Uzun bir aradan sonra hepinize merhaba abi kuzularım! Çok uzatmadan hikayeye devam ediyorum.
Dip not: Hikayeyi bir ara silmek zorunda kaldım özel nedenlerden dolayı. Bu hikayede geçen insanlar gerçek çünkü. Herneyse silmiştim ama şimdi tam gaz devammm! İyi okumalarr!!Serkan'ın ağzından;
Aynur teyzeyle konuşmamı bitirdikten sonra Alya'nın yanına gittim. Burcuyla konuşuyordu. Burcu'nun yanından kalkarak benim yanıma geldi "Aşkım sen Aras'ın yanına git onla konuş ben bu gün Burcuyla takılıyım." dedi. "Öf aşkım kırk yılda bir benle dolaşmak istedin yaa." dedim üzülerek. "Biliyorum seni de toplantından ettim ama özür dilerim." dedi dudağını büzerek. "Seni seviyorum. Ve telafi edicem söz veriyorumm." Diyip dudağıma öpücük kondurdu. Başını ellerimin arasına alarak "Bende seni çok seviyorum prensesim... Hem de çok seviyorum..." diyip alnından öptüm ve sarıldım. O da bana sarıldı. Hayallerimi yaşıyordum. Ve bundan para alıyordum. Bir yanım çok acıyordu. Alya'yı mutsuz ettiğim için bir yanım gerçekten çok acıyordu...
Alya'nın ağzından;
Bazen insan herşeyden kopamak ister ya hani. Başka bir dünyaya gitmek ister, kimsenin onu tanımadığı bir yerde yeni bir başlangıç yapmak ister, kimse onu geçmişi yüzünden yargılamasın ister... Kısacası yeni biri olmak ister. Daha mutlu olduğu insanlarla daha mutlu olduğu yerlere gitmek ister. İnsanoğlu çok şey ister ama hangisini yapar?...Aras Burcu'ya anlamsız bir çıkış yapmıştı. Burcu ise haliyle üzülmüştü. Ama Burcu'nun son günlerde fazla duygusal olması dikkatimi çekmişti. Üstelemeden Burcu'yu biraz daha sakinleştirip "Kankacığım bak nerdeyiz??? Taksimdeyizzz! E hadi o zaman alışveriş yapalım. Bak emin ol ben o ormantiği azıcık tanıyorsam gelip özür dileyecek. Valla bak" dedim. Gülerek bana baktı. Onun güldüğünü görünce bende 32 diş sırıttım. Ve kıkırdadıktan sonra taksim sokaklarında alışverişe çıktık.
Yarım saat sonra elimizde poşetlerle taksiye atlayıp eve gitmek için yola koyulduk. Burcu söze girerek " Kanka benim yanımda para yoktu senden kullandım ama valla ödicem" dedi mahcup bir şekilde. "Kızım saçmalama sen iyi oldun mu onu söyle" dedim. "İyiyim ya sağol canım" dedi. Yola devam ederken telefonumu çıkarıp Serkan'ı aradım. İkinci çalışta açtı.
+Alo napıyosun aşkım?
-Alya'm çok kötü bişey oldu!!
+Nooldu Serkan?!?
-Aşkım Aras trafik kazası geçirdi. **** Hastanesindeyiz. Çabuk gelin!
+Tamam tamam hayatım geliyoruz.Bana merakla bakan Burcu'ya döndüm bişey söyleyecekken tekrar kafamı önüme çevirip taksiciye "*** Hastanesi" dedim. Burcu daha da meraklanarak " Alya nooldu? Niye hastaneye gidiyoruz yaa! Çatlatma insanı!" Dedi. Gözümden yaşlar akmaya başladı. Burcu'ya dönerek bişey söyleyecekken "ABİM!!" diye bağırdım. Burcu daha da meraklanarak "NE OLMUŞ ABİNE!?!" dedi. "Abim trafik kazası geçirmiş!" dedim. İkimizde göz yaşlarımıza hakim olamadık ve ağlamaya başladık.
Bizim için yavaş geçen bir yolculuk sonrası adama parasını vererek hızla taksiden indik. Hemen lobiye gidip kadına oda numarasını sorduk ve merdivenlerden koşarak yukarı çıktık. Kapıyı açtığımızda işte karşımızdaydı.... Abim hiç görmediğim kadar korumasız bir şekilde yatıyordu.
Burcu'nun ağzından;
Eşim, ruh eşim, sevgilim, sevdiceğim.... Melekler gibi uyuyordu.... İlk defa böyle solgun ve güçsüzdü. Yanına gidip oturdum. Küs ayrılmıştık onla... Ya giderse bu dünyadan nasıl affederim onu... Yanaklarımdan yaşlar boşalırken ayağa kalktım. Başım karıncalanmaya başladı. Sendeleyerek iki adım attım ve sonrası yere yıkılışım,Alya'nın bağırması ve karanlık....