Ben çıkıyorum dedi annesi kapıdan seslenerek, babası bugün erken çıkmıştı işi vardı o yüzden annesini beklememişti,annesi de gidince Asya evde düşünceleri ile başbaşa kaldı.Ne demişti Melisa okula giderken,abla bugün bizimkileri de alıp bir keşif gezisine çıkalım,evin civarında şöyle bir dolaşalım bakalım belki birşey buluruz.Oldu demişti Asya gülerek , sen bizi temelli dedektif falan sandın galiba,ama Melisa hiç istifini bozmadan ne sanıyordun ki abla oturduğumuz yerden birşey bulacağımızı falan mı yani demişti ablasını küçümser bir ifadeyle.Onunla tartışmaya gücü olmayan Asya konuyu uzatmamış tamam tamam bakarız deyip göndermişti kardeşini. Gün boyu ne arayan ne soran olmadı, o da birşey bulma ümidiyle internette gezdi durdu,ama birşey bulamadı.Saat dört olduğunda elinde bir kupa kahve ile öylece otururken kapı çaldı. Aslında buna çalmaktan çok yumruklamak denebilir di,kim bu densiz acaba diye söylenip bir yandan da kapıyı açmaya gitti Asya. Kapıyı açtığında ise kardeşi telaşla içeriye daldı.Abla çabuk hadi gidiyoruz dedi nefes nefese,Asya sinirle baktı kardeşine, pardon ama bu nasıl kapı çalmak hem ayrıca senin anahtarın yokmu dedi.Of abla ya anahtarı evde unutmuşum ayrıca çabuk olmalıyız çünkü annemle babam gelmeden geri dönmek zorundayız ayrıca da bizimkiler arabada bekliyor dedi Melisa bıkkınlıkla.Ha sen ciddiydin yani sabah söylediklerinde dedi Asya,sen ne sandın ki dedi Melisa,of hadi hadi çabuk ol seni dışarıda bekliyoruz, hemde hemen diye bağırdı ardından ve kapıyı hızla açıp çıktı. Anlaşıldı bu delilerden kurtuluş yok bari üstüme birşeyler alayım dedi Asya,zaten eşofman vardı üstünde, hemen birde hırka giydi,ayağına bir babet geçirdi ve evden çıktı. Şimdi Ahmet'in arabasına sıkış tıkış binmiş ağızlarını bıçak açmayan beş genç Liya nın evine doğru yol alıyorlar dı. Yıldız daha fazla dayanamadı ve bu yaptığımız delilik dedi.Hadi canım sende dedi Dila,ne varki bunda yani biz oralarda gezintiye çıkmış olamazmıyız? Hı oluruz dedi Ahmet,sonra da beşibiryerde misali diyerek güldü. Aman çok komik dedi Dila aksi bir tavırla yani şimdi esprinin tam sırası ya.Of bi durun dedi Asya,biz şimdi öylece o arazinin oraya gidip ne yapacağız bana söyler misiniz? Öylece kapıyı çalıp,Ah Liya nın annesi teyze acaba kızınızla ilgili bir ipucu varmı sizde, kendisi benden onun olayını çözmemi istedide falanmı diyeceğiz?Anlaşıldı dedi Melisa,bugün hepinizin gıcıklığı üstünde ama benim bir planım var.Bunun üzerine dördüde dönüp ona baktı, önüne bak dedi Melisa Ahmete, sonra da başını salladı evet plan dedi,siz boş boş konuşurken ben plan yaptım.Tamam sormaya korkuyorum ama hadi anlat bakalım şu planını dedi Asya. Melisa ablasına aman ne komik der gibi bir mimik yaptı ve anlatmaya başladı. Plan konusunda kimse yorum yapmadı çünkü kendilerinin bir planı bile yoktu,o yüzden gidip uygulamaya karar verdiler.Tepeye varınca Ahmet kontağı kapattı ve bir süre kimse konuşmadı.Neden sonra Asya yerinde hafifçe doğrularak, hadi bakalım şu işi biran evvel yapalım dedi.Bunun üzerine hepsi arabadan indi ve derin bir iç geçirerek eve baktılar. Tamam hadi o zaman dedi Ahmet ve bir kolunu Melisa'nın