi ve bu sürede Lucifer'ın neler yapabileceğini ancak tanrı bilirdi.
Vardığımız son durum ise cehenneme gizlice girmekti. Adrian ve birkaç kişiden oluşan bir gizli bir kurtarma ekibi oluşturacaktık. Heyecandan yerimde zor oturuyordum açıkçası. Resmen ajan gibi olacaktım. Çakma ajanlıkta üstüme yoktu. O ruh haline bürünmüştüm bile, masadaki herkese kısık sisli gözlerle bakıyordum. Pit ve Nina da gelmeyi çok istiyordu ama cehenneme ölümlüler giremezdi. Ruhları orada hapsolabilirmiş. Hem de hiçbir doğaüstü güçleri olmadığı için orası onlar için fazlasıyla tehlikeliydi.
"Fazlasıyla yetersizsin Alysa seninde gelmeni istemiyorum." dedi.
Başını önündeki notlardan kaldırmadan söylemişti. Ben bile auramın hızla renk değiştirdiğini hissetmiştim. Toprak tonlarından, kırmızı ve siyahî renklerle dolarken Adrian başını kaldırdı ve yüzüme baktı.
"Bunu yapma. Siyahın senin auranda yeri yok olmamalı da." dedi otoriter bir sesle.
"Şaka mı yapıyor..." sinirimi kusmak için bağırıp çağırmaya başlayacaktım ki lafımı böldü ve "Daha sonra konuşuruz seninle." dedi.
"İyi." diye homurdanıp kollarımı birleştirdim ve arkama yaslandım. Burnumdan soluyordum. Ben bir kere onun kardeşiydim ön cephede benim savaşmam gerekirdi. Beni bağlayıp bir sandığa kilitlese bile bir yolunu bulup gidecektim.

ŞİMDİ OKUDUĞUN
Kovulan Meleklerin Sessizliği -1-2 İlk Kurban
FantasyBirbirinden habersiz ikiz kardesler, Biri cennet digeri cehennemin anahtarı... Bütün dünyanızın yalandan ibaret oldugunu ögrenseydiniz ne yapardınız? Bu hikayede serimizin ilk kitabı Saklı İkiz in ilk 6-7 bölümü bulunmaktadır. Tanıtım amaçlı. Kala...