Uçak henüz kalkmamıştı. Gözlerim tekrar dolmaya başladi ve kendimi tutamayıp tekrara ağlamaya basladım. Rüyamda yanımda bi hareketlenme hissettim kafamı çevirdiğimde Poyraz'ı gördüm şaşkınlıkla bana bakıyordu
"Alya ne oldu? Neden ağlıyorsun " dedi. Bende
"Ya yok bişey boşver"
"Bi dakka bi dakka abinle burcu'nun bi kaç gün sonra nisanı var. Sen neden burdasın?"
"Gitmiycem nisana filan abimle konuşmuyoruz"
"Ya tamam aglama gel sarılıyım sana, sen sana sarılılmasını seviyosun"
"Olur saol"Aras'ın ağzından;
Alya beni gercekten sinirlendirmişti. Saçma sapan şeyler için kıskançlık yapıyordu. O an Burcu bile kıskanmamışken onun kıskanması çok garipti yinede kıyamıyordum ona ama bu sefer umrumda değilmiş gibi davranacaktım. Dersini almalıydı. Burcu tepemde söylenip duruyordu. Ama artık dayanamadım
"Burcu yeter savunma bana onu" diye bağırdım.
"Ne yeter ya onun huyunu biliyosun doğduğundan beri böyle! Niye bu kadar sert çıktın"
Derken gözleri dolmuştu içimden yine bir parça koptu. Hayattaki en değerli 2 varlığım, kardeşim ve Burcu ikisininde üzülmesine dayanamıyorum ben bunları düşünürken Burcu'nun dediğiyle şok oldum
"Ben Alya'yı bulmaya İsveç'e gidiyorum. Onu getirene kadarda dönmeyeceğim. Nişanı ertelemek zorunda kalabiliriz ama o olmadan asla geri dönmem ve onsuz nişan yapmam"
"Ya ne saçmalıyorsun?! Ne ertelemesi hiç bir yere gitmiyorsun izin vermiyorum!"
"İzin istediğimi hatırlamıyorum!"
"Ya off tamam! Tamam git ama hemen dönün!! Ha bu arada değerlimin yanına erkek sinek bile yaklaşırsa haberim olacak!"
"Of tamam, hadi ben gidiyorum. Annemlere haber verirsin" dedi ve beni öpüp gitti. Ama bu böyle olmaz. Hem kardeşimi hemde sevdiğim kızı yakışıklı adamlarla dolu bir ülkede yanlız bırakamam.Alya'nın ağzından;
Birinin beni dürtmesiyle uyandım. Yarım yamalak gözümü açtığımda Yanımdaki kadının beni dürttüğünü gördüm. Hemen kalktım Kadın geldiğimizi söyledi. Uçaktan indim. Valizimi alıp otele geçtim. Kısa bir duş aldıktan sonra odama yemek söyledim ve yemek gelince yemeye başladım. Daha sonra üzerimi değiştirip dışarı çıktım. İsveç gercekten gezilmeye değer bir yer. Bol bol fotograf çektim, check-in yaptim alışveriş yaptım. Fotoğrafları instagrama atmayı da unutmadım tabii. Dışarda güzel bir akşam yemeği yedikten sonra yorulduğumu fark edip otele geçtim. Aldıklarımı yerleştirdikten sonra üzerimi değiştirip yatağa attım kendimi. Ve watty de kitap okumaya başladım. Kendimden geçip uyuya kalmışım.
Sabah kapının kırılırcasına çalınışıyla uyandım. Genelde Burcu boyle çalar ama onun burda ne işi var. Görevli falandır herhalde diyip kalktım. Kapıyı açtım ve karşımda Burcu'yu görmemle şoka girdim. Oracıkta donup kaldım. Burcu daha fazla beklemeden içeri girdi ve bende kapıyı kapattım. Konusmaya başladı.
"Senin burda ne işin var?"
"Seni almaya geldim"
"Ben hiç biyere gelmiyorum"
"Benimle gelinceye kadar burdayım ve sana fennaa haberlerim var"
"1. si seninle gelmiyorum 2. si ne haberi lan çabuk soyle!"
"Aras, Alya'nın yanina erkek sinek bile yaklaşırsa haberim olsun dedi. Aslında seni çok merak ediyor ama sana ders vermek için ilgilenmemeye çalışıyor. Gözlerinden anladım, tabii yanlışıkla sesli düşünmesininde bir payı olabilir" dedi ve gülmeye başladı. İçimde bir fırtına koptu. Demek abim benden nefret etmiyordu. Ama bende ona bir ders vermeliydim.
"Ya canımm bir kaç gün burda kalıp sonra dönsek??"
"Ama nişan?"
"Ya nişandan önce döneriz"
"E hadi kalk alışveriş yapıcaz dahaa"
Dedi ve hazırlanıp çıktık. Harika bir gün geçirdik. Burcu bir ton alışveriş yapıp kredi kartını çökertme girişiminde bulundu Orhan amca kart ekstresini görünce deliye dönecek. Akşama doğru otele döndük. Odaya yemek siparişi verdik. Onlar gelene kadar ikimizde geceliklerimizi giydik. Burcu hanım uyurken bile süslü olmazsa olmaz. Yemekler geldiğinde garson yemekleri taşırken kapı çaldı. Burcu kapıyı açmaya gitti ve "Senin burda ne işin var??" diye bağırdı. Hemen kapıya koştum. Karşımda sinirli bir adet abi vardı. Bi üstümüze bi garsona baktı ve garsona "Hemen çık dışarı!" diye bağırdı. Garson çıkınca "Sizin odanıza, heleki siz bu geceliklerleyken garsonun burda ne işi var?" diye bağırdı.İşte şimdi bitmiştik...