(Multi'de; sırasıyla, Burcu'nun ve benim nişanda giydiklerimiz)
Aras'ın ağzından;
Alya'ya hala kızgın ve küsüm. Kolay kolayda barışmazdım. 21 sene ya dile kolay. Tamam seviyor falan anladım da... Pişman değilim. Barışmayacağımda. Umursamıyorum bile artık. Umrumda değil o kız. Yemin ederim 21 sene boyunca sabrımı sınadı. Ama daha da umrumda olmaz. Ben size İsveç'i anlatayım. Gittiğimde baya kızdım mızdım. Sonra ikisinide alıp geri geldim. Ama o süre zarfında Alya'yla hiç konuşmadık. Şimdi ise sadece bir kaç dakika sonra hayatımın aşkıyla nişanlanacağım. Burcu'mm❤️ Hayatımdaki tek özel şey! Birtanecik sevgilim. Tüm kalbim onun tüm kalbim. İstese söker eline veririm.Kapım tıklatıldıpında, tıklatma melodisinden babamın geldiğini anlamıştım. Küçüklüğümden beri melodik çalar kapımı. "Gir" dedim öksürerek. Babam bana doğru yaklaştı. Şöyle bir süzdükten sonra bana bakıp "Allah Allah! Pardon? Mehmet Demirci ile bir akrabalığınız var mı? Onun kadar olmasa da çok yakışıklı olmuşsunuz da.." dedi. Gülümseyerek "Kendisi benim babam olur. Ancak bu günlük yakışıklılık konusunda kendisini geçmeme izin verdi." dedim. Hafif bir kıkırdadıktan sonra babam bana ciddi ciddi bakarak "Bak evlat. Çok ciddi bir yola giriyorsun. Hazır olduğuna emin misin? Daha çok küçüksünüz ayrıca." dedi babam. Babama bakarak "Ne küçüğü baba 21 yaşındayız biz. Ve bizce erken değil." dedim kemdimden emin bir şekilde.Babam "Bak oğlum Alya bu durumdayken, sizin böyle ni.." demeden bağırarak "O şımarık beyinsiz umrumda değil baba! Ben hayatımı yaşamak istiyorum! O psikopata bağlı olmak istemiyorum!" dedim. Bütün sinirimi babama kusmuştum. Onu üzdüğümü farkındayım ama ben de üzülmüştüm. Babam bana hayal kırıklığına uğramış bir şekilde baktı ve "Ona bunu nasıl yaparsın Aras? O seni benden daha çok seviyor..." dedi. Tekrar bağırarak "Sorun da bu baba!" dedim. Babam kendini toparlayıp ciddi bir tavır alarak "Zaten nişandan sonra psikoloğa başlayacak. Bırak en çok değer verdiği insanın mutlu gününde mutluluğu dibine kadar yaşasın. Onu psikoloğa sen istedin diye götürüyoruz. Yoksa Alya'nın başka bir sorunu yok. Onu sadece abisini fazla sevdiği için psikoloğa götürüyoruz... Bunu unutma." deyip odadan çıktı. Konuşmanın bu kadar duygusala bağlayacağını düşünmezdim. Tekrar aynaya baktım. Jilet gibi olmuştum. Son olarak parfümle duş alarak odadan çıkıp Burcu'nun odasına doğru gittim.
Kapıyı açtığımda karşımda bir kuğu görmüştüm. Meleğim ne kadar güzel olmuştu. Yeni yaptığı ve benim çok onaylamadığım grimsi saçlarını yaptığı doğal topuz, o güzel vücudundan akan elbise ona bir melek edası katıyordu. Buğday teni ise saflığını adeta kıskandırırcasına etrafına saçıyordu. Beni görünce yüzü asılan Alya'ya baktım. Şaşırmıştım. Normalde hep rengarenk giyinen kız şimdi bordo giyinmişti. Oysaki Alya koyu renk giyinen insanların ölmek istediklerini düşünürdü. Bu yüzden pembeden başlayarak bütün açık renkleri giyerdi. Alya ona baktığımı gördüğü an kafamı tekrar Burcu'ya çevirdim.