omzuna doladı, diğer tarafada Asya geçti , Melisa topallerken hep birlikte eve doğru yürüdüler. Kocaman arazide heybetli bir şekilde yükselen eve ürpererek baktılar. Arazinin girişinde devasa kanatlı demir bir kapı vardı ve de çan şeklinde bir tokmağı bulunuyordu.Ama kapıyı çalmalarına gerek kalmadı çünkü o sırada evin kapısında bir kadın belirdi. Bu o dedi Asya,Liya nın annesi.Evet kapıda duran Liya nın annesi Ayşen Hanımdı. Kızı gibi siyah saçlıydı, duru ve beyaz bir teni,yeşil gözleri vardı,uzun boylu,yapılı bir kadındı. Bakışlarında insanı sanki delip geçen bir keskinlik vardı ve şimdi bu keskin bakışlar Asya ların üzerine doğrulmuş durumdaydı. Hayırdır gençler yolunuzumu kaybettiği diye seslendi onlara. Hadi bakalım şimdi oyun zamanı dedi Ahmet sonrada kadına cevap verdi,hayır efendim biz buralarda geziyorduk ancak arkadaşın ayağı burkuldu dedi. Bekleyin geliyorum dedi kadın ve birkaç dakika içinde kapıya geldi.Onlara kapıyı açmadan şöyle bir baktı ve sonra kapıyı açmaya karar verdi. Gelin şöyle çardağa oturun bende birşeyler alıp geliyorum dedi.Asya ve diğerleri hayal kırıklığına uğramış bir şekilde kadının gösterdiği yere oturdular.Ne sandık ki bizi pat diye içeri alacak değil ya dedi Melisa, hadi bırakında hayal kurmayı etrafı inceleyin belki ilginç birşey buluruz. Bunun üzerine hepsi gözlerini etrafta gezdirmeye başladı,kocaman mermer kapılı taş ev,büyük bir arazi,sımsıkı kapalı perdeleri olan pencereler,ürkütücü bir şekilde arazinin bir köşesine yapılmış Liya nın sembolik mezarı. Hepside ellerinde olmadan titredi ve birbirlerine iyice sokuldu. Melisa etrafı incelerken gözüne yukarıda sanki bir pencerenin perdesi kımıldadı gibi geldi fakat birşey göremedi.Onlar öylece bakınırken kadın elinde bir tepsiyle onlara doğru gelmeye başladı.Size içecek birşeyler getirdim,seninde ayağın için buz getirdim dedi. Sağolun size zahmet verdik dedi Dila.Rica ederim kızım ne zahmeti hadi alın bakalım dedi kadın ve içecekleri dağıttı.Sonra onların karşısına oturdu.Evet söyleyin bakalım sizler kimsiniz,nerede oturuyorsunuz dedi kadın,delici bakışları tek tek hepsinin üzerinde dolaşıyordu. Asya hepsi adına konuşup isimlerini,oturdukları yeri,okullarını falan anlattı,öyle bir dolaşalım demişlerdi ama Melisa nın ayağı burkulmuştu.Hadi hadi bana yalan söylemeyin biliyorum neden burada olduğunuzu dedi kadın. Hepsi endişe ile birbirine baktı ama sonra kadın güldü,sırf meraktan değil mi,herkesin hakkında konuşup durduğu esrarengiz evi görmeye geldiniz dedi ve birden yüzü düştü, tabi birde kızımın hikayesi var.Kendini ilk toplayıp cevap veren Melisa oldu,mahcup bir gülümseme ile şey aslında biraz öyle efendim dedi.Bana Ayşen teyze diyebilirsin dedi kadın,demek ismi buydu,kendisi ne kadar da kızına benziyordu, acaba Liya da annesi gibi delici bakışlara mı sahipti?Evet dedi kadın ben bir evlat kaybettim,ben hissedebiliyorum o yaşamıyor, neticede bir anne bunu hisseder öyle değil mi dedi kadın, gözleri dolu dolu olmuştu. Sizin için çok zor olmalı bu durum dedi Ahmet,yani en azından ne olduğunu bilseydiniz diye devam etti ama bitirmedi, çünkü böyle bir durum için söylenecek herşey sevimsiz