-11-

4.1K 205 13
                                    

Alya'nın ağzından;

Telefonumun çalmasıyla kafamı yastığımdan zar zor kaldırarak telefona baktım.
"Birtanecik Abim💞💪🏽" arıyordu. Açıkçası merak etmiştim.

-Efendim Aras?
-Alya hazır ol birazdan seni almaya geliyorum.
-Nereye gidiyoruz?
-Babam seni psikoloğa götürmem gerektiğini söyledi.
-Tamam. Ama dönüşte sen alma.
-Neden?
-Nedeni seni ilgilendirmez dönüşte ben dönerim! Bay bay!
diyerek telefonu kapattım. Bundan sonra ona karşı mesafeli olacaktım. Kış olduğu için üzerime siyah boğazlı kazağımı altımada siyah pantolonumu giydim. Ayağıma siyah spor ayakkabılarımı giyip saçlarımı at kuyruğu yaptım. Sadece göz kalemi sürerek salona indim. Telefonumu ve cüzdanımı çantama atıp mıtfağa geçtim. Buzdolabını açıp yiyecek bir şeyler arandım. En sonunda bulamayınca buzdolabını kapatarak tezgahın üzerindeki kuru yemişlere dadandım. Telefonum çaldığında Aras'ın aradığını düşünerek çantama ev anahtarını da atıp çıktım. Tahmin ettiğim gibi o gelmişti. Arabanın ön koltuğuna geçerek kapıyı kapattım. Göz teması kurmadan "Nerede olduğunu biliyor musun?" Diye sordum. Evet anlamında başını sallayınca kulaklığımı takarak müzik dinlemeye başladım.

Bir süre sonra eski bir binanın önünde durmuştuk. "Burası" dedi. Arabadan çıkarak kapıyı kapattım. Önümdeki binaya uzunca baktıktan sonra içeri girdim. Normal bir evmiş gibi duran kapının önüne geldiğimde kapıyı tıklattım.

Burcu'nun ağzından;

Uyandığımda Jb cenneti içinde uyanmış gibi hissediyordum. Kalkıp kapıyı yavaşça açtım. Kimse duymadan kapımı kilitleyip anahtarını cebime attım. Ve kaçarcasına evden çıktım. Kendi evime doğru yol alırken Aras ile aramızda geçebilecek konuşmaları düşünüyordum. Eve girdiğimde kimse yoktu. Aldığım nefesi derince vererek iç çektim. Duş almak için odama doğru ilerledim. Sıcak bir duş iyi gelirdi.

Duştan  bi 2 saat sonra anca çıktım ve üzerime kalın uzun kollu siyah tişörtümü altına da siyah pantolonumu giydim. Saçlarımı kurutacağım sırada yerde bir 'j' harfi gördüm. J harfini biraz daha geçtikten sonra bir 'b' harfi gördüm. Böyle devam ederken evden çıkmıştım ve sokaklarda mor karttan harfler arıyordum. Şuan ise elimde 'Jb kadar olmasada bizde senin kalbindemi' yazıyordu. Bir tiyatro salonunun önüne geldiğimde cümle tamamlanmıştı. 'Jb kadar olmasada bizde senin kalbindemiyiz?' Yazıyordu. Harfleri topladığımda salonun önündeki adam elimdeki harfleri alarak bana yeni harfler verdi. Ve önüne geçip takip etmemi istedi. Adamı takip ederken adam beni bir koltuğa oturttu. Koskoca salonda tek ben vardım. Birden ışıklar kapandı ve sahne ışıkları açıldı. Sahneye çıkan kişiyi gördüğümde gülme krizine giriyordum. Aras jb peruğu takmış ve onun gibi giyinmiş bir şekilde 'sorry'yi söylüyordu. Hem ağlayıp hem gülerken şarkısı bitti. Sınrasında hemen arkasından bir sürü insan yolda topladığım harfleri sırayla dizerek 'seni seviyorum! Ya sen?' Sorusunu yönelttiler. Elimdeki harflere bakarak doğru sıraya koydum ve  'seviyorum' kelimesinin harflerini ilk önce sırayla sonra hiç umursamayarak elime geldiği gibi sahneye attım. Sonra Aras sahneden inip boynuma atladı.

Alya'nın ağzından;

Psikolog gerçekten çok iyi gelmişti. İçim raharlamıştı. Çıkınca sevinçle Poyraz'ı aradım.