Alya'nın ağzından;
Abim odaya girip biraz Burcu'yu süzdü. Ben de o ortamda kalmak istemediğim için aşağıya -davetlilerin yanına- indim. Gözümü koskoca salonda gezdirdim. (Evet Ayça teyze nişan bile olsa büyük olsun diye bir yer tutturmuştu.) gözüme ilk takılan siyah beyaz giyimiyle çok yakışıklı gözüken Serkan olmuştu. Koşarak onun yanına gittim. Saçmalamayın tabiki merdivenlerden koşarken ayağımı yerdeki tüle basıp yere kapaklanmadım. İşin şakası bir yana tam düşüyordum ki Serkan imdadıma koştu. Kıpkırmızı olmuş suratımla Serkan'ın yüzüne bakamayacak kadar utanmıştım. Serkan bir gülüş atarak "Bordo prenses iyi misin?" diye sordu. Gülerken utancım en azından biraz daha azalmıştı. "Saol Serkan. Düğün sahibinin kızı olarak rezil olmak en son isteyeceğim şey olurdu." dedim. Kısa bir kıkırdamanın ardından masalardan birine geçtik. Serkan bana dönerek
"Ya Alya?"
"Efendim?"
"Yarın bir işin falan var mı?"
"Hayır yok. Neden ki?"
"Yarın buluşak mı diyecektim de?"
"Hhahah! Olur tabi BULUŞAK." Dedim. Yüzü kıpkırmızı olmuştu. Utancını biraz olsun yenebilmesi için "Serkan üzerimdeki etek gibi kızardın." dedim. Ve tekrar gülüştük. Serkan iyi çocuktur aslında. "Ee ne zaman?" dedim.
"Ne ne zaman?"
"Buluşakım dedin ya!"
"Hee şey.. E işte yarın."
"Onu anladım da saat kaçta saftirik?"
"Hee. Ihıhı şey.. 12 sana uygun mu?"
"Olur uygun tabi. Nerde?"
"Ben gelir seni alırım evden."
"Tamamdır" dedim. O sırada yemyeşil kıyafetiyle gözüme çarpan ve bir prenses gibi duran Cansu'nun yanına gitmek için Serkan'dan izin alarak kalktım ve Cansu'nun yanına gittim.
Aslında yüzük ve makas tepsisini taşıyacak olan bendim ama son anda abimin istemeyeceğini düşünerek görevi Cansu'ya vermek üzere " Twinimss. Acaba diyorum tepsiyi sen mi taşısan mı ki acabaa?" dedim. Cansu bana garip garip bakarak "Neden acaba diye sorsam bebitom?" diye sordu. "Ya kanka şstemiyom işte. Yani abimin karşısına çıkmak istemiyom. Hadi ya lütfen" dedim. Bana bakıp " konuşucaz bunu sonra. Ama şimdilik tamam kuzum. Hee bu arada Aynur teyze bana kızarsa bülbül gibi şakırım ona göre." diyip kıkırdadı. Kafamı tamam anlamında sallarken bende kıkırdadım. Sonunda Burcu ve abimde indiler aşağıya. Yüzükleri takması için ilk önce alkışlarla Burcu ve abim platformun üzerine çıktılar. Sonra adını bilmediğim kırmızı kurdeleyi kesmesi için seçtikleri, hocamız Aziz hoca çıktı platforma. En sonda Cansu çıktı tepsisiyle. Hepsi alkışlanarak geçip gitti.Çok geç olmadan Serkanla birlikte nişandan çıktık. Serkan beni eve bıraktı.
"Teşekkürler Serkan."
"Hiç önemli değil prenses. Her zaman."
"Hadi iyi geceler. Yarın görüşürüz."dedim ve eve girdim. Üzerimdekileri çıkarıp bir kenara fırlattım ve pijamalarımı giyip yatağa atladım. Biraz sosyal medyada gezindikten sonra güzel bir uykuya daldım. Eminim ki annemler yarın bana , neden görevi başkasına verdiğimi?, niye nişan bitmeden önce çıktığımı?, niye Aziz hocama selam vermediğimi?, ve niye nişanlı çiftleri tebrik etmediğimi soracaklar. Ama hiçbirine cevap veremeyeceğim. Zaten tahminen onlar geç gelecekler. Bu yüzden sabah geç kalkacaklar. Buda demek oluyor ki ben evden çıkmış olacağım. Serkan sağolsun. Kafamdaki bütün bu düşünceleri bırakarak uykuya daldım.Merhaba arkadaşlar. 9 bölüm çook kısa zamanda sizlerle buluşacak. Ne dersiniz? Sizce Alya Serkan'a aşık mı olacak. Yoksa başka biri çıkagelip Alya'nın aklını mı karıştıracak? Peki ya Aras? Sizce Alya'yı affedecek mi?
Peki Aynur hanım ve Mehmet bey Alya'yı psikoloğa götürmekten vazgeçer mi? Merak ediyorsanız bir yıldıza basmayı ve yeni bölümlerden haberdar olmak için kitabı kütüphaneye eklemeyi unutmayın!! Sizi seviyorum Abi kuzularım!! (Çenesi açılan yazarcık yapmışlar olmuş) 💗😘