Poyraz'ın ağzından;
Sabah kalktığımda sol göğsümdeki sargıya baktım. Bugün çıkarıcaktım ve bundan sonra o dövmeyle hayatıma devam edicektim. Kalkıp üzerime bi tişört geçirdim ve salona gittim. Kimse uyanmamıştı daha. Mutfağa baktığımda Azra arkası dönük bi şekilde ağlarmışçasına nefes alıyodu. "Azra yenge iyi misin??" diye sorduğum an anında bana dönerek biraz da korkuyla gözlerini silip burnunu çekti ve elindeki kağıdı arkasına sakladı. "Niye ağlıyosun Azra nooldu??" diyerek gidip ona sarıldım. Sarıldığım an ağlamaya başladı. "Poyraz ben, ben doktordan geliyorum." dedi yarım çıkan sesiyle. "Ne doktoru Azra, Batu'nun niye haberi yok? Bişey mi var haber veriyim mi? Çok mu önemli bişey?" Diye heycanla saydırırken arkamdan Ege gelmişti. "Nooluyo lan sabah sabah ne bağırıyonux yenge hayırdır nooluyo?" diye sordu uykulu gözlerle. Azra ikimize de bakarak "Bana bakın şimdi size söyleyeceklerimi Batuya söylemiyosunuz anlaşıldı mı?" dedi tehtidkar bi şekilde. İkimizde tamam anlamında kafamızı salladığımızda söze devam ederek " Ben doktora gittim sabah, dün de sabah erkenden gitmiştim test için, bugün sonuçları çıktı.. Ben 4 aylık hamileyim..." dedikleri karşısında Ege de ben de şok olmuştuk tam bişey söylicektik ki arkamızdan bi anda Batu, Ege ve beni yana atarak Azra'yı kucağına alıp döndürmeye başladı. Döndürürken "Neden bana söylemek istemedin salak mısın Azra bu mükemmel bi haber! BABA OLUYORUM!" Diye bağırdı. Biz de çok mutlu olmuştum ve Batuyla Azraya mutlulukla bakıyoduk. Azra zorla gülümseyen bi yüz ifadesiyle "Aşkım, tamam tabi ki çok sevindin ben de çok sevindim ama sana söylemek istemedim çünkü, çünkü aldırmayı düşünüyorum.." dedi. Bi anda Ege ve benim yüzümüz asıldı Batu ise hayal kırıklığına uğramış bi biçimde Azraya bakıyodu. Azra söze devam ederek " Aşkım yanlış anlama ben gerçekten bi bebeğimiz olsun çok istiyorum ama.. ama bakamayız ki biz.." dedi üzülerek.. Batu bi anlık hışımla " İyi de niye bakamayalım ki hayatım!!" diye sordu. "Çünkü birincisi daha evli değiliz, ikincisi gelirimiz yok bi bebeğe bakıcak tecrübemiz yok onun için yeterli alanımız yok ne biliyim işte bi bebek için yeterli konfor yok.." Ege hemen söze atlayarak " Yenge bak ne dicem tek problem buysa Alya'yı alma işini biraz geri atarız, bu evi hep birlikte baştan sonra düzenleriz. Tek derdin buysa yeğenimiz için yaparız bunu!" Azra duygusal bi şekilde minnettar gözlerle Ege'ye bakarken bi anda ben de gaz alıp " Evet Alya'yı almayı biraz erteleyebiliriz, tek derdin buysa dert etme yengem benim düğününüzü de ayarlarız kendi aramızda hop hop hop hiç merak etme sen yeğenimiz için değer!" dedim. Azra bana minnettar gözlerle bakıp "Teşekkürler çocuklar" dedi ve yüzünü Batu'ya çevirdi. Batu Azra'ya aşkla dolu gözlerle bakarken elini Azra'nın karnına koydu ve "Aşkım 3 tane hırtapoz işe yaramazız burda, çalışır maddi durumumuzu iyiye getiririz. Sen yeter ki iste, beni babalık duygusundan mahrum etme. Mükemmel bi anne olucaksın ve çocuğumuz asla tek kalmicak, senin gibi mükemmel bi annesi olucak, ne kadar işe yaramasa da benim gibi bi babası olucak, biz olmasa bile onu daima koruyup kollayacak iki tane amcası olucak... Sen merak etme biz bu bebek için herşeyi yapmaya hazırız. Peki sen hazır mısın?" Diye sordu. Hepimiz meraklı gözlerle Azra'ya bakıyoduk. Ağzından çıkacak tek bi kelimeyle amca olucaktık. Hepimize baktı ve gözlerini kapatarak "İyi ki varsınız çocuklar!" dedi. Hep birlikte bağıra çağıra evde marşlar söylerek gezip zıplamaya başladık. Amca oluyoduk. Bi bebek olucaktı, koruyup kollamamız gereken.
Sevinç çığlıklarımız ve kutlamamız bittikten sonra izin isteyerek odama gittim. Yatağıma yatıp derin bi nefes aldım. Ben de bi gün baba olucak mıyım acaba diye düşündüm. Alyayla bi çocuğumuz olsa. Sabah onlarla uyansam.... Sabah kalkıp yanıma baktığımda Alya'yı ve kucağında melek gibi yatan kızımızı görsem ya da oğlumuzu ne farkeder ki. Kafamdaki düşünceleri bi kenara atarak bilgisayarımı açtım. E postalarıma girip Alya'ya bi e posta yazmaya karar verdim.
Alya'm nasılsın? İyi misin? Alya ben seni çok üzdüm bunu biliyorum. Çok ağlattım çok yıprattım seni. Ama artık bunlar geçti. Sana söz veriyorum bunlar artık eskide kaldı.... Biliyosundur belki lise arkadaşlarımın evinde kalıyorum İzmirde. Batu ve Ege'nin. Batu'nun sevgilisi var 10 yıl mı ne oluyomuş çıkalı. Azra hamileymiş bugün onu öğrendik. Çok sevindik özellikle ben çok sevindim bilirsin bebekleri çocukları çok severim. Düşündüm be hatunum acaba bizim de olsa bi bebeğimiz, bi kızımız ya da bi oğlumuz... fena olmaz mıydı be?? Böyle ortalıkta anne anne diye gezinse. Benim yerime senin kucağına gelmeyi tercih etse ama sonra ikimize de sarılsa... Çok güzel olmaz mıydı?? Özledim seni hatunum... Çok özledim, burda bi kaç işim var şimdi yeni bebeğe hazırlık yapıcaz. Hazırlıklar biter bitmez seni almaya geliyorum hayatımın anlamı... bekle beni..❤️
-Seni en çok sevenVeeee gönder. Tamamdır. İçeri gidip sevinçlerine ortak olıyım bari diyerek odamdan çıktım...
Cansu'nun ağzından;
Sabah uyandığımda Savaş hala uyuyodu. Telefonumdan saate baktıktan sonra Savaş'a doğru döndüm. Elimi yüzüne koyup çene kaslarımda parmaklarını dolaştırmaya başladım. Tam dudağından öpeceğim sırada gözlerini açtı ve nası olduğunu anlamadığım ani bi hamleyle beni altına aldı. Ellerini başımın kenarlarına koyup gülerek bana bakmaya başladı. Ben bi anlık şaşkınlığımı üzerimden atıp üzerimde duran kaslı vicuduna bakmaya başladım. "Allahııığğğmm yerim bunuğğğ! İlah mısın silah mısın beğğğ" diye içimden geçirirken ağzımın suyu akmış olucak ki Savaş bana bakıp "Ne o çok mu hoşuna gitti??" diye sordu gülerek. Ağzımdan akan suyu toparlamaya çalışarak "Yoo ne alaka ki yani ben de hayvan gibi spor yapsam bende incecik güpgüzel bi kız olurum yani allah allah yani ya sen niye bu kadar kendini egosit şey beğendin ki yani bis egoist seni" dedim. Bi anda daha çok gülmeye başlayınca ben de kendimi tutamayıp güldüm. Savaş biraz daha sakinleşerek gözlerime uzun uzun baktı ve " seni seviyorum bitanem" diyip dudaklarıma yapıştı. Gözlerimi kapatıp kendimi ona bıraktığım sırada geri çekildi, tekrar gözlerime baktığında "ben de seni birtanem" dedim ve tekrar öpüşmeye başladık. Öpüşmemiz yavaş yavaş hızlandı ve eli geceliğimin altına gitti. Olan olucaktı artık.. Sonuçta kocam olucaktı ve benim korkmam bişey değiştirmiyordu....Burcu'nun ağzından;
Yoga dersim bitmişti ve Aras hala ortalarda yoktu. Bu süre içerisinde Alya gelmişti ama ona da sinirliydim. Zaten som zamanlarda o kızı sevmiyordum şimdi bu olayımızda abisinin arkasında duracağımdan emin olduğum için daha çok sinirliydim. Kafamdaki düşünceleri bi kenara atıp duşa girdim. Çıkıp saçlarımı kuruttum ve üstüme dizimin iki karış üstünde bordo bir kalem etek ve dekoltemi bol derecede göstericek dar bir siyah üst giyindim. Ayağıma siyah topuklularımı geçirip bolca parayla dışarı çıktım.Genelde bekar ve yakışıklı erkeklerin oturduğu kafeye gittim ve kafenin en orta masasına oturdum. Bacaklarımı üst üste atıp etrafımdaki erkekleri kesmeye başladım. Madem Arastan ayrılıcaktım o zaman elalem içine boş çıkmamalıydım. Gözüme kestirdiğim yakışıklı ve zengin olduğuna bahse girebileceğim bi çocukla uzun süre bakıştıktan sonra çocuk kalkarak yanıma geldi. "Hanfendi kafeye girdiğimden beei gözümü sizden alamıyorum, rica etsem isminizi verir misiniz?" diye sordu. Hafif sinsi bir gülüşle "Burcu ben" dedim. " Ne kadar güzel bi isim, ben de Kerem. Bana geçmeye ne dersiniz daha iyi tanışırız.." dedi. Biraz orospu bi gülüşle " Ayy neden olmasın ki tabi ki olur sıkılmıştım burda zaten" diyip çantamı da alarak ayağa kalktım. Kerem'in koluna girip arabasına doğru yürümeye başladık. Bu kadar kolay olucağını düşünmezdim. Ah Aras bey ahh sana ve senin boklu çocuğuna kaşmadım ben hahahahah!!