"Ya abi. Çok özür dilerim. Biliyorum. Çok üzerine geldim. Kıskandım. Ama elimde olan bir şey değil. Lütfen çok özür dilerim. Bir daha kıskanmyacağım.... Lütfen abii... Sen benim herşeyimsin abii..." dedim. Ağlıyordum. Abimi, şu lanet kıskançlık duyguma yenik düşerek yine kıskanmıştım. Ama affetmese haklıdır. Onu her şeyden kıskanıyorum. İlkokulda bir kıza selam verdi bana vermedi diye küsüp trip atmıştım. Şimdi de en yakın arkadaşım Cansu'dan kıskandım. Ama... Kimse anlamıyo! O benim tekimm! Bir anne için evladı ne ise abim benim için o... Affetmese haklı aslında. 21 senedir başına bela oldum. 21 senedir kıskanıyorum... Ama elimde değil...
"Alya!!! Yeter artık! Bu kaçıncı oluyo! Sıktın artık! Burcu bile beni bu kadar kıskanmıyo! 21 senedir! Anladık tamam seviyosun! Alttan almaya çalışıyorum!! Ama yeter!! Git bi tatile çık! Ve abin olmadığımı düşün!!" dedi abim sinirle. O sırada hala ağlıyordum. Annem içeri aniden girdi. "Aras! Alya! Ne oluyor burda!?!" dedi annem. Abim bağırarak," Ya anne!! Alın şunu bir psikoloğa götürün! Yeter be! Sıkıldım!" diye bağırdı. Abim hışımla kapıdan çıkarken ayağına kapananilmek için kemdimi yere fırlatıyordum ki annemin tişörtümden çekmesiyle duraksadım. Annemin o hep gülen yüzü bir anda sinir küpüne dönmüştü. "Alya... Alya.. Burcu kapıda. Seni almaya gelmiş. Hazırlan çık."'diyip gitti. Neden kimse anlamıyor!?!?!?! Neden?... Neden?...1-2 saat sonra;
"Nasıl canımm? İyi geldi mi alışveriş??" dedi Burcu. Aslında Burcu ile konuşmak iyi gelmişti. "Benim rahatlamam gerekiyordu tatlım ama yine Orhan amcanın paralarının dibine ekmek bandın!" dedim. Aslında Burcu'nun beni bu kadar önemsemesini çok seviyorum. Ama bütün gün boyunca abimin kelimeleri kafamda yankılandı. Abim artık benden soğumuştu... İnanamıyorum. Aniden aklıma gelen fikirle arabayı süren Burcu'yu durdurdum. "Burcu! hemen beni *** acentasına götür!" Dedim. "Noldu canım? Nereye gidicen nişan öncesi!" dedi Burcu şaşkınlıkla. Evet 'abim' ve Burcu'nun yakında nişanları var. Ama umrumda değil! Onun nişanına asla gitmem!
Eve gelir gelmez bavulumu toplamaya başladım. Annem kapımda bana laf anlatmaktan bıkmış bir durumdaydı. Ama kapım kilitliydi. Gereken tüm eşyalarımı bavula ve el çantama koyduktan sonra yarım saat öncden çağırdığım taksinin sesini duyarak hışımla kapıyı açtım. Annem bana o meraklı ve merhametli gözleriyle bakarken. Ağlamamak için kendimi zor tutarak kendimi kapının dışına attım. Babam işteydi. Abim dışardaydı. Burcu ise kapının önünde gitmemem için bağırınıp ağlıyordu. Göz yaşlarımı silerek ve Burcu ile annemin bağırışlarını duymamaya çalışarak kapının önündeki taksiye kendimi attım. "Atatürk hava limanına gidiyoruz." dedim. Taksici kafasını sallayarak sürmeye başladı. Kafam almıyordu. Acaba içinde tuttuklarını mu patlattı?
Herşey pazar akşamı oldu...
Abim,Burcu,Cansu,Serkan ve ben cafeye gitmiştik. Bir olay oldu ve abim Cansu'ya "seviyorum lan bu kızı. Çok kafa lan!" Demişti. O anki kıskançlık duygularımla, Burcu bile kıskanmazken ben "demek beni sevmiyorsun, demek ben kafa kız değilim öyle mi abicim!?" diyerek çok saçma bir şekilde masadan kalkmıştım. Ve sanırsam bu abimin sabrını taşıran son damlaydı çünkü ben giderken arkamdan "Ya yeter be! Seninle mi uğraşacağım! Umrumda değilsin?! Ne b*k yersen ye!" demişti. Serkan, abim cümlesini bitiremeden abimin ağzını kapamıştı. Ben duyduğum bu cümle ile çıkışa doğru daha hızlı koşmaya başlarken arkamda Cansu,Burcu ve Serkan'ın koşarak bana yetişme çabalarını duyuyordum. Ama canımı acıtan şey bu değildi. Canımı acıtan şey abimin, bana yetişmeye çalışan arkadaşlarına "Bırakın ya koşmayın! Onun için değmez!" demesiydi. Bu üç cümle kafamı kurcalarken beynimde soru işaretleri bırakmıştı ve ruhumu içten içi kemiriyordu. Olayın olduğu dakika bana söylediği cümle, benim arkamdan koşan arkadaşlarına söylediği cümle, ve bu sabah bana sarf ettiği cümle. Bu üçü beynimde yer değiştirerek kafamı daha da çok karıştırıyordu.
Göz yaşlarımı silerken taksicinin bana "Geldik hanımefendi." diyişini işittim. Teşekkür ederek adama parasını verdim ve çıkıp arkadan bavullarımı aldım. Bir kış yolculuğu beni bekliyordu. Telefonumu sessize almıştım. Son bir kez kapatmadan önce telefonuma baktığımda
Allem ❤️ (17)
Cansu'yumm💞 (17)
Babişkoom👨 (16)
Burciş😊 (12)
Serkan😶 (15)Kere aramıştı. Ama abim yoktu! Telefonu kapattım. Ve uçağıma doğru yola koyuldum.
Bavullarımı verdim. Şimdi ise uçakta bekliyorum. Hayal ettiğimin aksine hiç
Taş yok... Aman olsun. Ben taş görmeye değil kafamı rahatlatmaya geldim...Biliyorum arkadaşlar bu bölüm baya kısa oldu ama tabiki kısa aralıklarla bol bol yazacağım!! Sizi seviyorum abi kuzularıı💗