MÜHÜR KIRILIYOR

96 5 5
                                    

Gripin-vazgeçtimben bugün

Hareda ablasını gördüğü anda şok olmuştu. Kızın üstü başı kan içindeydi.
"Abla, ne oldu?" diye sorabildi şaşkınlıkla.
"Yok bir şey" diye kestirip attı kız duygusuz bir sesle.
"Sen iyi misin? Kıyafetin kan içinde"
"İyiyim"
"Neden üstün kan içinde?"
"Hareda beni rahat bırak"
"Abla..."
"Hareda yeter" dedi Eoancy. Öfkesi sesinden belliydi ve gözlerinde mavi yıldızımsı bir şekil tehdit edercesine parlıyordu, Eoancy tar azulerasını aktif etmişti.
Hareda bu sefer tereddüt etti ve çekildi. Eoancy hızlı adımlarla oradan uzaklaştı ve odasına girip, kapıyı sertçe kapatarak kilitledi.
Ne olduğunu anlamayan Hareda, ablasının arkasından bakakalmıştı. Onu daha önce hiç bu kadar öfkeli görmemişti.
Bu sırada Lena onun yanına geldi. "Ablanla atıştığınızı duydum bir şey mi oldu?" dedi.
"Ablam, Efendi Elahir ile gittiği görevden üstü başı kan içinde döndü. Sen ne olduğunu biliyor musun?"
İkizler, Eoancy ve Elahir'in birlikte gittiği görevin içeriğini biliyordu. Hatta Eoancy'nin küçük olduğunu söyleyerek, Elahir'e itiraz etmişlerdi. Ama kararını çoktan vermiş olan Elahir'i ikna edememişlerdi. Lena bu konuyu Hareda'ya anlatıp anlatmamak konusunda kararsız kaldı. Birkaç saniye düşündükten sonra anlatmamaya karar verdi. Eğer isterse ablası ona zaten anlatırdı.
"Görevin içeriğini bilmiyorum ama Ablan, Efendi Elahir ile gittiği görevden yorgun dönmüş belli ki. Biraz dinlensin kendine gelir... Hadi gel biz de yemek yiyelim. Sabahtan beri antrenman yapıyoruz. Acıkmış olmalısın" dedi Lena ve çocuğu elinden tuttu ve oradan uzaklaştırdı.

Eoancy odasına girdi ve doğrudan banyoya gitti. Aynada kendine baktı önce. Yüzü, saçı ve kıyafetleri kan kırmızıya boyanmıştı. Korku öykülerindeki acımasız katillere benziyordu. Bu düşünce hiç hoşuna gitmedi. Kafasından atmak için başını hızlıca sağa sola salladı ama bu doğruydu. Dört kişiyi öldürmüş bir katildi o.
Kan kokusu midesini bulandırıyordu. Bu kokudan bir an önce kurtulmalıydı. Hemen banyoya girdi. Sıcak suyun altında, bir kalıp sabunu bitirinceye dek, defalarca yıkandı. Adeta zımparalarmışçasına vücudunu keseledi.
Banyodan çıktıktan sonra üstü kanlı kıyafetlerini öfkeyle ateşe verdi. Yanıp kül olduktan sonra odasına döndü ve üstüne rahat birşeyler giyerek, öylece yatağına uzandı. Uyumak, kafasını dağıtmak istiyordu ama gözlerini kapattığı zaman cinayet anının görüntüleri aklına geliyordu. Yalvarmalar, acı dolu çığlıklar kulaklarında yankılanıyordu. Kesilen yerlerder kanın fışkırması gözlerinin önünden geçiyor ve uyumasına engel oluyor, kan kokusunu hatırladıkça midesi ağzına geliyordu. Eoancy rahatsızca sağına soluna döndü durdu. Anlaşılan bu akşam gözüne uyku girmeyecekti.

Akşam olduğunda Lena ve Yulia, Elahir'in, sarayın merkezindeki kulede bulunan, odasında toplanmışlardı.
"Eoancy'nin durumu nasıl?" diye sordu. Elahir.
"Bilemiyorum. Geldiğinden beri odasından hiç çıkmadı. Bir şeyler de yemedi" dedi Yulia.
"Ona ağır mı geldi? Sonuçta cinayet işlemek öyle kolay kaldırılabilecek bir şey değildir. Biz ilk kez birisini öldürdüğümüz de on altı yaşındaydık ve bize baskın yapan bir grup asker ile dövüşmek zorunda kalmıştık. O ise önünde duran, elleri zincirlerle bağlanmış savunmasız kişileri öldürdü" diyerek kardeşini destekledi Lena.
"Pek bir fark yok. Cinayet cinayettir. Eoancy eninde sonunda birini öldürecek ve öldürmenin getirdiği sıkıntıyı yaşayacaktı. Sadece bunu biraz erkene çektik. Bu durum Anka için bulunmaz bir fırsat ama eğer Eoancy'nin Azurai tamamen kontrol almasını bekleseydik çok zaman kaybederdik. Şu an Anka'nın gücünün küçük bir kısmını kullanabiliyor. Eğer mühür kırılırsa Azurai'ın gücünün az bir miktarı ortaya çıkar ve onu durdurmak kolay olur"
"Siz mührün kırılacağına ne kadar eminsiniz?" diye sordu Lena.
"Kendi eğitimlerinizi hatırlayın. Bir ryu için kişinin düştüğü bunalımlı ruh hali mührü kırmak için bir fırsattır. Normalden çok daha tehlikeli olacaktır. Ama dikkatli davranırsanız bir problem çıkmaz"
"Elimizden geleni yapacağız" dedi ikizler. Ama iki kardeşin içten içe Elahir'i onaylamadıkları belliydi ki bu çok nadiren olurdu.
"O sizden farklı. Kalbi intikam ateşiyle yanıyor. İntikam ateşini öfke ve nefretle körükleyip onun güçlenmesini sağlayacağız. Bir yandanda Eoancy'nin kalbini buzul gibi kaplayacağım. Onun kana susamış bir katil olmasına gerek yok. Emrettiğim zaman itaat etsin yeter" dedi Elahir.

Asuraların YükselişiHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin