TUTSAK VE REHİNE (BÖLÜM SEKİZ )

79 11 4
                                    

Ben saklanırken kuytularda 

Hayalim dolaşır ortalarda

Kendi kendime yüzerken 

Buz sularda kör karanlıkta 

                                                 Kadim Şarkı  (1)

Bir terslik vardı,Liya geri dönüyoruz demişti ama hâlâ oldukları yerde duruyorlardı.Tam o sırada onu gördüler, sapsarı saçlar,buz mavisi gözler, soluk mu soluk bir ten,insanın nefesini kesen bakışlar, işte tam bu anda Asya da dahil olmak üzere hepsi çığlık çığlığa bağırmaya başladı.Liya ise rahatsız olmuş ve korkan gözlerle ona bakıyordu, o ise tüm görkemi ve de heybeti ile havada süzülüyordu. Lütfen susun dedi insanın kanını donduracak sakinlikte bir sesle,öyle bir seski yükselmesine gerek olmadan karşısındakini yerine çivileyebilirdi. Nitekim öylede oldu. Şimdi dört hatta Liyayı da sayarsak beş göz ona çevrilmiş durumdaydı. Teşekkür ederim dedi kadın aynı sakinlikle.Liya onun önünde hafif bir reverans yaptı ve hoşgeldiniz sayın Kara Kraliçe dedi. Kara mı diye düşündü Asya, bu kadın düpedüz beyazdı, bir hayaletten farksızdı, neden böyle tezat bir adı vardı ki sanki. Hoş bulduk dedi kadın,sanırım burada işler biraz kontrolden çıkmış, bende uğrayıp bir bakmak istedim. Aslında bir sıkıntı yok efendim bende tam onları evlerine götürmek üzereydim dedi Liya,ah dedi kadın soğuk bir gülümseme ile ne yazıkki bu mümkün değil,sen onları tutsaklar arazisine getirdin ve buradan çıkmanın tek yolu biliyorsunki  bedel ödemek. İşte şimdi işimiz bitti diye düşünüyordu ki  dört genç, tam bu sırada Ahmet tüm cesaretini topladı ve ama biz buraya kendi isteğimizle gelmedik zorla getirildik neden bedel ödüyoruz diye sordu.Kara Kraliçe ona döndü ve güzel soru genç adam dedi,ama burada soruları ben sorarım sizler değil. Evet şimdi bir bakalım senin adın ne genç adam?Ahmet korktuğunu belli etmemek için tüm gücünü kullanarak cevap verdi,benim adım Ahmet dedi. Hım pekiyi sen genç bayan dedi kadın Yıldıza dönerek, senin adın nedir?Yıldız kekeleyerek ad adım Yıldız dedi.Sonra kadın vücudu olduğu yerde sabit dururken başını tam bir daire olacak şekilde çevirerek Dila ya döndü,tabiki onun bu hareketi dört gencin çığlık atması ile karşılık buldu. Kadın ise hiçbir şey olmamış gibi evet tatlım dedi adını söyle bakalım, Dila ya sesi bir daha hiç çıkmayacak mış gibi gelsede önce öksürdü ve sonra adım Dila dedi.Evet Liya dedi kadın kurallar belli, biri burada kalacak diğerleri gidecek. Evet efendim biliyorum dedi Liya,ama bu seferlik hepsini göndermek mümkün olurmu acaba, biliyorsunuz daha önce hiç böyle birşey yapmadım ben. Kadın ona döndü,birden gözlerinin yerini iki ateş çukuru aldı,gözleri simsiyahtı ve ateşler saçıyordu hemde gerçek ateş, ağzını açtığında siyah yılanlar çıktı ve kadının o sakin sesi kalın,metalik bir sese dönüştü  ve olmaz Liya Uzun,bu mümkün değil,bunu onları getirmeden düşünecektin diye kulakları yırtan bir sesle bağırdı.Bu esnada bembeyaz teni kapkara bir renge bürünmüştü. Adının neden  Kara Kraliçe  olduğu böylece anlaşılmıştı.Asya ve arkadaşları buharlaşıp oradan kaçmak için herşeylerini verirdi. Korku onları adeta felç etmişti, birbirlerinin eline sımsıkı yapışıp kalmışlardı.Liya saygıyla eğildi ve elbette sayın kraliçem affedin dedi. Sonra inanılmaz şekilde kadın eski haline döndü ve sakince gülümseyerek dört gence tek tek baktı.Evet dedi aynı sakinlikte ses tonuyla, sen adı Yıldız olan arkadaşlarınla vedalaş burada kalacaksın.Asya tüm cesaretini topladı ve bu benim meselem lütfen bırakın onlar gitsin dedi. Kadın ona gülümsedi ve ah tatlım dedi,senin çözmen gereken bir sır var sen gitmek zorundasın.Peki o zaman lütfen kızlar gitsin ben kalayım dedi Ahmet.Kara Kraliçe gülümsedi ve birbirinize bağlılığınızı, cesaretinizi takdir ediyorum ama ben onun kalmasını istiyorum ve o kalacak dedi.Peki ne zaman geri alabiliriz arkadaşımızı  dedi Asya, ben sırrı çözünce mi?Kadın sinirleri  bozan tiz bir kahkaha attı,hâlâ anlamamış bunlar galiba dedi Liya ya,gençler burası tutsaklar arazisi arkadaşınız sonsuza dek burada kalacak, geri dönüşü yok.Bu cevap hepsinin donup kalmasına sebep oldu. Yıldız korkudan kağıt gibi bembeyaz kesildi,sanki bayılacak gibiydi.Olmaz dedi Asya bağırarak, onu burada bırakamayız bu imkansız,yok olmaz,olamaz.Size bir seçenek sunduğumu hatırlamıyorum dedi kadın, tutsaklar arazisi bir tutsak almadan sizi bırakmaz bende onu seçtim,şimdi fikrimi değiştirip onu öldürmeden çabuk gidin buradan. Şimdi Asya, Yıldız , Dila  ve hatta Ahmet hepsi de ağlıyordu, Asya Liya nın gözlerinde sanki bir parça suçluluk görmüştü. Ayrıca dedi Kara Kraliçe rüyalar ormanın daki rehine orada kalacak,ne zaman görev tamamlanırsa o zaman evine dönecek. Asya daha fazla dayanamadı, şimdi hıçkıra hıçkıra ağlıyor,bağırıyor  ve istemsizce titriyordu, lütfen kardeşimi de arkadaşımı da bırakın,biz ailelerimize ne deriz sonra,ne yaparız lütfen diye yalvardı.Ha dedi kadın o konuya gelince,bu olanları başka kimse bilmeyecek, yoksa bunun bedelini çok daha ağır ödersiniz sonra Liya ya döndü ve al götür onları buradan hemde hemen dedi .Peki efendim dedi Liya,sonra herşey biranda oldu,Yıldızdan kopan elleri,yeryüzünü saran acı feryatları, hıçkırıkları, çığlıkları ve öncekinden çok daha şiddetli bir anaforun içinde savruluşları. Kendilerini Asyaların evinin önünde bulduklarında hepsi perişan haldeydi ve Liya nın sözleri kulaklarında çınlıyordu. Asya çabuk ol,hızlı ol,Kara Kraliçe nin hiç şakası yoktur,kardeşini ve hatta belki Yıldızı kurtarabilirsin ama çabuk ol,lütfen çabuk ol.Asya kafasını kaldırıp gökyüzüne doğru yumruklarını sıkarak acıyla haykırdı,Allah seni kahretsin  Liya Uzun, Allah seni kahretsin, sana da kaybolduğun güne de lanet olsun,lanet olsun.Peki şimdi ne olacaktı,Melisa ve Yıldız kurtulacak mıydı? Asya bu sırrı çözebilecekmiydi?Ya ailelerine ne diyeceklerdi? Asyanın tek bildiği fena halde belaya bulaşmış oldukları idi ve işin en kötüsü de bu beladan nasıl kurtulacaklarına dair tek bir bilgisinin bile olmamasıydı. 



BEN ÖLDÜĞÜM GÜNHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin