Gözlerini yeniden açtı Lorenzo. Bu kez aydınlıktı etraf, hem de hiç olmadığı kadar. Bir de, yeni doğan güne açılan gözlerin ve uyanan bedenin üç gün önce bu ormanda yolunu kaybeden genç yerli avcıya ait olduğunu anlamış olmalısınız.
Her türten kuş, börtü böcek, yaban hayvanı ve rüzgarın dansıyla birbirine sürten yaprak hışırtıları ve günün ilk ışıklarıyla yeni bir güne uyanmıştı. Artık değişim tamamen gerçekleşmişti ve tek bedende iki farklı kişiydi bundan sonra. Üstelik bunun farkındaydı da.
Şimdi yapması gerekenleri sırasıyla, adım adım yoluna koymak ve durumunun muhasebesini yapmak için zamana ve düşünmeye ihtiyacı vardı. Uyandığı oyuktan çıkıp belirli bir yöne doğru yürümeye koyulduğunda bunu yapmaya başlamıştı bile. İlk olarak kabilesinin ve bağlı bulunduğu klanın yaşadığı köye gitmeliydi.
Bulunduğu bedenin ilk sahibi genç yerli avcı her ne kadar yön tayini bilmeyişinden dolayı ormanda kaybolduysa da Lorenzo'nun bu konuda biraz yeteneği ve bilgisi vardı. Dinlene dinlene, kah yürüyerek, kah koşarak yaklaşık yedi saat yol aldı. Giderken de yolu üzerinde avcıların bıraktığı izleri görüyordu. Böylelikle doğru yönde gittiğini de anlamış oldu. Bu arada epey de acıkmıştı lakin avcının üç gün önce fazladan ağırlık olmasın diye attığı av silahları aklına geldi. Hayıflandı ve içinden avcıya da bir güzel küfür etti. Onları aramakla vakit kaybetmeden aynı izler üzerinden bir müddet daha ilerledi. Akşam neredeyse olmuştu ve ormanın sınırına çok az bir mesafe kalmıştı.
Orman zeminindeki sarmaşıklar, kırık ağaç dalları, çalı çırpı, dikenli bitkiler ve yer yer ıslak, nemli, batak kısımlar yüzünden yavaş ilerledi ve ayakları kan revan, yara bere içinde kaldı. Nihayetinde orman sınırına, hem de avcıların ilk kamp kurdukları yere varmayı başardı. Buradan sonra köyü bulmak kolaydı artık.
Orada bir müddet daha dinlenmek ve aç karnını doyurmak niyetindeydi. Akşam olmak üzereydi ancak bu kez güvenli ve tanıdık bir yerde olduğundan pek endişe duymuyordu. Kampı bekleyen gurup üç gün önce burada onlarca hayvanı kesip doğramışlardı. Işleri bitip gittiklerinde kalan artıklara dadanan leşçi hayvanlar ortalığı silip süpürmüş ve geriye hiçbirşey bırakmamışlardı. Yine de etrafı biraz kolaçan etmekte fayda vardı ve karanlık iyice bastırmadan birşeyler bulmalıydı.
Biraz sağı solu karıştırdıktan sonra şans eseri birşeyler bulabildi. Bunların arasında biraz ip ve bir bıçak da vardı. Yerliler her ne kadar tamamen doğal ve ilkel yaşıyor olsalarda, çok gerekli malzemeleri ve aletleri -balta, bıçak, çekiç, el feneri, pil vb.- balık, et gibi yiyecek karşılığı takas yoluyla yakınlarındaki kasaba pazarlarından alıyorlardı. Böyle imkanlar varken yararlanmamak aptallık olurdu.
Lorenzonun bulduğu malzemelerle bir ok yapılabilirdi. O da bunu düşünmüştü zaten ve ilk olarak bir ateş yaktı, silahını yapmaya koyuldu. Kısa bir süre içerisinde kendisine iş görecek gibi bir yay ve birkaç ok yapabildi. Bu yayla küçük hayvanları avlayabilirdi. Asıl mesele gece vakti onları bulabilmekti.
Bir geceyi daha boş bir mideyle geçirmek istemiyordu.
Devam edecek...
Keyifli okumalar, kalın sağlıcakla.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Gezgin Ruhlar
Fantasia"Onlar" sıradan insan değil ve artık asla sıradan olamayacaklar. Ya en mükemmel hale gelecekler ya da yitip gidecekler bilinmeze.