İkinci bölümle karşınızdayız.İnşallah birinci bölümü beyenmişsinizdir.
Eleştiri yapmaktan çekinmeyin.The pretty reckless-house on a hill
♚♚♚♚♚♚♚♚♚♚♚♚
Eoancy uyandığında eoera çoktan doğmuştu. Hemen yatağından kalktı. Naye ortalarda gözükmüyordu ama yumurta, sucuk, salam, birkaç çeşit peynir ve bal - kaymaktan oluşan tıka basa dolu bir kahvaltı tepsisi onun bir süre önce odaya uğramış olduğunu gösteriyordu. Eoancy soğumuş olan sucukları tabağın altına ateş vererek tekrar ısıttı ve yemeğe koyuldu. Soğuk yemeği sevmezdi.
Kahvaltısını bitirmiş, ateş çiçeği çayını içerken Naye odaya geldi ve "Üzgünüm prenses. Sabah yanınızda olamadım. Biliyorsunuz bugün amcanız gelecek. Herkes son hazırlıklara ilgileniyor"
"Önemli değil" dedi Eoancy. Böyle günlerde saray her zaman karışık olurdu. Görevliler ve hizmetçiler yoğun bir şekilde çalışırlardı.
"Tören için kırmızı renkli kaftanımı ve bordo pantolonumu hazırla" dedi Eoancy.
Naye prensesin giyinmesine yardım etti. Eoancy saçlarını bu sefer serbest bırakmayı tercih etti. En sonunda değerli taşlarla süslenmiş, arkasında siyah bir tülbentin sarktığı kırmızı fesi başına taktı ve odasından çıktı.
Acele ile koşuşturan saray görevlilerin doldurduğu koridorları geçerek kuzeni Alezyal'ın odasının önüne geldi. Kapıyı tıklattı. İçeriden "Girin" diye bir ses geldi. "Bak nasıl olmuşum?" diye sordu Alezyal ona içeri girer girmez.
Eoancy kuzenini şöyle bir inceledi. Alezyal da babası Eranor kanından olan her çocuk gibi siyah saçlı ve mavi gözlüydü. Saçları omuzundan biraz daha aşağı iniyordu. Gözleri hafifçe çekik gibiydi. Eoancy'den birkaç santim kısaydı. İki kuzen yaşıtlardı. Alezyal tören için önden yırtmaçlı dizlerine inen mavi işlemeli kırmızı bir elbise ve kırmızı bir pantolon giymişti. Heyecanı ve sevinci gözlerinden belliydi.
"Harika görünüyorsun. Eoera gibi göz kamaştıracaksın"
"Teşekkürler kuzen. Sen de öyle" dedi Alezyal ve aynanın karşısına geçerek her gün yaptığı gibi kırmızı sürme çekti gözlerine. Son olarakta bordo renkli altın işlemeli bir fesi başına taktı.
Beraber sarayın kulelerinden birine çıktılar. Bütün şehir ayaklarının altındaydı. Beraber şehrin ana kapısına doğru baktılar. Ana cadde üzerinde büyük bir kalabalık toplanmıştı. Herkes Kral Eret'in kardeşi General Naetor'un kuzey cephesinden gelişini karşılamak için bekliyordu. Bir süre şehri izlediler.
"Babamı görmek için sabırsızlanıyorum. Kuzeye gideli nerdeyse iki yıl oldu" dedi Alezyal.
Eoancy onun hislerini çok iyi anlıyordu. Geçen yıl babası da böyle uzun süren bir seferden dönmüştü "Hasret bugün sona eriyor" diye karşılık verdi Eoancy gülerek "Ama eğer aşağı inmezsek karşılama törenine geç kalacağız"
Kuleden inmişlerdi ki Alezyal'ın annesi Andra ile karşılaştılar. Andra orta boylu, kahverengi saçlı, yeşil gözlü güzel bir kadındı.
"Oo bakıyorum da çoktan hazırlamışsınız" dedi Andra gülerek. baştan ayağa gök mavisi bir elbise giymiş beyaz bir fes takmıştı. Beraberce ön bahçeye indiler.
Kral Eret çoktan bahçeye çıkmıştı
Üstüne törenlerde kullanılan hafif bir zırh giymişti. Ailenin erkek çocukları Hareda ve Alezyal'ın erkek kardeşi Azahi de oradaydılar. Azahi Hareda'dan bir yaş küçüktü.
Bütün kraliyet ailesi üyeleri bahçeye kurulmuş platforma yerleştirilen koltuklarına oturmuşlardı. Bahçe tamamiyle doluydu. Kraliyet muhafızları bahçeye açılan yolun iki yanında dizilmişler, geriye kalan alanı ise şehrin önemli aileleri doldurmuştu.
Kısa bir süre sonra dört süvari bahçeye girdi. Eret'in kardeşi Naetor en öndeydi. Onu üç süvari takip ediyordu. Askerler ve halk onun adına tezahüratlar yapma ya başladı. Naetor elleriyle onları selamladı. Platformun önüne gelince atından indi. Eret ve diğer hanedan üyeleri kalktılar ve onu ayakta karşıladılar. Eret sağ elini kaldırdı ve kalabalık anında sustu.
Naetor abisinin önünde başını eğip, sağ elini kalbi üzerine koyarak onu selamladı ve "Selam olsun kralım. Kuzeyden zaferlerle ve güzel haberlerle geldim" dedi.
"Evine hoş geldin, kardeşim" diye karşılık verdi Eret ve protokolleri bir kenara bırakarak ona sıkıca sarıldı. Halktan bir sevinç nidası yükseldi.
"Hoş bulduk abi. Hepinizi çok özledim"
Naetor eşine sarıldı ve onu alnından öptü.
"Yokluğunda günler hiç geçmedi eoera ışığım" dedi Andra.
Naetor gülümsedi "Ben de seni çok özledim gün ışığım". Ardından onu bekleyen çocuklarına sarılarak hasret giderdi.
"Kazandığımız zaferleri ve bu mutlu günü kutlayalım hep birlikte kutlayalım" dedi Eret.
Hanedan üyeleri kendilerine ayrılmış sofraya geçerken, misafirler de bahçeye konulmuş olan masalara oturdular. Hizmetçiler kısa sürede sofraları hazırladılar.
Yemekler yenildi, şerbetler içildi, oyun ve gösteriler düzenlendi, coşkulu şarkılar çalındı. Hanedan üyeleri bahçeden ayrıldıktan sonra bile eğlenceler sürdü.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Asuraların Yükselişi
FantasíaGüçlerinin varlığından habersiz Bir şekilde Azurahinin görkemli sarayın da yaşayan Eoancy'nin hikayesi. Ailesinin uğradığı ihanetin bedelini ödeyen Bir kız hem de amcasının ihanetiyken Daha da zor olmalı. Birde ölümler olmasa Daha mı kolay olur si...