kalıyordu. Kadın ellerine baktı önce,sonra acıyla güldü, okul gezisi için izin vermedim ona ama o kafasına koymuş gitmeyi işte, fakat oraya da gitmemiş,keşke bilseydim evet bilseydim ne olduğunu ama asla bilemeyeceğim artık dedi.Asya tam birşey diyecektiki evin içinden yaralı bir hayvanın inlemesine benzer bir ses geldi,hepsi de korkuyla sıçrarken kadın gergin bir şekilde güldü,ah korkmayın çocuklar televizyon açıkta,malum yaşlılık işte kulağım pek iyi duymuyor da dedi kadın,ne yalandı ama kadın onları aptal falan sanmıştı herhalde,evdeki televizyon sesi buraya kadar geliyordu demek,aman ne komik diye düşündü Asya tam birşey diyecektiki kadının yüzünden bir gölge geçti ama sonra hemen toparladı ve yine gülümsedi ama bu çalışılmış profesyonel bir gülüşten başka birşey değildi, tam bu sırada Melisa perdenin kımıldadığını gördü yine,bu sefer emindi hatta.Neyse dedi kadın Melisa ya dönerek , biraz daha iyimisin canım?Kadın kibarca hadi gidin artık diyordu,Nitekim onlarda öyle yaptı,bir telaşla kalkıp kadına teşekkür ettiler ve Melisa topallama rolüne devam ederken oradan uzaklaştılar.Arabaya bindiklerinde ilk ve tek konuşan Melisa oldu söyledikleri herkesin içine kocaman bir ağırlık bıraktı,eğer bu evde birşeyler dönmüyorsa benimde adım Melisa değil dedi ve bundan sonra eve kadar kimse konuşmadı.Hatta Asyaların evine gelincede kimse konuşmadı öyle yarım yamalak vedalaşıp ayrıldılar.O gece Asya bir rüya gördü,rüyasında yine o tepedeydi, bu sefer Liyayı sisler arasından belli belirsiz görüyordu ve Ayşen hanım evin önünde öylece dikiliyordu, yüzünde kayıtsız bir ifade vardı. Aman Allahım olamaz diye çığlık attı Asya çünkü Liya Melisayı elinden tutmuş o sisin içine doğru çekiyordu. Asya var gücüyle bağırmaya başladı, koşmak istiyordu ancak ayakları hareket etmiyordu.Sanki çakılıp kalmıştı olduğu yere.Melisa gidiyordu,Asya nın gözünün önünde hemde ve Asya hiçbir şey yapamıyordu.Sadece acıyla haykırıyordu evet , acı geçmiyordu, Asya bağırıyor, boşluğu tekmeliyor, Melisa nın geri dönmesi için yalvarıyordu. Ayşen Hanım kayıtsız bir sakinlikle onlara bakıyor ve hiçbir şey söylemiyordu.Beni bırakma Melisa,lütfen,lütfen diye hıçkırdı Asya,artık çok geç abla çok geç dedi Melisa,bunu çöz ve beni geri getir,yoksa bende sonsuza dek yitik bir ruh olarak kalacağım. Asya kan ter içinde uyandı,yanındaki komodinin üzerindeki bardaktan biraz su içti,terden sırılsıklam olan ve alnına yapışan saçlarını geriye topladı ve içinde bastıramadığı derin bir öfkeyle yumruklarını sıktı,eğer dedi Liyayla konuşur gibi boşluğa seslenerek, eğer kardeşimin kılına zarar verirsen,sonra birden durdu, ne diyecektiki,zaten ölü birine seni öldürürüm mü diyecekti?Asya çaresizce yatağa bıraktı kendini ve bu işe fena halde yenik başladığını bir kez daha büyük bir umutsuzlukla farketti.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
BEN ÖLDÜĞÜM GÜN
Gizem / GerilimSevgili dostlar aslında Suya Yazılan Öyküler ile başlayacaktım ancak bu hikaye daha çok heyecanlandırdı beni.O yüzden önce bunu yazmak istedim.Ben iki ay önce üye oldum ancak ailevi hastalık gibi nedenlerden ötürü ne yazabildim ne de okuyabildim.Anc...