-Alo Poyraz napıyorsun?
-Normal. Bavul topluyorum. Sen napıyosun?
-Hayrola nereye gidiyorsun?
-Senin o olayından sonra burda daha fazla kalmamın bi lüzumu yok Alya. Ben gidiyorum.
-Nereye Poyraz saçmalama!
-Yeni bir hayata başlayabileceğim bir yere gidiyorum Alya. Sen kendi aileni kur ben kendi ailemi. Buda burda bitsin. Hoşçakal...
-Bitti mi hikayemiz?
-Bizim hiç bir zaman bi hikayemiz olmadı Alya. Bizim sonu kötü biten bir çocuk kitabımız oldu.
-Hayır! Bizim dillere destan olacak bir romanımız oldu! Biz,biz olmayı başarmıştık! Çok az kalmıştı!
-Sen öyle san Alya! Serkan sana çok büyük bir oyun oynuyor ama farkında değilsin! Ben oyunu öğrendim. Serkan'ın bunu yapmasına şaşırmam yetmezmiş gibi Aynur teyzeninde bu olayın sorumlusu olması beni yıktı! Ve bunlarda yetmezmiş gibi! Senin bunlara kanman! Benim gidişim için çok iyi bir sebep inan bana! Herneyse hoşçakal...
-DUR! Sen neden bahsediyorsun!?!
-Boşver Alya. Söylesemde fayda etmez. Belki şuan mutlu değilsin ama beni unutunca her şey harika olacak.
-Bari son kez göreyim seni! Lütfen...
-Tamam nerdesin? Gelip alırım seni.

Yerimi söyledikten sonra olduğum yere oturdum. Hiç bir şey anlamıyorum. Serkan ve annem ne yapmış? Poyraz neden gidiyo?!? Benim bilmediğim neler dönüyo!?!

Ağlamaktan gözlerim yanmaya başlamıştı ki bir arabanın ani fren sesini ve endişeli bir adamın ayak seslerini duydum. Sonraysa beni kendine bağlayan o ses tonunu duydum. "Alya!İyi misin?!?" Diye sordu. Başımı kaldırıp Poyraz'a baktım. Aniden ayağa kalkarak boynuna atladım. Kokusunu özlemiştim. Bana sarılmasına ihtiyacım vardı ama sarılmıyordu. Onun sarılmadığını görünce hıçkırıklarıma engel olamadan daha fazla ağlamaya başladım. En sonunda duygularına yenik düşerek bana sımsıkı sarıldı. İlacım buydu. Sanki ellerinde dolaşan panzehir içindeki zehire çare oluyordu. Ben biraz daha sakinleştikten sonra arabasına bindik. Beni evlerine götürdü. Selma teyze evde yoktu. Tam sakinleştim derken Poyraz'ın yatağının üzerindeki bavulu görüp tekrar ağlamaya başladım. İçimdeki hırsla bavuldaki tüm kıyafetle yere fırlattım. O sırada Poyraz aniden gelerek ellerimi tuttu. "Ne yaptığını sanıyorsun Alya?!?!" Diye bağırdı. Bende içimdeki varı yoğu kusma adına "Yeter be yeter! Hep kendini düşündün! Beni hiç düşünmedin! Bi şey oldu mu hemrncecik korktun! Şimdide kaçıyorsun! Yakışıyor mu sana!?! Gitmiyorsun bir yere! Burda kalıcaksın! Eğer gidersen bende gelirim! Ölürsen bende ölürüm! Tamam mı!! Yani benden kaçışın yokkk! YOK! Biz hayalimizdeki gibi olucaz!! ÇOCUKLARIMIZ OLDUĞUNDA, KORKUP KAÇMIŞTIK DİYE KENDİ AYRI ÇOCUKLARIMIZA DEĞİL  ,CESURCA AŞKIMIZLA SAVAŞMIŞTIK DİYE BİZİM ÇOCUKLARIMIZA ANLATACAĞIZ! Ben sen her nereye gidersen orada olacağım!!" diye bağırdım kalan son nefesimle. Sonrasında ise en son Poyraz'ın ağlamaklı gözlerle kapıyı çarpıp gittiğini hatırlıyorum. Sonrası karanlık.

Poyraz'ın ağzından;
Alya'nın söylediklerinden sonra,daha fazla dayanamayıp evden çıktım. İçimde korkunç fırtınalar kopuyordu. Kim bilir kızı ne kadar üzdüm. Ben beyinsizin önde gideniyim! Süzme salağın tekiyim!! Iııııhh! Çöp tenekesi beynimi çalıştıramadım. Hangi kız bir erkeğin peşinden bu denli koşmuş ki ben haddim olmayan bir şekilde kaçıyorum. Bariz kaçıyorum ya! Hatta benim ona çektirdiğim eziyetlere rağmen gelip beni uyandırmasaydı yurt dışına gidiyordum ya! Ne kadar aptalım ne kadar salağım! Ama Serkanla konuştuğuma görede... Hem Aynur hanım beni istemiyor,hem Alya beni unutunca daha mutlu olacak... Bilmiyorum bilmiyorum bilmiyorum! Kafamda türlü türlü saçmalıklar dolanıyo! En iyisi Aras'a da danışmak! Aynen aynen artık birinin olanları öğrenmesi lazım! Yarın ilk iş Aras'ı aramak!

Ben geldim arkadaşlar!! Tam olarak 972 kelime oldu!! Umarım güzel bir bölüm olmuştur ve beğenmişsinizdir. Başımda ufak denemeyecek kadar büyük bir bela var -Teog- ve ben yinede zaman bulabildikçe yazmaya çalışıyorum!! Sizleri çoooook seviyorum. Kitabımızın daha geniş kitlelere yayılması dileklerimle esen kalın abi kuzularım❤️

ABİM... Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin