Başlangıç (John)

33 3 0
                                    

Tarih: 10 Ağustos 2010
Saat: 13:22
Yer: ABD, Florida, Jacksonville

John öğlenin sıcağında ara sokaklarda can havliyle koşuşturup durduktan sonra kendisini zar zor yarı bodrum, cafe-bar tarzı bir mekana atabildi. İçeride adeta göz gözü görmüyordu duman ve sisten. Hafif de loştu. Öğle saati olmasına rağmen, barda akşamcılar ver işsiz güçsüz serseri takımından oluşan gereksiz bir kalabalık vardı. Hiç görmediği insanlar sanki kendisine yiyecekmiş gibi bakıyorlardı. Belli ki mekanın müdavimleriydiler ve alışık olmadıkları, üstelik kan ter içinde aniden içeriye dalan yabancı yüze "bu da kim?" dercesine bakış atmışlardı.

Hiçbirine aldırış etmeden ve korkmadan barın en karanlık köşesine doğru ilerledi John. Zira peşindeki kişiler barda kendisine her an hır-gür çıkaracakmış gibi bakan serseri takımından daha tehlikeliydi. Kuruyan ağzını ıslatmak için garsondan el işaretiyle bir içki istedi ve en köşedeki, pislikten kumaşı pasparlak olmuş eski kanepeye oturdu. Peşindekileri atlattığından emin değildi, çok tedirgindi fakat biraz soluklanıp, içkisini bitirip, ortalık biraz sakinleştiğinde çıkmayı düşünüyordu.

John'u kovalayanlar, Lorenzo'nun kız arkadaşının uyuşturucu temin ettiği adamlardı ve bunlar da Los Angeles şehrinin hatta California eyaletinin en büyük uyuşturucu kartelinin üyeleriydiler. John durumun bu kadar vahim olduğunu tahmin bile edemiyordu. Adamlar L.A'dan buralara kadar büyük bir vurgun için gelmiş ve tesadüfen John'a burada rastlamışlardı. Kovalamaca da böyle başladı. Dört kişiydiler ve içlerinden en kızgın olan şüphesiz diğer üçünün şefiydi. Adamlarına onu bulmadan dönmemelerini emretti ve kendisi büyük vurgunu yapacağı bağlantıları ile görüşmek için oradan ayrıldı. Diğer üç adam ondan çok korkuyorlardı ve John'u bulmadan döndükleri takdirde bunun cezasının ölüm olacağının farkındaydılar. Her sokağa ve sokağın içindeki her mekana bakmadan geçmiyorlardı ve John'u bulmaları an meselesiydi.

Adamların aradığı kişi aslında John değil, John'un ruhunun girdiği bedenin asıl sahibi Michael'dı. Michael'da uyuşturucu ve kaçakçılık işi yapıyordu ve kartelin alt üyelerinden olan bu çeteden -yani John'u kovalayan 4 serseri- parayı daha sonra vermek üzere yüklü bir miktar mal almıştı. Normalde kimseyle karşılıksız alışveriş yapmıyor olsalar da John, -aslında Michael- onları bütün alıcılarının hazır olduğu, birkaç gün içerisinde hepsini tüketebileceği garantisini vererek bir şekilde ikna etmişti.

İşte sorun da buradaydı 'Yalan söylemişti' Malları satabileceğini sanmıştı ama başarılı olamamıştı. Çetenin parasını temin edemediği için başı beladaydı ve ABD'nin bir ucu L.A'dan diğer bir ucu NewYork'a oradan da Florida'ya kaçmıştı. İşin ilginç yanı, çetenin üyesi dört adam L.A'da bulamadıkları John'u ya da Michael'ı burada bulmuşlardı, bütün bu kovalamacanın asıl nedeni de buydu. Bu arada John barda içksinden son yudumları alırken tanıdık bir yüzün kendisine doğru yaklaştığını gördü. Bu yüzü hangi kişiliğinin tanıdığını anlamaya çalışırken -zira o'da bu ruh değişimi olayından nasibini almıştı ve diğerleri gibi kişilik problemlerini henüz atlatamamıştı- adam tam yanına kadar sokuldu.

"Hey adamım senin burada ne işin var?"

Devam edecek...


Gezgin RuhlarHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin